Passage Jouffroy, Paris’te en sevdiğim pasajlardan biri. Yıllar önce bu blogta bu pasajları bulmak için ne emekler sarf ettiğimi, ne yollar teptiğimi anlatmıştım. O gün mutlu sonla noktalanmıştı da, ben o zamandan beri her gittiğimde yolumu buralara düşürür olmuştum.
Bu sefer otelimiz zaten Opera Bölgesi’nde, Grand Boulevard’a çok yakın. Hal böyle olunca pasajlar dibimde.
Rutin hayatları içinde caddeleri dolduran kalabalıklar içinde kendimi başka hissediyorum. Şöyle demek lazım aslında, anın tadını çıkarıyorum çünkü burada kalacağım günler kısıtlı ve tadını çıkarmak, kendimi keyfin kollarına bırakmak en doğal hakkım. Geçici bir yolcu!
Passage Jouffroy’dan adımımı attığımda büyülü dünya önüme açılmış oluyor. Bu pasajda bulunan minyatür kahramanların olduğu dükkanlara, maket yapmak için kullanılan minik ağaçların, bebeklerin, kitaplıkların ve bilumum parçaların olduğu dükkanlara bakmak harika. Pasajın içinde Musée Grevin’de bulunuyor. Bana bal mumundan yapılma ünlüler nedense hiç çekici gelmediğimden içeri bugüne kadar girmedim. Tabii meraklıları içeri girip müzeyi gezebilirler. Madam Tussaud bile içeri sokamadı beni bugüne kadar!
Bu pasajın içinde Hotel Chopin var. 1846 yılında pasajla aynı zamanda açılan otel, iki yıldıza sahip. Romantik bir yerleşime sahip olsa da, Paris misafirlerine daha güzel seçenekler de sunuyor.
Pasaja girer girmez ilk durak noktama ilerliyorum.
La Boîte á Joujoux: 41-43 Passage Jouffroy 75009 Paris
Binbir çeşit hayalin içine sığdığı bu dükkanın içine girip, çocukuğuna dönmeyecek bir insan tanımıyorum. Bu kadar iddialıyım. İnsan kafasını nereye çevireceğini, hangi mucize ile karşılaşacağını bilemiyor. Çeşit çeşit renlere boyanmış, üstleri desenlerle süslenmiş sapanlar beylerin hemen ilgisini çekiyor mesela. Ben vitrinlerinde içinde sıralanmış bebeklere, minyatür maket malzemelerine, dekupaj kağıtlarının üstünde dolaşan meleklere, defterlere, kalemlere baylıyorum. Dükkanın renkli kapısı bile içime neşe katıyor. Bu şehirden dostlara hediye almak için en güzel yerlerden biri burası.
Bakın içeride neler var?
Dükkanın bana çok sevimli gelen boyama tahta kapısı |
Çocuk olduğum zamanlara geri dönüp, cebimde bir dolu parayla burada olmak vardı! |
Bu kalemtıraşlardan burada da var. Yandaki ahşap kutular, çocuk dişlerini saklamak için. |
Bebeklerin birkaç tanesi yetmez, hepsini almak lazım. |
Defterlerden tabii ki aldım. |
Vitrin ve içine yığılmış onca dünya! |
Resim yazısı ekle |
Kitapların üstüne oturmuş Safinaz’a bayıldım. Fiyatını duyunca dudağım uçukladı: 99 Euro |
Aaahh 2 sene önce pasajları keşfettim Paris'te. En güzel seyahatlerden biriydi:)
Sosyal paylaşımın en güzel taraflarından biri belki ,hiç yolunun düşmeyeceği yerleri görebilmen ve hatta gideceksen eğer , senin gibi gezerlerden fikir alabilmen 🙂 Çok keyifli gerçekten…
Gidesim geldi 🙂