İyi ki doğdun Kuzey…

Her sene bir yaş daha yaşlanırken Kuzey’in gün be gün büyüdüğüne tanıklık ediyorum/ ediyoruz. Selçuk’un şakaklarındaki kırlar iyiden iyiye kendini belli etmeye başladı. Aynaya baktığım zaman gözlerimin kenarlarındaki kırışıklıkları görüyor ve ”Seviyorsun sen onları!” diye kendimi ikna ediyorum.
”Gülümse, bak ne kadar gençleşiyorsun bir gülümseme ile!” bu aralar tek mottom.
Yaşlanmaktan korkmuyorum ama Kuzey’in nasıl da hızla büyüdüğünü görünce zamanın hızı başımı döndürüyor.
Sahi, ne oluyor da lise, üniversite yılları sanki hiç yaşanmamış gibi soluk anıların içine karışıyor. Sofraya konulan tabaklar sen istemesen de azalıyor. Özlemle andıklarımızın yerlerini birer ikişer ufaklıklar dolduruyor.
”Anne, ben ilk ne zaman anne dedim?” gibi şeyler soruyor Kuzey ara ara.
İlk sevgilimi sorunca daha az zorlanıyorum açıkçası. Selçuk da ben de farklı cevaplar veriyoruz. İkimizin cevaplarında da Kuzey’i yanımıza çekmeye çalışan sinsi bir yan keşfediyorum ara ara. Selçuk da neredeyse geceleri en çok kendisinin kalktığını söyleyecek kadar bir gözü karalık seziyorum. Oğlanla biraz daha konuşmasına izin versem ikna edeceğinden şüphem yok.
Şimdi oturduğum yerden bunları düşününce Kuzey’in doğduğu gün de, anaokuluna başladığı ilk gün de dün gibi aklımda. İlkokula başladığı ilk gün erkenden uyanmış, kıyafetlerini giydirmiş ve apartmanın önünde servisi beklerken gülümseyerek poz vermiştik hep birlikte. O günün üzerinden geçen zamanı sayamadım, bir yerlere not edemedim. Sanki geçip giden zamanla aynı yerde değildik biz. Öyle böyle derken, Kuzey’in 6.sınıfı bitirmesine çok az bir zaman kaldı.
Artık okuldan gelince çantasını bir köşeye fırlatıyor, yapmayı unuttuğu ödevleri için gözyaşlarına bulanmıyor, hatta bana ”Takılma böyle şeylere birkaç eksiden bir şey olmaz” diyor.
Ben mi?
Biraz annem gibiyim, biraz kendim.
Belki Kuzey de büyüyünce biraz Selçuk gibi olacak, biraz kendi.
Salondaki sehpanın üstündeki fotoğraflar günle birlikte büyüyor, yüzünün, vücudunun şekli değişiyor.
Saçının arka tutamında bazen babamı görüyorum, ellerinin hareketinde Selçuk’u, kimi mimiklerinde amcasını…
Elinde bir kitap varsa ve koltuğa gömülmüşse, yüzümde engelleyemediğim bir gülümseme. Okuyor. Okuyan bir çocuk olduğu için şükrediyorum. Tıpkı benim gibi babası gibi kendi kitap kahramanlarını ekliyor çocukluğuna. Benim bir türlü bitiremediğim çocukluğumla aynı bahçede gezinmiyor, Heidi’yi benim gibi sevmiyor, Clara’ya sinirle bakmıyor. Ruhuna işleyen ve ömrü boyunca yanında taşıyacağı başka dostluklar kurmuş kendine.
”Heidi’yi izlemeye gidelim?” dedim geçenlerde.
”Alplerde yaşayan bu kızı izlemeyi sahiden bu kadar istiyor musun?” diye sordu.
Evet, dedim.
Birlikte büyüdüğümüz zamanların yerini yavaş yavaş bize öğretmeye başladığı zamanlar mı alıyor yoksa diye düşünüyorum.
Mayısa dair bir çocuk işte.
Mayıs gibi: Biraz serin, biraz sıcak, çokça bahar…
İyi ki doğdun Kuzey!

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

İyi ki doğdun Kuzey…” yazısında 22 düşünce

  1. Lale diyor ki:

    Ben atlamışım Kuzey''in doğum gününü. Sanırım diğer sosyal mecralarda kutlafdım.
    Çok keyifli olsun, gönlünce olsun yeni yaşı.
    Anne ve Babası da onunla hep güzel anlar paylaşsın.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Kuzey'in doğum gününü ig'den de birkaç gün sonra yazdım zaten. Bu aralar anı yaşayıp gerisine pek takılmıyorum. Maksatlı değil aslında bir şeyleri çok paylaşmamak; sanırım sıkıldım. Tuhaf bir hal içindeyim. Sen biliyorsun. Genelde bir fotoğraf makinesinin ya da kameranın ardında her şeyi kayıt altına almaya çalışırdım. Baktım ki kameranın ekranından hayatı seyretmek çok da anlamlı değil, hayatın açısı da oradan daha dar. Kameramanlık görevinden istifa ettim 🙂
      Bu doğum günü de bizim Çin seyahatinden bir gece önceye denk geldi. Bir pasta, üstünde birkaç mum ve sevdiklerimizle kutladık doğum gününü. Yanında da çay ve bolca sohbet vardı.
      Çok öpüyorum Lale Abla. Güzel dileklerin için çok teşekkür ediyorum.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Teşekkür ederim, çok naziksiniz. Onlar büyüyor, bizler de ilerlemeye devam ediyorum.
      Sağlık, huzur hepimiz için tek dileğim. Çocuklarımızla keyifli seyahatlerimiz, uzun sohbetlerimiz hiç eksik olmasın yaşamımızdan.
      Sevgiler

    • özlem öztürk diyor ki:

      Gamzecim,
      Teşekkürler.
      Buralardan uzun yıllar kutlarız inşallah sevdiklerimizin doğum günlerini. Biz çok özel şeyler, büyük kutlamalar yapmıyoruz doğum günlerinde. Hep aile arasında küçük bir pastanın mumunu üfleyerek, birbirimize sarılarak geçiyor doğum günleri. Bu sefer de bizim Çin seyahatinin bir gün öncesine denk düştü. Kuzeniyle birkaç sefer aynı mumları yakarak üfle babam üfle kutladık doğum gününü.
      Çok öpüyorum seni canım.

  2. İki Balık Bir Kedi diyor ki:

    Mutlu yaşlar Kuzey, on8 Yayınlarını okumaya başlamış/başlayacak olmasına sevindim ben de buradan 🙂 Sizi de tebrik ederim, bence çok tatlı ve şahane bir annesiniz 🙂
    Daha nice mutlu kutlamalarınız olsun…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Anne olmak çok ince bir ayar 🙂 Hepimiz elimizden geleni yapıyoruz, umarım az yanlışla, alnımızın akıyla çıkarız bu işten. Müge Hanım'ın da dediği gibi Allah çocuklarımızın karşına kötü insanlar çıkarmasın.
      Hep birlikte çocuklarımızın daha nice doğum günlerini yüzlerimizde kocaman gülümsemeler ve kırışıklarla kutlarız inşallah 🙂
      Sevgiler

  3. Muge Cerman diyor ki:

    Kuzey'in hep iyi günlerini görün, karşısına iyi insanlar çıksın ve hep gurur duyulan evlat olarak yaşasın. Birlikte geçirdiğiniz her anın kıymetini bilin, delikanlı olunca o da Emir gibi üniversite için uzaklara gidecek ve oralarda hayat kuracak, onun için mutlu olacak ama hep özlemle yaşayacaksınız 🙂
    Sevgiyle ve muhabbetle…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Çok haklısınız. Sizin Emir için yazdığınız doğum günü yazısını görünce tam da bu dediklerinizi düşündüm. Biz de Kuzey için kendi kanatlarıyla uçacağı bir hayat diliyoruz. Daha özgür, daha demokratik bir ülkede yaşasın istiyoruz. Diğer yandan uzaklar da korkutucu geliyor. Anne- baba olmak çok zormuş, hem de çok keyifli elbette. Hepsinin sağlıklı uzun ömürleri olsun ve dediğiniz gibi hep iyi insanlar çıksın karşılarına.
      Sevgiyle

    • özlem öztürk diyor ki:

      Seninkileri görünce ağzım açık kalıyor zaman zaman 🙂 Zaman düşündüğümüzden de hızlı ilerliyor, onlar büyürken biz de yaş almaya devam ediyoruz. Doğduğu yıl bir yaşına gelse de annemin dediği gibi yatmadan önce muhallebi yedirsem de geceleri uyanmasa diye dua ederdim. Ulaşması çok zor bir zaman gibi gelirdi bana 🙂 Muhallebi zamanı geldi, muhallebiyi bir güzel yemesine rağmen geceleri uyanıp ortalığı ayağa kaldırmaktan vazgeçmedi. Şimdi o zamanın üzerinden o kadar uzun bir zaman geçti ki….
      Hep birlikte güzel günlerimiz olsun inşallah, sağlıkla elbette…

  4. Leylak Dalı diyor ki:

    İyi ki doğdun Kuzey, ömrün güzel olsun, kimse incitmesin seni…
    Özlemcim seni de anneliğinin yıldönümü kutlu olsun, ne mutlu Kuzey'e ki senin gibi bir annesi var. (Son Şövalye Karton Uçak'ın da hakkını yemeyelim bu arada, selamlarımı ilet 🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Şövalye Kartın Uçak kendine pay çıkarmasını iyi biliyor zaten.:)
      İte kaka bir çocuk yaptığım için kendimi ve beni itekleyenleri tebrik ediyorum ben de. Biraz daha geç kalsaymışım bir şey yapamazmışım 🙂
      İyi dileklerin için çok teşekkürler.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Nesrin, çok teşekkür ederim. Geriye baktığım zaman keşke dik kafalılık etmeyip birkaç çocuk daha yapsaymışım diye söyleniyorum kendime. Muhtemelen geriye dönsem tekrar aynı tembellikle tek çocukta kalırım; ama çok güzeller yaa! Mis gibiler 🙂
      İyi ki yapmışım diyorum ben de 🙂
      Sevgiler

    • Leylak Dalı diyor ki:

      Kuzey evlenince bir de kızın olacak, böylece biri hazır büyümüş iki çocuğa sahip olacaksın hiç üzülme. Benim şimdi 2 çocuğum var, bir kız, bir erkek. Yeter ki iyi insanlar çıksın karşına, karşınıza, ikinizi de öptüm.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Kuzey de ben de iyi dileklerinize çok teşekkür ederiz. Ne zaman onu kitap okurken görsem içim kabarıyor. Ben de bir tuhaflık var sanırım. Kitap okuyan herkese karşı acayip bir hoşgörü. Ne yapsalar kabulüm 🙂
      Sevgiler yolluyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir