Aylık Arşivler: Haziran 2012

Vegas’ta olan, Vegas’ta kalır!!!!

Biz Vegas’tayken diye başlayan bir cümle kurmamın zamanı gelmiştir; Bu yolculukta tarihteki yerini çoktan aldı. Çok yorgunum diye ağladığım anları özler bile oldum. Biz Vegas’ta: Eyfel’in gölgesinde yani Paris Otel’de kaldık. Oceans 11 filminden hatırlanacak Bellagio Oteli’ni seyrettik. Sabah kalktığımızda lobideki Fransız fırınından ekmek aldık! Bir de reçel, tereyağı ve kahve! Esaslı Beşiktaş’lılar olarak Büyük…

Elif Köksal’la Katmandu’da Günlük Hayat!

Hâlâ hazırda Şeker Bayramı için yapılmış bir hazırlığımız yok. Sonra mail kutuma düşen güzel bir mail ve muhteşem bir yol hikâyesi! Nasıl gitmek istiyorum. İstersem bir şekilde bir gün bu hayalim gerçeğe döner onu da biliyorum. Üstüne üstlük yine bir Elif Köksal Katmandu’suyla olur!  Şimdilik ben bu rüyanın misafiri olamıyorum; ama elbet başka yolcular olacaktır….

Isabel Allende ve Ruhlar Evi!

Tadına doyum olmaz bir kitabın son sayfasını az önce kapatmış bulunmaktayım. Çoğu okur sanıyorum bir kitabın bitişini heyecanla bekler ve son sayfaya geldiğinde içine yerleşen rahatlama duygusuyla aldığı keyfin sonunu getirir. Ne yazık ki benim kitap okuma serüvenimde son sayfalar nedense yüreğimde nedensizce kanatlanmaya başlayan göçmen kuşların çarpıntısına sahne oluyor. Zaman zaman kendimi sakinleştirmem gerekiyor…

Sisler altında beni bekleyen köprü, Golden Gate!

Golde Gate Köprüsü… San Francisco kentiyle eşleşmiş köprü ve ardında nefis mi nefis bir orman, Muir Woods… Sabahın tahmin edilebileceği gibi çok erken bir saatinde yollardayız yine. Şimdilik hiç göremediğimiz Melekler Şehri’nden San Francisco’ya doğru gidiyoruz. Arabada bir sessizlik hakim; muhtemelen ilk kahvaltı molasından sonra herkes yavaş yavaş ayılmaya başlayacaktır. Bir müddet sonra GPS bize…

Andersen’in bezelye çorbası, yeldeğirmeni, yol hali…

San Diego’nun merkezindeyiz. Sokaklar birbiri ardına sıralanmış restaurantlar, kafeler, dondurmacılarla dolu. Mağazalar hemen elinizin altında. Kalabalık sokaklarda yürüyoruz. İşin aslı kenti keyif yapan insanlar doldurmuş vaziyette. Yemek yiyip, içkilerini yudumlayan insanların sohbetleri sokak aralarına çoktan yayılmış. Kalabalığı arkamızda bırakmaya çalışarak yönümüzü deniz kokusuna çeviriyoruz. Fuar merkezine geldiğimizde yukarı doğru acımasızca yükselen merdivenleri tırmanmaya başlıyoruz. Sıkı…