Bu senenin kitabını şimdiden ilan etmek için çok mu erken acaba? Kitabevinin rafında duran kitaba bir çok defa elim gidiyor, alıp almamak konusunda kararsız kalıyorum. Beni böyle bir kararsızlığın pençesine düşüren sebep ortada: Çok satanlar rafında durması! Uzun bir flört dönemi yaşıyoruz işin doğrusu. İsmi bir şehir bilmecesi vaat eden bu kitaba daha fazla karşı…
Aylık Arşivler: Ağustos 2012
Bizi Londra’ya sürükleyen rüzgâr Harry Potter rüzgârı! Başka yerlere gitmenin hayalini kurup, programlar yaparken Warner Bros.’un Harry Potter stüdyolarını Londra yakınlarına taşıdığını öğreniyoruz. Malum oğlan böyle dediğimi duymasın ama ”Çakma Harry”. Şöyle bir konuşma geçiyor aramızda: -Anne, neden ben dururken bu Daniel’ı oynatmışlar Harry diye? Ben Harry’ye daha çok benziyorum. Çok akıllı gözükmesine rağmen, küçük…
Hâlâ Londra’da Piccadilly Caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Hatırlarsanız seri halinde ilerleyen Londra yazılarımızın kitap evleri bölümünde yine aynı cadde üzerindeki Hatchards’a girmiş, Orhan Pamuk kitaplarını gurur duyarak yayımlamıştık. Şimdi kitapçıdan çıkıyoruz ve hemen yanındaki yeşillere bürünmüş devasa mağazanın içine giriyoruz. Vitrinler insanın nefesini kesecek güzellikte, kapının içine adımımı attığımda da Fortnum & Mason beni…
Bu da bizim evin halleri 🙂 Sevgili Leylak Dalı‘nda görüp, dayanamayarak ben de kendi kulemi ekliyorum. Elimde okunacak bir dolu kitabım varken, gördüğüm ve beğendiğim her yeni kitabı da dayanamayarak alıyorum. Bundan dolayı evde okunmayı bekleyen bir dolu kitabım var. Ara sıra yayınladığım kulelerden arta kalanlar da okunmamış olarak öylece duruyorlar. Bakalım bu kuleye…
Hamleys… 250 yıllık bir oyuncakçı yolunda ilerliyoruz. Londra sokaklarında Oxford ve Regent caddelerinde yürümek çok keyifli. Yanyana sıralanmış bildiğimiz, bilmediğimiz bir dolu dükkanın önünden geçiyoruz, olimpiyat ruhuyla dolup taşmış insan seli içerisinde kendimize yol bulmaya çalışıyoruz. Sokaklar kalabalık mı kalabalık, gökyüzü apaydınlık. Bu şehre daha önce gelmememin sebebini bilsem de, sırf vize eziyetine inat şehre…
Tatil başlasın! Hafızamda anlatılacak bir Cunda macerası dolanıp durmakta… Unutmam dediğim şeyleri unutur olmaktan dolayı gördüklerimi not alayım istiyorum. Bazen de şöyle soruyorum kendime, beynimde yer etsin dediklerimi yazdığımdan dolayı mı unutur bu beyin her şeyi… Sanırım Cunda benim için bir unutuşu hatırlattığı için böyle diyorum. İnsan çoğu şeyi unutabilir orada sanki! Hayatını sürdürdüğü şehirde…
İçi binbir çeşit hayalle, serüvenle, bazen bizde olanla bazen olmayanla dolu olan kitapların dünyasına Londra sokaklarında denk geldiğimiz yerlerde hemen girdik, dolandık. Peki ya cümleleri birer hikâyeye dönüştüren kalemler ve defterler ne olacak? Bana soracak olursanız ”Liberty” daha vitrininden gözüken renkli defterleri, kalemleri, üst üste yığılmış kağıtları, notlukları, beyaz sayfaların üzerinde bırakabileceğiniz çeşit çeşit damgaları,…
Şimdi 1797 yılında Piccadilly Caddesi üzerinde kurulmuş olan İngiltere’nin ve Londra’nın en eski kitapçısına doğru yola çıkıyoruz. Yolu o cadde üzerinden geçen her kitapseverin mutlaka uğraması gereken bir kitapçı. İsmini kurucusu Mr. Hatchards’dan alan kitapçı kurulduğu tarihten itibaren aynı yerde hizmet veriyor. Siyah çerçeveli pencerelerinin ardında duran kitapların insanı kendine çeken gücüne kapılmamak mümkün değil….
- 1
- 2