Aylık Arşivler: Ekim 2017

Ah Ekim, güzel Ekim (1)

Ah Ekim, güzel Ekim…

Size bir sır vereyim mi? Akşam olmuş ve herkes bir köşeye çekilmişse, üstüne üstlük bir de etrafta beni mest eden bir sessizlik varsa, hemen köşeme çekilip blogumdaki eski yazılarımı okumaya dalıyorum. Allahım, nasıl bir keyif! Sanırım tam anlamıyla yazdığım yazılardan aldığım keyfi size anlatmam mümkün değil. Aradan zaman geçip de yazdığım yazılara uzaktan bakınca sanki o…

Liste 42- Bana huzur veren şeyler, pazar rehaveti (1)

Liste 42- Bana huzur veren şeyler, pazar rehaveti

52 Liste Projesi Liste 42- Bana huzur veren şeyler… Pazar sabahı. Etraf sessiz. Dün sabah Selçuk Çin’e gitti. Gece saat 01.00’de aktarma yaptığı Singapur’dan mesaj atmış indik, bekliyoruz diye. Telefonun sesini duyduğumda yatakta kitabımı okuyordum. Kalkmadım. Selçuk’un yokluğunda yatağa Kuzey’i aldığım için saadet anımı bozmak istemedim. Işık yanık kitap okuyorum diye söylenmişti Kuzey. Ben de yataktan…

yolculuk kitaplarım (1)

Yolculuk kitaplarım

Yazmaktan, okumaktan, sanırım en çok da Hemingway ve onu anlatan kitaplardan bahsedeceğim. Hemingway ve yazarın Paris’i en çok merak ettiğim konuların başında geliyor. Zaman zaman bir kitabı okurken, “Blogda bu kitaptan mutlaka bahsetmeliyim.” diye geçiriyorum aklımdan. Anlatmaya değer öyle çok şey oluyor ki kitabın içinde, dile getirmeden yitsin istemiyorum. Sonra işin, gücün, telaşın içinde ya…

Gün 21- Perşembe, yolcudur Abbas, bağlasan durmaz…

Sabah kalktığımda Kuzey gitmişti. Çayı demledik, buzdolabında kahvaltı niyetine pek bir şey olmadığı için koca köy domateslerinden iki tanesini kesip tavaya dizdim. Üstüne de bolca zeytinyağı. Sonra pişmesi için ocağın altını açtım. Selçuk özellikle çok sever böyle domatesi. Biraz da kekik serptin mi üstüne ekmeğini bandıra bandıra yer. Ben de tabağıma biraz domates aldım. Roka…

Gün 20- Çarşamba, diyeceklerim var.

Baştan söylüyorum bir dolu sıkıntılı iç konuşma var bu yazıda. Kendimi rahatlatmak için yazdım sanırım. Niyeyse! Okumasanız da olur yani. Geçen ay birden iş yerindeki internetimiz kesildi.(TTNET) Hemen telefona sarıldık tabii ki. İşin yürümesi için internet şart bizde. Adsl numaramızı girdikten sonra telefondaki mekanik ses bölgemizde bir bakım çalışması yaptıklarını ve ne zaman giderileceğini bilmedikleri…

Gün 19- Salı, lakin hava yağmurluydu…

Soğuk kış günleri yaklaşınca insan hep içini sıcak tutan tatilleri düşlüyor. Benim hayallerim genellikle gideceğim yerlerden çok, daha önce gittiğim yerlere dönük. Geçmişe bakmayı seviyorum. Dünde kalmış güzel anılarımı kucaklamak, onlara sahip çıkmak hoşuma gidiyor. Göğe uzanmaya çalışan upuzun ağaçların altında yapılmış yürüyüşler, ayaklarımın altında çıtırdayan yapraklar, çantada saklanmış bir termostan çıkarılıp paylaşılan çay, tereyağlı…

Gün 18- Pazartesi, yarım kalan listelerin ardından.

52 Liste Projesi Liste 41- Sonbahara dair en sevdiğiniz şeylerin listesini yapın. Sonbahar en sevdiğim mevsim. Bu sonbaharın en güzel sebebi, canım Leylak Dalı’nın yeni çıkacak kitabı. Ben siparişimi çoktan verdim. Aman kaçırmayın derim. Yeni bir yolculuğa çıkmak ya da hiç bilmediğim bir yere gitmek için en uygun zamanın ne zaman olduğunu bana sorsalardı sonbahar diye…

Gün 17- Hafta sonu blogların tatil günü

Hafta sonları blog yazıları pek okunmuyor. Siz de bunun farkındasınız değil mi? Yazılarımın okunma sayılarına bakınca bu gerçekle karşı karşıya kalıyorum. İşin gerçeği ben de hafta sonlarında pek blog yazısı okumuyorum. Evde olunca yapacak bir dolu eğlenceli şeyim oluyor. Biraz kitap okuyorum, biraz elden geçirmem/düzenlemem gereken yerlerle ilgileniyorum, Kuzey’le zamanımı harcıyorum, Selçuk’a sohbet ediyorum. Derken…