Yıllık Arşivler: 2015

Çocukluğuma yolculuk

Bugün sabah biraz geç kalktım. Havanın soğuk olduğu kapalı perdelerin ardından bile belliydi. Genelde sabah oldu mu günışığı, perdenin açıkta bıraktığı pencerenin köşesinden içeri sızıverir. Homurdana homurdana kalktım, elimi yüzümü yıkayıp mutfağa indim. Kahvaltı edecek çok da vaktim yoktu. Bir dilim kızarmış ekmeğe peynir sürdüm, çayla birlikte götürdüm. O sırada bana neyin bunu anımsattığını bilmeden…

2015’i uğurlarken: Aralık ayı kitapları.

Hadi size aralık ayında hedeflediğim kitapları nasıl okuyamadığımı anlatayım. Evet, evet! Senenin son ayı olmasından mı nedir her şey hızlı bir tempoyla ilerliyor. Yuvarlana yuvarlana ayın sonuna geldik desem yerdir. Bizim evin nüfusu yavaş yavaş artmaya başladı. Babaanne ve dede hafta sonu teşrif ettiler. Ev ahalisinin yüzünde güller açıyor. Kuzey dede ve babaannenin varlığında her…

Yazı Evi: Duygu’yla yazıya giriş

     Cuma sabahları can arkadaşımın eğitmenlik yaptığı bir yazı atölyesine katılıyorum. Ruhuma şifa gibi geliyor. Dört haftalık ilk kuru geçen hafta bitirdik. Bu bir aylık süreç bana yazıya giriş atölyesinden çok kendini tanıma atölyesi gibi geldi. Yazarken oyun oynar gibi kendini keşfetmek, ruhunun dönüp dolaşıp soluklandığı köşeleri bulmak, her seferinde aynı yerde durduğunu görüp…

Sosyal medya fenomeni olamamanın hazin hikâyesi

     İnstagram hesabımdaki izleyici sayısına bakıp ne kadar ezik olduğumu daha iyi anladım. Bir türlü kitleleri etkisi altına alan, bir ”günaydın”larıyla cevap olarak binlerce günaydın alan, parmaklarına geçirdikleri yüzük moda olan o insanlardan olamıyorum işte. Bu halimle evdekileri etkilemekten bile çok uzağım.      Ne zaman instagrama baksam tüm İstanbul’un aynı şeyleri yaptığını görüyorum….

Paris’in Gizli Kalmış Yerleri

Bilinenin dışında bir de gizli kalmış bir Paris vardır. Gönlünüzü Paris’e vermişseniz eğer, şehir de size başkalarına sunduklarından farklı şeyler sunar. Bildik sokaklarından ara sokaklarına daldıkça, sırra kadem basmış nice hikâyeler birer birer yolunuza çıkmaya başlar. Paris’i farklı kılan da budur bence; şehre yapılan her yeni seyahatte anahtarını sizin çevirdiğiniz kilitli bir kutudan dağılan sürprizler…

Bazı günler soluk alamaz insan!

     Yazmanın kolay olacağını düşünmüştüm. Bugün boş bir vakit bulacak, bilgisayarın başına oturacak ve önümde hareketsiz duran ekrana hiç düşünmeden kelimelerimi sıralayacaktım. Öyle olmadı. Bunun kaçıncı yap-boz yazım olduğuna inanamazsınız.      Yazmanın kolay bir yanı var mıdır bilmiyorum. Bazen hiç apansız gelen bir kelimenin peşinden diğerleri geliyor ve ben daha ne olduğunu anlamadan…

Paris: Charles Aznavour konseri

     Bugün geçmişte kalmış ve zamansızlıktan yazılamamış bir günü kenarından aralamak istedim. Peşinden hızlı bir Hindistan turu yapmamış olsaydık eminim birkaç gün geçirdiğimiz Paris gezimizi buraya yazmış olurdum. Gitmemizin neredeyse iki senedir peşinden koştuğumuz bir sebebi vardı: Charles Aznavour Konseri.   Paris’e gitmek için sebebe ihtiyaç mı var? Elbette var.      Ne zaman…

Bildik bir kış günü…

     Bu sabah kalktığımda içimde her şeyi yapmaya yetecek kadar güç vardı. Gece geç saatte eve geldiğimizden ev ahalisi hâlâ derin uykudaydı. Ben de sesimi çıkarmadım. Hafta içi öyle erken kalkıyoruz ki hafta sonu isteyen dilediği kadar uyusun istiyorum. Aşağıdan gelen hafif tıkırtılardan anladığım kadarıyla kahvaltı sofrası çoktan hazırdı. Ben de her zamanki gibi…