Aylık Arşivler: Şubat 2010

Paris Mon Amour: Paris, Paris…

Bir şehri güzel ya da anlamlı kılan nedir ki? Bu konuda ne söyleyebilirim ? Cevap herkese göre farklılıklar gösterir, benim için ise birkaç gün için bile olsa yaşadıklarım çok önemlidir. Baharları severim ben. Ağaçların çiçeğe döndüğü zamanlarla, yapraklarını dökme dönümleri beni mutlu eder. Çimenlere uzanmak, gittiğim uzak diyarların göklerine bakmak isterim. Uzun uzun bakarım. İçimden…

Fuardan Fuara Frankfurt

Bloga yazı yazmak insanı rahatlatan bir şey olsa gerek çünkü bir dolu işimin arasında yapmaktan çok keyif aldığım bir durum haline geldi. Hatta bayağı bir stres attığımı bile söyleyebilirim. Gerçi uzun zamandır idare etmeye çalıştığım zavallı laptopumun pabucu yakın zamanda dama atılacak ve dayanamayıp yeni bir macbook sahibi olacağım gibi gözüküyor. 🙂 Bloğum hala arama…

Venedik’te yapılması gereken 10 şey

1) Gitmeden önce Nedim Gürsel’in Venedik’i ve ünlü ressam aile Bellini’leri anlatan kitabı Resimli Dünya‘yı  okuyun. Her ne kadar ben Accademia’yı gezerken Bellini tablolarını barındıran 2.Salon kapalıysa da sizler benden daha şanslı olup, Bellini’lerle tanışabilir ve kitabın kahramanı Sanat Profesörü Kamil Uzman eşliğinde müzeyi gezebilirsiniz. 2) Rialto Köprüsü görülmesi gereken güzel köprülerden. Hemen bitiminde pazar…

Venedik’te yaşamış ünlülerin evlerini merak ediyor musunuz?

Casanova ve sonrasında Goethe’nin oturduğu ev… Marco Polo’nun evi… Büyük Kanal üzerinde gondolla giderken gözleriniz pembe evi arasın…

Venedik’te ilk günümüz nasıl geçti?

Venedik gezisi başlıyor. Atatürk Havalimanındayız. Bavullarımızdan kurtulmuş ve hafiflemiş vaziyetteyiz. Havaalanlarını çok seviyorum. Enerjisi çok yüksek geliyor. Çantamda Alain de Botton’un yeni çıkmış kitabı ”Havaalanında Bir Hafta” var. Yanımdaki arkadaşıma, ”Keşke benim de bir havaalanım olsa!” diyorum, o da bana, ”Kimsenin havaalanı yoktur ki’!” diyor. ”Olsun!” diyorum, beraber gülüşüyoruz. 10.30’da kalkması gereken uçağımız yirmi dakika…

Paris Mon Amour: Paris’le ilk tanışma

Paris’e ilk gidişim eşimin bana hazırladığı bir sürpriz organizasyonla olmuştu.  Güzel organize edilmiş bir sürprizdi. Gare de Est’de şirin, küçük bir otelde kalmıştık. Bu otel aklımda hep çok özel bir otel olarak kaldı. Hatta şu ünlü Bourne filmlerinin ilkinde Jason Bourne otelin önünde durunca çok sevinmiştim. Otellerle ilgili herkesin farklı standartları vardır. Benim standartlarım içinde…