Stephen King’den yazmak üzerine beş öneri…

Stephen King’in yazmanın püf noktalarını okurlarına anlattığı kitabını okuyunca tabii ki aydınlanmadım. Yazarın kendisinin de söylediği gibi öyle bir şey yok zaten. Yazma aşkı ile tutuşanların hevesle okudukları bu kitapların en güzel yanı çok ünlü yazarların da zor yollardan geçtiğini, çok çalışarak ve yılmayarak bu işin üstesinden geldiğini öğrenmemiz.
Stephen King de şöyle diyor zaten: Başkaları için ya da çok ünlü olmak için yazmadım ben. Yazdım çünkü yazmayı çok seviyordum.

 

 Bakalım Stephen King ”Yazma Sanatı” isimli kitabında ne anlatmış.
1) Yazmak nedir?
 
Stephen King yazmanın ”Telepati” olduğunu söyler. Yazar, çatı katındaki çalışma odasında eski masasının önünde oturur. Yazmak için masanın başındadır ama aslında orada değildir. Her seferinde yazmaya ilk başladığı bodrum katında bulur kendini. Burası, bir sürü parlak ışığın, net imgelerin olduğu bir yerdir. Anlattığı bodrum katını yıllar içinde gün be gün kendisi için inşa etmiştir. Buradan uzağı görebilmeyi başarabilmektedir.

Şöyle der King yazar olmak isteyenlere: Kendi uzağı gören mekanınızı inşa edin. Bunu bir ağacın tepesinde veya Dünya Ticaret Merkezi’nin çatısında ya da Büyük Kanyon’un kenarında oluşturabilirsiniz. Robert McCammon bir romanında şöyle demiştir: Bu sizin kendi küçük kırmızı vagonunuz.

2) Yazmak için yapılması gerekenler nelerdir? 



Ah ne güzel bir soru değil mi? Keşke tüm sorularımız King’in vereceği altın bir anahtarla çözülebilse!

Şöyle diyor King: Yeteneklerinizi en iyi şekilde ortaya koyarak yazmanız için kendi alet kutunuzu oluşturmanızı ve sonra da onu hep yanınızda taşıyabilmek için gerekli kasları geliştirmenizi öneriyorum.

Alet kutusu imgesini gözünüzün önüne getirin şimdi. Nelerden bahsediyor yazar? İşin püf noktası burada aslında. Elbette yazar da emek vermeden hiçbir şeyin elde edilemeyeceğinin farkında ve bunu okurlarına söylüyor.
”Yazarken doğru kelimelerini kullanın.” diyor. Kibar olmak adına konuşma dilinde kullanılmayan kelimeleri yazınızın içine sokmayın.
*** Fiiller, pasif görevler üstlenmesinler cümlelerinizde. Aktif olsunlar. Böylece ”bağra basılacak” cümleler kurarsınız.
*** Zarflardan durabildiğiniz kadar uzak durun. Zarfları kullanarak kuvvetlendireceğinizi düşündüğünüz cümleleri daha önce kurduğunuz paragraflarda güçlendirin.

”Sizden bütün istediğim elinizden gelenin en iyisini yapmanız ve zarf kullanmanın insanca, ama o dedi, bu dedi, diye yazmanın ilahi olduğunu unutmamanız.”

3) İyi yazmakla ilgili samimi bir itiraf duymak ister misiniz? 

Şöyle diyor King: ”Kötü yazıların çoğunun kökeninde korku yattığına ikna olmuş durumdayım. Kendisi için yazan insanların yazdığı yazılarda korkunun daha az olduğunu görüyorum. O yüzden bırakın korkularınızı ve yazın! 

4) Yazar olmak isteyenler nereden başlamalı?

Okumayan bir insanın yazar olmasının mümkün olmadığını düşünen King, eğer okumuyorsak yazma işini bir kenara bırakmamızı tavsiye ediyor. Eh, doğru söze ne denir?

Bir yazar olmak istiyorsanız, her şeyden önce yapmanız gereken iki şey var: çok okuyun ve çok yazın. Bildiğim bu iki şeyden kaçınmanın, kestirmeden gitmenin imkanı yok. 

5) Yazar olmak isteyen biri günde ne kadar zamanını yazmaya ayırmalıdır? 

Stephen King günde 2000 kelime yazmayı sevdiğini söylüyor. Gerçekten gerekli bir şey olmadıkça da bu sayıya ulaşmadan yerinden kalkmıyormuş. Peki bizim gibi yazma aşkıyla kavrulup ama bir türlü masanın başına oturamayanlar kaç kelime yazmalı?

Günlük bir hedefe kilitlenin. Ben sizlere günlük 1000 kelime yazmanızı öneririm. Haftada bir gün tatil yapma hakkı da veriyorum sizlere. Ama günde bin kelimeyi yazmadan yarattığınız yazı masasından kalkmayın sakın!

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Stephen King’den yazmak üzerine beş öneri…” yazısında 8 düşünce

    • özlem öztürk diyor ki:

      Kusura bakmayın. İş, ev, oğlumun dersleri falan derken kitabın adını yazmayı unuttum. Size mail atayım diye profilinize geldim ama mail adresinizi bulamadım. Neyse içinde alıştırmalar olan kitabın adı: Sanatçının Yolu. Julia Cameron. Her gün yazı yazmakla ilgili güzel şeyler var içinde. Umarım işinize yarar.
      Sevgiler

  1. TUĞBA'NIN DÜNYASI diyor ki:

    Bu tür kitapları alırken insan bir an sanki okuyup da aydınlanacağını ve sayfalar yazacağını sanıyor ilk başkta. Ben öyle hissetmiştim açıkçası ama sonradan anladım ki yok öyle bir şey. Aslında bizim bildiğimiz pek çok şeyi anlatıyor o kitaplar. Stephen King'in bu romanını da sanırım öyle bir beklenti ile alıp okumuştum ben seneler evvel. Bu yüzden çok tatmin etmemişti. Alıştırmalı kitapları seviyorum teknikleri içeren anlatan ve yazmaya davet eden. çünkü yazmak konusunda verilen fikirler bir süre sonra uçup gidiyor ama yazı hep kalıyor. Benim en büyük arzum bir yazarın beni çekirgesi olarak alması ve tecrübeleri ışığında eğitmesi:) valla ne yalan söyliym çok arzu ediyorum böyle birileriyle bire bir çalışmayı. Çünkü insan tamam yazıyor da o yolculukta eşlik edecek birilerinin olması da çok mühim yoksa sadece bir yerde kalıyor…
    Öpüyorum çok çok
    Daha nice nice yıllar bu güzel yazı yolculuğumuzun sürmesi dileğimle:)

    • TUĞBA'NIN DÜNYASI diyor ki:

      Ben Salih Bolat'ın öykü yazma tekniklerini sevmiştim. Sonra Murat Gülsoy'un Yaratıcı yazarlık, bir de roman yazımı diye bir kitap vardı. Semih Gümüş'ün kitapları da güzeldir. Ayrıca hatırlayamadığım alıştırmaları olan bir adet daha var aslında onu da epeyce kullanmıştım bakacağım web'den. Yaratıcı yazarlık altında içlerini karıştırarak pratik yapma kısmı var mı diye de bakabilirsiniz.Sevgiler

    • özlem öztürk diyor ki:

      Sevgili Judgest,
      Aslında bu tarz kitaplar var. Ben Yeşim Cimcoz'un yazı evine gidiyorum. Orada her seviyeden yazı için atölyeler var. Bu tarz alıştırmaların olduğu bir kitabı da var Yeşim Hanım'ın. İsmi de ''Yazarak Hafifleyin.'' Nerede oturduğunuzu bilmiyorum ama Yeşim Hanım bir de internet üzerinden katılabileceğimiz bir sanal yazı atölyesi oluşturuyor. Kendi sitesinde bunun bilgileri var.
      Bunun dışında sevdiğim kitaplar arasında bir kitap daha var. Kitapta yazılanları yapan bir arkadaşım var. Çok memnun kaldı. Kitap masamın üstünde durmasına rağmen ben daha yapamadım. Düzenli yazmayı gerektiren bir çalışma bu da. Ben ne yazık ki çok düzenli oturamıyorum masanın başına. Kitabın ismini şimdi hatırlayamadım ama eve gidince ilk iş bakıp yazacağım buraya 🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Sevgili Judgest,
      Aslında bu tarz kitaplar var. Ben Yeşim Cimcoz'un yazı evine gidiyorum. Orada her seviyeden yazı için atölyeler var. Bu tarz alıştırmaların olduğu bir kitabı da var Yeşim Hanım'ın. İsmi de ''Yazarak Hafifleyin.'' Nerede oturduğunuzu bilmiyorum ama Yeşim Hanım bir de internet üzerinden katılabileceğimiz bir sanal yazı atölyesi oluşturuyor. Kendi sitesinde bunun bilgileri var.
      Bunun dışında sevdiğim kitaplar arasında bir kitap daha var. Kitapta yazılanları yapan bir arkadaşım var. Çok memnun kaldı. Kitap masamın üstünde durmasına rağmen ben daha yapamadım. Düzenli yazmayı gerektiren bir çalışma bu da. Ben ne yazık ki çok düzenli oturamıyorum masanın başına. Kitabın ismini şimdi hatırlayamadım ama eve gidince ilk iş bakıp yazacağım buraya 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir