Dikkat dikkat, yardıma ihtiyacım var!

Dün blogumun yorum yazma şeysinde sorunlar çıkınca anladım ki yorumsuz bir blog çok fena. Öncelikle yorum yazanlara geri cevap yazamadım ve kimse de bana yorum yazmayınca kendimi terk edilmiş hissettim. Akşam bu üzüntüyle benimkine biraz dert yandım. Adamcağız hastalıktan bitap düşmüş bir halde dinledi beni. Sonra da “Eee, zaten bir sürü şeyi beğenmiyorsun, o zaman blogunu istediğin gibi yapacak birini bul!”

Var mı blogumu istediğim gibi yapacak birisi? Tanıyan, gören, duyan? Eh, bir de büyük harflerle yazayım.

BLOGUMU DÜZENLEYECEK BİR WEB TASARIMCISINA İHTİYACIM VAR.!

Elbette internetten araştırma yapacağım. O kadar işimin arasında kendi kendime bir de bu eksikti diyorum ama şu var ki burası benim kendimi en iyi hissettiğim yer. O zaman neden “bu denli iyi hissettiğim bir yere” özen göstermeyeyim? Burada öncelikle kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Öyle tuhaf bir dönemden geçiyorum ki her şeyi yenilemeye çalışıyorum. İş yerinde büyük boyutlu bir tadilata giriyoruz. Kendimde de tadilata girdiğimi söylemiştim. (Üç gündür yaptığım spordan bahsediyorum.) Şu spor işini sahiden kotarmam lazım ama. Aralığın ilk hafta sonuna kadar kendime söz verdim. Düzenli gitmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma. Sonrasına bakacağım tabii ki. Ama ilk hedef bir ay sonrası. Bu arada iş yerindeki tadilatta tamamlanmış olur ve umuyorum ki yeni yıla daha ferah bir mekanda, içimde daha çok yazma azmiyle dolu olarak girerim.

Sevgili Leylak Dalı’mın kitabı nihayet paketlenmiş. D&R sağ olsun, haber verdi. Kitabı temin etmeleri on beş günü geçti, paketti kargoydu derken üç haftayı buldular. Yarın kitabımın elime ulaşmasını ve oturup okumayı dört gözle bekliyorum. Dünyada güzel şeylerde oluyor. Bugün Ahmet Hakan güzel bir cümle yazmış, çok hoşuma gitti: “Aslında,” demiş. “Türkiye eğlenceli bir ülke, sadece vatandaşı olmasak!”

Dışarıdan bakınca bunca şeyin olup bittiği bir ülke eğlenceli gözükebilir, değil mi? Doların, euronun her gün akrobatik hareketler yaptığı, sınavların bir gün kaldırılıp ertesi gün konduğu, emlakçıların Anadolu Lisesi yakınlarında diye reklam yaparak ev kiralamaya başladı, arz talep dengesinin ışık hızıyla değiştiği, dansözlüğün nerdeyse herkesin uzmanlık dalı haline geldiği bir ülke düşünün. Basit şeylerden bahsettim biliyorum, daha derine dalmayı ruhum kaldırmıyor. Yine de “Bunun üzerinde daha da şaşırmam.” dediğim bir günün ertesinde, bir gün öncesinden daha atraksiyonlu bir güne merhaba demek de her ülke vatandaşına nasip olmaz. Düşüncenize İsveç ya da Norveç’te yaşayanlar ne kadar çok sıkılıyordur.

Okumaya niyetlendip de bir türlü okuyamadığım kitap ?

Kaç gündür burada “okuyamaya başlıyorum, aslında başladım, hatta nerdeyse beş sayfa okudum,” diye anons edip durduğum kitaba hâlâ dalamadım. Onun yerinde uykuya dalıyorum. Vücudum alışık olmadığı spor aktivitesinden çok yoruluyor, bir de sabahın altısında kalkmak var ki beni mahvediyor. Çocuklar nasıl dayanıyor bu tempoya bilmiyorum. Neyse dün akşam uyku bastırınca elim daha tanıdık bir kitaba gitti. Eski bir dosta, Karl Ove‘ye. Acaba ismi nasıl okunuyor? Kavgam serisinden bahsetmiştim. Benim elime aldığım serinin III. kitabı: Çocukluk Adası. Birkaç sayfa okudum, sonra uykunun güzel kollarına bıraktım kendimi. Bazen bilmediğim yerlere yelken açmaktansa, bildiğim satırların arasında gezinmek daha kolay geliyor. Biraz da temkinli. Yaşar Kemal’in cümlelerini insanın her gördüğü yerde tanıması gibi bir şey bu. Başka şehirlerdeki bildik kitapçı kokusu ya da bir bardak kahvenin iki insan arasındaki tüm uçurumları kapatması gibi. Nurşen Abla’nın kitabını okurken onun sesini duyacağımı biliyorum. Kahkahası eminim kitabın birçok satırında karşıma çıkacak. Bu hafta sonu tanıdık bir limanda demirlemiş olacağım.

Önüme bir de keyifle izleyeceğim bir film çıkarsa hafta sonu tadından yenmez diyorum.

Merak edenler için Yarıyıl Okuma Günlüğümde bu Karl Ove’den bahsetmişim yine.?  Buraya tıklarsanız hayranlığıma bir kez daha tanık olmuş olursunuz.Bir de burası var ki burada hem iç sıkıntılarım hem de Karl Ove var yine.

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Dikkat dikkat, yardıma ihtiyacım var!” yazısında 21 düşünce

  1. Çileksuyu Sibel diyor ki:

    benim de bir tarafim blogu kapatmak ya da birakmak(icimden hic gitmiyor bu his nedense) bir tarafim daha 4 elle sarilmak,herseyini yenilemek istiyor.ben de buralarda birini bulsam diye dusunuyorum blogu guncelleyecek zira uluslar arasi odemelerle ugrasmak hic icimden gelmiyor:)

    • özlem öztürk diyor ki:

      Blogu kapatma fikri içimden hiç geçmiyor ama takipçi sayıma bakarak (Ki bu kesinlikle okunma oranımı göstermiyor) biraz haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Günlerce uğraşıp seyahat yazıları yazıyorum ve okunma oranları düşük oluyor. İnsanlar daha boş şeyler okumak istiyor. Belki de blogları sadece kafa dağıtacak bir yer olarak görüyorlar haklı da olabilirler. Aslında burası da Türkiye'nin bir kesiti işte. Fazla bir şey beklememek lazım ama insan yüreği öyle gerekliliklerle, meli malılarla çalışmıyor.
      At artık şu blogunu kapatma işini kafandan. Sonra sabahın köründe kalkıp nereye yazacaksın? Suya mı? Sanırım wordpress altyapısı daha iyi. Bilmiyorum, ben de iki arada bir derede gidip geliyorum. Bir an önce kafama yatan birini bulup blogu istediğim hale getirsem inan çok mutlu olacağım.
      🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Umarım seversiniz. Herkes sevmiyor ama ben seviyorum Knausgaard'ın sesini. Akşamları elime alıp usul usul takılıyoruz birlikte. İskandinav edebiyatını oldum olası severim zaten. Bir de polisiyeleri var ki, offf ki ne offf!

  2. deeptone diyor ki:

    dün evet varmış ama geçti. bak tasarımcı, son yazımda kiremithanem var, sevgi arkadaşımız, ona bir sor istersen. arkadaşlar sölemiş, gökhan tekin arkadaşımız da yapıyo. olmazsa söle yine buluruz yaaa 🙂

    • deeptone diyor ki:

      taam bişi olursa söle yardım ederim kiii. bi dee, arnaldur indridason, camilla lackberg, arne dahl, per wahlöö, daha bir dolu kuzey polisiyesi var yaaa, hiç kaçırmaam. hım bi de tarjei vesaas. hımm, bak blog okuma için deeee, yanii, ne kadar çok blog okuyup yorum yaparsak o kadar kişi gelip yorum yapıyor ki yaaa. yorumlarla başka bloglarda kendimizi gösteriyoruz kii, blogumuza gelip bizi okusunlar. bak mesela bence her akşam bir saat blog okumalıııı 🙂

  3. annelik oyunlari diyor ki:

    Ben en son D&R'dan kitap almamaya yeminliyim artık.Hem çok geç yolluyor hem de yurtiçi kargoyla yolluyor ki Yurtiçi Kargon'nun bizim ordaki şubesi evlere şenlik….
    Blog konusunda yine blogunu takip ettiğim(kendisini blog dışında hiç tanımıyorum ama sadece hissiyat :))) GeCe var .(Blogun ismi kendi ismini bile bilmiyorum ama güzel işler çıkarmıştı tasarımda falan gördüğüm :))
    Son olarak hayırlısıyla iyisiyle en güzeliyle sana Paris yolları, bana da ıssız artık insan görmeyeceğim Almanya yolları diliyorum:)) ( yani ne biliyim yılın 6 ayı orası yok 6 az 9 ay orası 3 ay burası gibi mesela )

    • özlem öztürk diyor ki:

      Aaaa, var mı öyle pılıyı pırtıyı toplayıp Almanya'ya gitme şansı? Umarım vardır. Dediğin blog adresine bakacağım. Tüm hafta sonu gelen gidenlerle, ekmek yapımıyla, bir sinema aktivitesiyle (aylar sonra nihayet) geçti gitti. Değil bloga bakmak, bilgisayarın kapağını bile açamadım. Biraz kitap okuyabildim ancak. Yorumlar da gecikti öyle olunca. Zamansızlıktan seyahat hayaline bile dalamadım. Bugünkü hedeflerimin arasında iki haftalık liste yazısını toparlamak ve Nurşen Ablanın kitabını bitirmek var 🙂 D&R dandik, diğerleri de öyle. Bu yorumu yazarken iş yerine Yurtiçi Kargo geldi elinde parçalara ayrılmış bir koliyle. "Pardon abla!" dedi çocuk. Alıştık nasıl olsa kırıp dökmenize dedim. Hepsi birbirinden daha beter. Geçen sene Yurtiçi Kargo, 2000 liralık faturalı bir malı kaybetti. Avukatlık olduk. En sonunda iş ciddiye binince şube müdürü parayı çalışanların arasında toplamış. Parayı getiren çocuk parayı yüzüme fırlattı. O yüzden diyecek bir şey bulamıyorum. Burası Yeni Türkiye 🙂
      ALışmaya çalışıyorum her hücremle. Masamın köşesinde bir Passiflora şişesi var 🙂
      çoook sevgiler yolluyorum. Umarım hepimizin dilekleri gerçek olur bir gün.

  4. ELİF sarı diyor ki:

    Bloggökhantekin in sahibi Gökhan, hem dünya tatlısı bir arkadaş hem de çok iyi bir tasarımcı, tavsiye ederim.

    Ben de bu ara dönüp dönüp Lontano'yu okuyorum, yeni kitabım yok, inanamıyorum!

    Kitapyurdu 3 günde ulaştırdı taa Bodrum'a, Mutfağın Hatıra Defterini. Aklında olsun.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Benim okunmayı bekleyen öyle çok kitabım var ki inanamazsın. Kitap alma konusunda tam bir arsızım. Başka bir tabiri yok durumumun. Ve o kule yığıldıkça altında eziliyorum. :=)
      Nihayet Nurşen Ablanın kitabı elime geçti. Pazar akşamı saat 8.00'den sonra oturup yarıladım. Bu akşam devamını getirmeyi hayal ediyorum.
      Blog için verdiğin adrese de bakacağım.
      Teşekkürler.

  5. Semi M.Eller diyor ki:

    Ahmet Hakan`ın yazdığı birkaç yıldır Twitter`da geziyor:))
    Yorumlarda mı sıkıntı var sadece? Bu işlerle ilgilenen çok kişi var, bulursun rahatlıkla. Benim de beğenmediğim çok şey var da uğraşmıyorum, saldım gitti:))

    • özlem öztürk diyor ki:

      Selçuk bugün söyledi bana. Bugünkü yazısı olduğunu düşündüm. Değil mi? Hahaha:) Bak ben de başka şeyleri saldım. Sahiden saldım ama! Hiç de umurumda değil. Bloga gelince, çok seviyorum burayı. Yıllardır üstünde uğraşıp duruyorum. Burayla uğraşırken, bir yazıyı diğer bir yazıya taşırken değişmişim de farkına varmamışım. Huzurlu geliyor burada olmak.
      Şu blogun arkasındaki pembe rengi kaldıramıyorum bir türlü mesela 🙂
      Ben pembe insanı değilim ki.
      Dediğimi yapabilir, blogla oynayabilirsem mutlu olacağım. Kısmet diyelim.

  6. Begonvil Sokağı diyor ki:

    Dün aynı dertten muzdariptim, yorum kısmında blogun sağ sütunu çıkıyor kimse yorum yazamıyor ben başak bloglara gidiyorum orada da aynı şey. Hatta dün de yazınızı okudum bir de business class yazısını da okudum ama hiç sesim çıkmadı. Sizi çok iyi anlıyorum, birincisi sistem kaynaklı olabilir geçer diyorum, ikincisi blogumun tasarım değişikliğinde birlikte çalıştığımız ve her zaman da yardım eden https://musaozsari.com/ ile blogu ya da facebook hesabı üzerinden iletişim kurabilirsiniz.
    Geçmiş olsun, kolay gelsin..

    • özlem öztürk diyor ki:

      Demek herkes etkilenmiş bu durumdan, ya da bazı bloglar. Şükür ki bu sabah kalktığımda bu durum ortadan kalkmıştı. Yorum olmayınca ne fena oluyor 🙂 İnsan okunmak istiyor demek ki. Her ne kadar devamlı öncelikle kendim için yazıyorum desem de sizler olmayınca eksik kalıyormuş bu iş. Yardımınız ve öneriniz için çok teşekkür ederim. Hemen bakacağım adrese.
      Teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir