Aylık Arşivler: Kasım 2012

Pazartesi sendromu…

Evlendiğimde bir müddet evcilik oynadım ben. Nasıl güzel geliyordu ilk başlarda. İşten çıktıktan sonra eğer gerekiyorsa markete uğruyor, sonra çok doldurmamaya gayret ettiğim poşetlerimi oflaya puflaya evin bulunduğu tatlı yokuştan çıkarmaya çalışıyordum. Aslında çok uzun olmayan yol boyunca dinlenmek için birkaç kez durduğum oluyordu. Apartmanın kapısının önüne geldiğim zaman çoğu kez anahtarımı unuttuğumu fark ediyor,…

Yazma deneyimleri 1-2…

  Bugün Yazı Evi’ne gittim. Kadıköy’e. Cuma günleri saat 10’da randevum var. Her hafta heyecanla aynı kapıyı çalıyorum. Kapıdan girer girmez elimdeki eşyaları salondaki koltuklardan birinin yanına bırakıp, hemen mutfağa geçiyorum. Genellikle gittiğim saatte, önceden gelen bir konuk çayı demlemiş oluyor. Tıpkı evimdeymiş gibi dolabı açıp çayımı koymak için raftan bir kupa seçiyorum. Birbirinden boyuyla,…

Paris Gezi Notları: Mona Lisa üzerine konuşmalar…

Her fırsatta Paris’e gittiğimi artık tüm dostlarım biliyor. Yine mi diye soranlara kızıyorum üstüne üstlük. Bu da benim takıntım işte, napalım? Nasıl mutlu mesut dolaşıyorum sokaklarda bir görseniz, siz de mutlu olursunuz benim için. Turist kıvamında kendini sokaklara vurmak çok güzel. Sırtına bir sırt çantası alırsın, cüzdanını her ihtimale karşı çantanın kuytu bir köşesine saklarsın,…

Sezen Aksu şarkılarını sık sık hatırlayan kadın!

Dün akşam Yeni Ay Yogası yapmak üzere Ece’nin Baraka‘sına gittim. Nasıl da iyi yaptım. Beni ve arkadaşımı kapıda kocaman bir gülümseme ile karşıladı. En son gördüğümden beri ne kadar çok şey değişmiş üzerinde. Diyeceksiniz ki çok mu iyi tanıyorsun Ece’yi? Yok, kendimi bile doğru düzgün tanıdığımı iddia edemezken, nasıl bir başkası hakkında ahkam keseyim. O…

Duygular…

Pazartesi sabahının hikâyesini anlatmadım değil mi ben size? Vallahi benim de haberim yoktu yazının bu Pazartesi itibariyle yayınlanacağından. Tamam, yazıyı yollamış, karşılığında yayınlanacağı ile ilgili bir mail almıştım. Gelen mailde aranacağımı ve yazının edit edilmesiyle ilgili benimle konuşulacağı yazıyordu. Ben de gelecek telefonu, gelmeme durumuna da kendimi alıştırarak hem bekleyip, hem de beklememeye başladı. Sonuç…

Hürriyet Seyahat ekinde çıkan yazım:)

2012 yılı için bir gazete ya da dergiye yazı yollayacağım demiştim. Bu yıl sona ermeden yolladım ben de! Yoksa yalancı çıkacak, kendime verdiğim sözü tutmamış olacaktım. Hürriyet Gazetesi’nin Seyahat ekinde çıkan yazımı merak edenler için buraya bir tık…