Güzel kitaplar okumak, neşeli filmler izlemek istediğim bir zamandan geçiyorum yine!
Ne zamandır iş yerinden, masamdan kalkıp, canımın istediği yerlere gidemiyorum. Bir uçağa atlayıp ülke sınırını geçmek değil kastettiğim. Kadıköy'ün balık kokan sokaklarında yürümedim mesela nicedir, ya da kahveyle koyulaşan sohbetlerin sigara bulutu gibi dolaştığı kahvecilerin sokağına uğramadım. Aklıma ne zaman Kadıköy düşse, en son ziyaretimde gittiğim Baylan'ı düşünüp, çayımın yanına götürdüğüm milföylü tatlıyı nasıl keyifle yediğimi düşünüyorum.
Menüde uzun uzun cup griyenin üstünde duraklayıp, ''yok ya!'' demem, çocukluk anılarımı başka bir güne taşıma istediğimden olsa gerek. Cup Griye yeseydim, Baylan'ın küçük bahçesine geçer, artık hayatımda yer almayan eski dostlarımı davet ederdim yanıma. Ne çay ne de kahve eşlik edebilirdi o günlerimin unutulmaya yüz tutmuş anılarına. Bugünüm daha hafif tatlar, daha uzak ilişkiler, daha dokunmadan bırakılan öpücüklerle geçip gidiyor.
İz bırakan tartışmaların, nefesimi göğsüme tıkayan kahkahaların cup griyenin iç buran ağdalı lezzetinde tutuklu kalması ne tuhaf.
Yaşamımızın renklerden, tatlardan, dokulardan eksik olmasını istemek niye?
Hayatın kolay olmadığın hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki yaşamın kolay ilerlemediği bir ülkede yaşıyoruz. Tabii ki sosyal olaylara tepkimizi vermeli, fikrimizi savunmalı ve düşüncelerimizi paylaşmalıyız. Hepimizin inandığı ve demokrasi de bu demek değil mi zaten?
Ben hayatın tadını küçük lezzetlerde bulan insanlardan çok hoşlanıyor. Böyle insanlar yaşamımı aydınlatıyor ve bana umut aşılıyor. Anne elinin birkaç gün önce evimde ''bilirkişi'' sıfatıyla çayımı harmanlamasından daha güzel ne olabilir? Ya da kargo kolisinin içinden çıkan, başka bir şehirden yola düşen kayısılar?
Bu kış boyunca yakın arkadaşlarımdan biri babasının Manisa'dan yolladığı portakallardan getirdi evime. Her gelen koliyle beraber yüzümüz artık alıştığımız bir para transferi yöntemiyle güldü.
Geçen sefer portakalların içine bebeklikten kalma tek bir patik izlenmişti içinde harçlık niyetine birkaç yüzlükle. Gelecek kış patiğin diğer tekinin geleceğini düşünüyoruz.
Ben çayın yanına konan kitapları da, tatlıları da keyifle izliyorum.
Hepimizin küçük keyiflerde mutluluk bulabilmesi dileğiyle; bol çaylı-kahveli, kitaplı, çiçekli bir hafta sonu diliyorum.
Görsel: Buradan!