Yıllık Arşivler: 2016

Eski yılın son pazarı…

Yeni bir yıla girmeden önceki son pazara geldik nihayet. Bildik hafta sonu halindeyiz biz. Koltukların yastıkları başka taraflara kaymış, kitapları dergileri sağa sola fırlatmışız, sehpanın üstü kullanılmış bardaklarla dolu. Pek steril bir ev ortamı olduğunu söyleyemeyeceğim yani. Bizim ev hafta sonu geldi mi hep dağınık. Etraftaki tüm kitapları okuyor muyuz? Hayır. Yine de çevremizi okunan…

Macera Kitabım’ın 2016 Dökümü!

Evet! Bu sene de bitiyor haklısınız. Her sene aynı geyiği yapmaktan bıkmış olsam da senelerin böyle geçiyor olması cidden canımı sıkıyor. Belki hiç blog yazmamak daha iyidir. Böylece oturup her senenin sonunda, ”Ben bu sene ne yaptım?” diye düşünüp durmaz insan. İlla ki verilecek bir hesap var değil mi? Ocak Vallahi de billahi de Aralık…

Unutmak İstemedikçe: Aklımla Dalga Geçme

Geçen cumartesi akşamı Fatih Portakal‘ın Can Yayınları‘ndan çıkan kitabı Aklımla Dalga Geçme’yi konuşmak için Tavsiye Evi’ne davetliydik. Aslında bu tip durumlarda biraz çekimser kalıyorum. İş hayatında onca insanla muhatap olmama rağmen, iş tanımadığım insanlarla aynı ortama girmeye gelince biraz tedirgin oluyorum. Bir de şu var elbette: Ekrandan tanıdığım insanlarla gerçek hayatta karşılaşmak istemiyorum. Daha doğrusu…

Aralık kapıyı araladı yine…

Üşenmesem oturup bu sene okuduğum kitapları sıralayacağım. Temmuz ayında kitap okuyamayınca sanki tüm seneyi kitap okumadan geçirmişim, 2016’yı okuma açısından kısır geçirmişim gibi hissediyorum. Oysa çalışma masasının üstü, salondaki başucu sehpam okunmuş, yerine kaldırılmayı bekleyen kitaplarla dolu. Yine de ortada beni rahatsız eden bir durum var. Onlarca kez söylediğim gibi bu senenin hiçbir hali beni…

Fidel Castro ve Havana Sokakları

Küba’dan döndüğümden beri bir türlü Küba yazılarını yazmaya fırsat bulamamam ve onca talihsizlikten sonra yazımı yayımladıktan iki gün sonra Castro’nun artık aramızda olmayacağını gerçeğine uyanmak insana kendini tuhaf hissettiriyor. Ya bir önceki yazımın başlığına ne demeli? “Fidel Castro ölmeden Küba’ya gitmek” Havana sokakları ile ilk kes burada tanışıyoruz. İtiraf ediyorum: Klişelerden nefret ediyorum. Sırf klişe…

Fidel Castro ölmeden Küba’ya gitmek

Küba Gezisi… Fidel Castro ölmeden Küba’ya gitmek… Küba seyahat ve gezi notları… Küba’da fırtına mevsimi… Gitmeden önce biraz söyleniyorum. Muhtemelen Küba ömrümde bir kez ayak basacağım bir ülke ve olası bir fırtınanın beni bir otelin lobisine tıktığını düşünmek bile istemiyorum. “Yine aynı şeyi yaptık,” diye söyleniyorum Selçuk’a. İnsan gideceği yerde hava nasıldır diye bakmadan, gitmek…

Bir mevsimden bir mevsime, bir şehirden bir şehire…

Yazı başka heyecanlarla karşılıyorum. Elbette bahar habercisi oluyor birkaç aya gelecek olan yazın. Ağaçların dalları, manolyanın üstü çiçekle dolan kolları gibi ben de kollarımı açarak karşılıyorum yazı. Güneş içimi ısıtıyor, yazın gidilecek yerlerin heyecanı basıyor benliğimi. Havalar iyice güzelleşse de bahçede etsek kahvaltımızı diye geçiriyorum içimden. Yazı biraz da ben taşıyorum bizim evin içine. Ben…

Barselona’da öyle yersen İstanbul’da kara kara düşünürsün!

Bazen yazmak için nereden başlayacağımı bilemiyorum. Çoğu zaman bir yerden başlayıp birkaç paragraf sonra yazdığım ilk paragrafı siliyorum. O zaman yazdıklarım bir şeye benziyor. Yine aynı ruh hali içindeyim işte. Pazar gecesi Barselona’dan döndüm. Kızlarla uzun bir hafta sonu oldu. Yedik, içtik, dolaştık, birbirimize takıldık. Hepimiz ayrı tellerden çalıyor ama işin keyfini çıkarıyoruz. Tatilin en…