Hııım, nerede kalmıştık? Bugün iş yerinde birkaç dakikalık bir boşluğum oldu. Bu cümlemden kimsenin deliler gibi çalıştığımı düşünmesini istemem; ama gelenler-gidenler, arkadaşların sorduğu sorular, arada sırada çalan telefonlar, dertler derken insan kendine ayıracak vakti pek bulamıyor. Farkında olmadan bloga girdim. Hemen hemen her boşlukta bloga girip kimler ne yazmış diye bir bakınıyorum. Birilerinin hâlâ yazıyor…
Aylık Arşivler: Ekim 2016
Paris’e giderken yanıma aldığım, Alberto Manguel ve Okuma Günlüğü isimli kitabı sehpanın üstünde duruyor. Yazar bilmem kaçıncı yaş gününde eskiden okuduğu ve hayatında yer eden on iki kitabı tekrar okuyup, notlar almaya karar veriyor. Şöyle düşünüyor: Her ay bir kitap okusam ve okuduklarım hakkında notlar alsam, bu arada gittiğim yerleri ve yaşadıklarımı da yazılarıma eklersem…
Bugünkü yazı bir iç dökümü olsun. Bir şeyler yazmak için en güzel yer orası çünkü. Bir kere okulların açılmasına çok sevindim. İlk itirafım buradan gelsin. Okulların açılmasıyla birlikte düzene giren hayatımıza bayılıyorum. Mecburen sabahın köründe kalkıyoruz ve ailece hepimiz birbirimize kötü davranıyoruz. Daha saat 07.00 olmadan Kuzey gidiyor. Ben kendi rutinimi ancak oturtmaya başladım. Oğlumu…