2018 kitap bilançosunu mecburen yapmak zorundayım çünkü fotoğraflarını çekerim diye ortalıkta bıraktığım kitapları toplama, yerlerine koyma zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Yeni okunacak kitaplara, daha doğrusu yeni dağınıklığa yer açmak için bir an önce okunanları ortalıktan kaldırmam şart. Her sene olduğu gibi geçen sene 2018’in ilk sabahına Ernest Hemingway’in Paris Bir Şenliktir kitabını elime alarak başladım. Benim için yeni bir seneye bu kitapla girmek, bir de her Paris’e gittiğimde Shakespeare and Co. kitapçısından bir kitap almak bir sonraki sefer için Paris’e yeniden gidişin söze dökülmemiş totemi. ?
Ernest Hemingway ve Paris Bir Şenliktir ile yeni seneye başlamak
Enrique Vila-Matas, benim İspanyol kahramanım
Enrique Vila-Matas, Dublinesk kitabıyla keşfettiğim ve karışık yazım tarzına karşın çok sevdiğim bir yazar oldu. Herkes sever mi bilmiyorum ama bizim enerjimiz birbirini tuttu. Hem Montana Hastalığı’nı hem de Never Any End to Paris’i çok severek okudum. Hatta Paris’te geçen kitabını dönüp dönüp ele alıyorum çünkü Paris’ten bahseden her kitapta çok sevdiğim Paris’ten bir iz arıyorum. Sanıyorum bu sene de Paris’i anlatan kitapları tekrar tekrar elime alacağım.
İskandinav ülkelerinden çıkma yazarları ve kitapları çok sevdiğimi sık sık tekrarlıyorum. Polisiye de çok sevdiğim bir edebiyat türü. Hem İskandinav bir yazarın elinden çıkıp hem de polisiye olan kitaplarsa benim için tadından yenmiyor. Edebi olarak daha rahat okuyabileceğim kitapları da İngilice okumayı tercih ediyorum. Joe Nesbo, çok sevdiğim yazarlardan biri. Camila Lackberg’in ise daha farklı bir tadı var. Yazar, suç mahalline girip bir kanıt buluyor ama kitabın sonuna kadar onun ne olduğunu öğrenemiyorsunuz. Okuyucuya azıcık yuvardan bakan bu tarzını seviyorum. Saklı Çocuk ismiyle Türkçeye çevrilen bu kitabı sene başının en keyifli okumalarından biriydi. Geceleri uykuya dalmadan önce usul usul okudum bu kitabı. Yenileri bu seneye inşallah diyorum.
Londra’dan gelen kitap: A Year in Merde
A Year in Merde, canım Çilek Suyu Sibel‘in hediyesi. İstanbul’a geldiğinde buluşup beraber kahvaltı etmiş, saatlerce konuşmuştuk. Paris’te geçen bu kitabı görünce hiç düşünmeden benim için almış. Kitap en sevdiğim şehirde geçince hemencecik okundu.
Fark edildiği üzere, geçen sene yine Paris özlemi ile yanan bir Özlem varmış.?
Paul Auster ve 4321 bu senenin şahaser kitabı.
Paul Auster ve 4321 tereddütsüz 2018’in en şahane, en güzel okumasıydı. Bu kitabın Paul Auster’ın başyapıtı olduğunu söyleyebilirim. Okurken bitmesin diye dua ettim. Bir de sıklıkla şu düşünce geçti aklımdan: “Kuzey ne zaman bu kitabı okuyabilir?” Öyle mutlu bir okumaydı uzun lafın kısası.
Bir Yeniyetmenin Günlüğü ise D&R’da Can Yayınları’nın indirimde satılan kitaplarından denk geldiğim bir kitap. İngilizcesinden okumayı tercih ederdim. Sue Townsend, birazdan buraya adresini bırakacağım blog yazısında da okuyacağınız gibi Türkiyede pek hak ettiği değeri bulamamış bir yazar. Evde bir ergenl yaşamaya başlamasaydık belki benim de ilgimi çekmeyecek bir kitaptı. Çok keyif aldım ben bu kitabı okurken. Yazar hakkında blog yazısı için BURAYA bir tık lütfen!
Roald Dahl harikalar yaratıyor.
2018 senesinde sonun hiç beğenmesem de çok güzel bir dizi seyrettim: Gilmore Girls. Rory Gilmore ve annesinin üzerine kurulmuş bir Amerikan dizisiydi. Bekar bir annenin ve kitap okumayı çok seven Rory’in uzun sezonlar boyunca devam eden hikâyesiydi izlediğim dizi. Rory’nin çocukluğundan başlayan yolculuğu, liseye gitmesi, oradan hayalini kurduğu Yale Üniversite‘sine devam etmesi, sevgilileri, hataları üzerine kurulu bu diziyi hiç sıkılmadan izledim desem yalan olmaz. Genç anne ara ara canımı sıktı ama yine de Rory öyle akıllı bir kızdı ki kendimi diziden bir türlü koparamadım. Okuduğu kitapları takip ettim, dertlerini içimde yaşadım. Ne yazık ki her güzel şey gibi yerinde bitirilmemişti. Dizinin yıllar sonra çekilen dört bölümünde tüm o sezonlar boyunca izlediğim Rory’nin yerinde yeller esiyordu. Başarısızdı, hayal ettiği hayata kavuşamamıştı, bir erkek arkadaşı varken hayatının en büyük aşkıyla da gizli bir ilişki yaşıyordu. Üstelik hamile kalmıştı. Bu bölümleri izleyince hayal kırıklığı yaşadım ama Rory’nin Yale Üniversite’sindeki yaşamı hep aklımda kaldı.
2018 Kitapları: Rowling’den İnciler
Niye anlattın sen şimdi bize bunları diyebilirsiniz. ? Vallahi içimden geldi. Ne zamandır anlatmak istiyordum. Bir de J. K. Rowling’in kitabının içeriğinin Harvard Mezunları’na yaptığı konuşmayı içerdiğini söylemek için. Kuzey için aldım kitabı. Okusun, gaza gelsin, bir de hayatta her şeyin ders notları ile alakalı olmadığını öğrensin diye. Kafka’nın Kedileri ve Picasso ve Aşçısı, yaz kitaplarıydı benim için. Mezbaha 5, KurtVonnegut’un okuduğum ilk kitabı ama sanırım kendisini anlamak için biraz daha çaba sarf etmem gerekecek. Çünkü bu kitaptan da geriye bir şey kalmadı ben de.
Norah Ephron ve Yaşlanıyor Muyum Ne?
Gelelim bu kitapların içinde belki de en sabun köpüğü görünebilecek olanına: Yaşlanıyor muyum ne? Baştan söyleyeyim; evet, yaşlanmak ile ilgili korkularım var ve evet, Norah Ephron’u çok ama çok seviyorum. Onun hakkında daha önce blogda yazı yazdığımı anımsıyorum. BURADA
Romantik komedi filmleri deyince benim aklıma hemen Norah Ephron, Meg Ryan ve Tom Hanks gelir. Kısa kısa yazılarından oluşan bu kitapsa benim için çok kıymetli bir hazine gibiydi. Yaşam hakkında gerçek ve samimi notlar. Bir yerde kitaba denk gelirseniz alın, okuyun derim. Keşke daha çok kitabı Türkçeye çevrilse ama sanırım biz de bu tarz kitaplar pek satmıyor.
Eyvah! Ben böyle uzun uzun yazarsam kimse bu yazıyı okumayacak ve sanırım bu yazı bitmeyecek. O yüzden hemen toparlayayım. İlk iki kitap isimlerinden de anlaşılacağı üzere yazmak üzerine. Hâlâ bir şey yazamamama rağmen, yazmak ile ilgili ne var ne yoksa okuyorum.
2018 kitapları: Beni Avustralya’ya taşıyan kitap
Bir Çift Yürek bana Avustralya kapısını açan kitap. Ocak ortalarından sonra hayatımın en uzun yolculuğunu yapacağım. O yüzden heyecanlıyım. Penelope Fitzgerald, pek çoğumuzun çok beğenerek izlediği The Bookshop filminin uyarlandığı kitabın yazarı. Ben bu kitabından pek keyif almadım ne yazık ki. Toni Morrison, elbette güzeldi ama keşke anılarını kaleme alsa diye düşündüm. Anna ise herkesin Annası işte.?
Çocuk kitapları okuduğum zamanlar genellikle kendimi sarmalama hissinde olduğum zamanlar oluyor. Biraz umut, biraz iyi düşünce, biraz gülümseme ihtiyacında oluyorum ve bana iyi geliyor. Douglas Cowie‘ın kitabı bir kurgu ve Simone de Beauvoir ile Nelson Algren’in aşklarını anlatıyor. Simone de Beauvoir‘i çok sevdiğim için kitabı merakla okudum. Beklediğim Beauvoir’dan biraz farklı bir kadın çıktı karşıma. Naif.Süper, adı gibi bir kitaptı. Hem süperdi, hem de çok naifti. Grace Paley öyküleri ise tadından yenmez güzellikteydi.
2018 Kitapları: Angela’nın Külleri
Angela’nın Külleri‘nin hayatım boyunca unutmayacağım kitaplardan biri olduğunu söyleyeyim öncelikle. Hayvan Çiftliği‘nden çok etkilendiğimi de belirteyim.
Onun dışında bu okumalar içinde kafamı karıştıran bir şey olduğunu söyleyeyim. Haldun Taner öykülerinin birkaç tanesini okumuştum. Bu öykü kitabı ise onun öykülerini peş peşe okuduğum ilk öykü kitabı oldu. Hepsi çok güzel yazılmış hikâyeler. İçinde ironik bir dil barındırıyor. Türkiyenin karışık etnik kimlikleri öykülerin içinden kendilerini belli ediyor. Elbette öykülerin hepsi kurmaca ama yine de öykü kişilerinde kötü kişilerin hep azınlıklara ya da etnik kimliklere verilmiş olması biraz canımı sıktı. Haldun Taner, böyle bir şeyi bilerek yapmış olabilir mi diye de evde uzun uzun konuştuk. Elbette bir sonuç yok. Bilen varsa beni bir aydınlatsın lütfen.
Patti’nin fotoğraftaki diğer kitaplarını bu senenin okuma listesine almasam da onları da tekrar okuduğumu belirteyim çünkü Patti benim ilacım, yaralarıma sürdüğüm merhemim, en yumuşak anne ninnim. Bu kitaplar gerçek anlamıyla benim başucu kitaplarım. Yatağımın başucunda duruyorlar. Adanmışlık’ı baştan sona kaç kez okuduğumu bilmiyorum.
2018 Kitapları- İrlanda’dan alınan kitap, My Salinger Year
My Salinger Year‘ı Dublin’de bir kitapçıdan aldım. Üniversiteden yeni mezun olmuş bir kadının Salinger’ın ajanslığını yapan bir ajansta bir yıl süreyle çalışmasını ve Salinger’la arada sırada yaptığı telefon görüşmeleriyle kurulan bir kurguyla ilerliyor.
Genç Kızlar‘ı anımsamayan yoktur herhalde?? Kitabın adını ve çok eskilerde kalan kitap kapağını anımsasam da içeriği pek de aklımda değildi. Bu kitabı tekrar okuyunca kitabı okuduğum gençlik günlerime geri gittim. Bir kitabın yaprakları arasında unuttuğunu düşündüğün bir zamana gitmek gençlik aşısı yaptırmak gibiydi. Anlat Anneanne‘ye gelecek olursam, keyifle okudum ama bir şey eksikti. Ne bilmiyorum. Yavan bir okuma oldu.
2018 Kitapları, Emma Watson’u seyretmek için sabırsızlanıyorum.
Bir diğer kitabın, Tearling Kraliçesininse Emma Watson‘un başrolünde oynadığı bir film olarak yakınlarda sinemelarda olacağının haberini vereyim. Benim gibi bir Emma Watson severseniz, müjde olsun bu haber benden size.
Son kitapları da toparlayıp 2018 kitaplarını bloga not düşümüş oluyorum. Müzik Uğruna kitabına bayıldığımı not düşeyim. Harikaydı. Bu senenin değerlendirmesini yapacak olursam, elli kitabı geçtiğim için mutluyum ama yine de düşlediğim rakamın yanına pek yaklaşamamışım.
2019 umarım hep keyifli okumalarla geçer.
Yazıyı sonuna kadar okudum 🙂 Her kitap hakkında bir şeyler yazmana hayran kaldım.
Patti Smith'i uzun zamandır okumak istiyorum ama yorumundan sonra daha da merak ettim. Paul Auster'la da henüz tanışmadım ama bir arkadaşım Cam Kent'i hediye etti. Belki ilk onu okurum.
2019'da daha çok ve daha güzel kitaplar okuman dileğiyle.
Oooo Avustralya 🙂 Evet çok uzun bir yol ama değer. Planda hangi şehirler/bölgeler var bilmiyorum ama o kadar yolu yapmışken Yeni Zelanda'ya da geçin mutlaka. Ben 4 yıl önce gitmiştim. Şimdi sizin seyahati ve arkasından gelecek yazıyı dört gözle bekliyorum. Eminim çok güzel bir seyahat olacaktır.
Şimdiden iyi yolculuklar.
Not: iki yıldır kitap okuma performansında ciddi düşüş yaşayan bir kişi olarak listeyi ciddi biçimde kıskandım. Darısı başıma 🙂
Zeynepp
Hahahah 🙂 Listeyi kıskanma, sen daha iyilerini yaparsın. Ben de bir işi yaparken başka bir şeyden ödün veriyorum zaten. Öyle her işi birlikte yapmam mümkün olmuyor ama yapamadığım her şeyde aklım kalıyor. Mesela spor yapmaya niyet edip, spor salonu parası verip gitmeye fırsat bulamıyorum. 🙁 Olsun. ne yapayım? 🙂
Avustralya öyle birden bire oldu. Arkadaşlarımızla gidiyoruz. 15 gün ama planda Yeni Zelanda yok. Çok istedik ama yetişmiyor, olmuyor. Melbourne, Hobart ve Sydney ancak. Senin seyahatini de çok merak ettim. Gözünü karartıp gitmişsin, bravo. Benim biraz (itiraf ediyorum birazdan da fazla) gözümde büyüyor yolculuk. Du' bakalım, nasıl olacak?
Sevgiler yolluyorum.
Ne güzel kitaplar okumuşsun, önemli olan da bu. Angela'nın Külleri uzun zaman önce okuduğum ama unutamadığım kitaplardan biri, 2.kitabı It's / Umuda Doğru da çok güzel, hem de komik.
Allende'nin en son anılarını okumuş ve çok sevmiştim, The Sum of Our Days.
Bu yıl da blogda kitap yazılarını bekliyorum, değişik yazarlar ve kitaplar keşfedebiliyorum. sayende.
Mutlu Yıllar,sevgiler 🙂
İkinci kitabı biliyorum ama birinci kitapta içim parçalanınca ikinciye cesaret edemem. Sanırım Amerika yıllar değil mi? İlk kitabın acısı hafifleyince bir deneme yapabilirim 🙂
Şimdilerde Daniel Pennac'ın Okul Sıkıntısı kitabını okuyorum. Nefis. Hem roman hem de biz yetişkinlere, özellikle de öğretmenlere bir sürü tavsiye var. Severek okuyorum. Sömestirde seyahat var. Yollarda okuyamam diye şimdiden biraz okuma deposu yapmaya çalışıyorum.
Sevgiler ve sana da mutlu yıllar 🙂
Nihayet okuyabildim listeni:) Her yeni yıla Paris Bir Şenliktir ile başladığını biliyorum:) Bu yıl da Paris gezilerin bol ve keyifli olsun Özlem.
Listende halâ kitaplarını okuyamadığım iki isim var. Bir Jo Nesbo, diğeri Isabel Allende. Hani bazen bir türlü sıra gelmez ya, Allende öyle oldu benim için. Jo Nesbo kitapları ise öyle pahalı ki alıp alıp bıraktım her seferinde. Çabuk okunup bitecek diye düşündüğümden o fiyatları fazla buldum sanırım:) Ama okuyacağım. İkinci el bulup başlamalı.
4321 bence de yılın kitabı.
Harry Potter'ları arka arkaya okuman beni de mutlu etti:) Harry'nin benim için şöyle de bir özelliği var. 1997'de ilk basıldığında okumaya başlamıştım. Yani Orhun'un doğduğu yıl. Genç bir anne olarak çocuğumu büyütürken, işi gücü bırakıp kendimi tamamen ona adamışken, arada kendime yaratabildiğim zamanlarda Harry Potter bana arkadaş olmuştu, beni bambaşka dünyalara sürüklemişti. Her kitabı hevesle beklemiştim. Orhun büyürken Harry de büyüdü. Ya dur ben bunu yazayım bir ara:) Duygulandım şimdi.
Sen Genç Kızlar'ı tekrar okumuşsun. Ben de bu aralar Küçük Kadınlar'ı tekrar okumak istiyorum
Listenden listeme eklediğim notlar var. Hoş ve faydalı oluyor bu listeler. Sana keyifli okumalar diliyorum.
Ha bu arada Patti'yi severiz:)
Bir de Norah Ephron için verdiğin link açılmıyor. Daha doğrusu link yok "BURADA" kelimesinde. Ayrıntıları severim, belki önceden okumuşumdur ama şu an okuyamadım, kaynamasın, hatırlatmak istedim:)
Ay, iyi ki hatırlattın. Linki koymamışım ki. 🙂
Norah Ephron'dan çok, Norah Ephron filmlerinden kalma bir izi yazmıştım. Sevdiğim kadınları ölesiye seviyorum. Onlar da sevilmeyi hak ediyorlar ama 🙂
Harry canımız ciğerimiz. Kuzey Harry Potter fimleriyle büyüdü. Orhun'un doğduğu yıl değil elbet Kuzey'in Harry ile tanışması ama küçükken çok benzerdi Harry'ye. Yuvarlak gözlükleri, aynı Harry gibi düz, uzun saçları ve nerdeyse tıpatıp benzeyen bir suratı vardı. İtalya'da bir kafede otururken yanımızdan geçen biri, "Harry'ye bak!" diye seslenmişti. Büyürken, Harry ile büyümeyi seçti. Tüm filmleri onlarca kez seyretti. Kitapları okudu. Bana da yıllardır, "Oku, oku!" diye söylenip duruyordu. Sonunda ben de okudum. Hem de İngilizcesini okudum. Öyle yap dedi, diye 🙂 Kitapları elime alınca bırakamadım. O dünyaya dalınca bir daha çıkmak istemedim.
Şu poliseye kitaplara gelince, sana bir sır vereyim mi, ben de bu kitapları hep yurt dışına gidince ikinci el tezgahlarından alıyorum. 1-2 Euro oluyorlar 🙂 Evet, haklısın hemen bitiyorlar. İngilizce okuyorum ben çünkü, beklemekten körleşecek olan İngilizcem için bir şeyler yapmak istiyorum. Okudukça akıyor kitaplar, hem de İngilizcemi ve beni çok zorlamadan. Kendim için bulduğum pratik ve faydalı çözüm bu 🙂
Allende okursan, Ruhlar Evi'nden başla, olur mu?
Bakalım 2019'da neler okuyacağız?
Bu yılın sonunda paylaşmak üzere…
Çok öperim, çoook.
2018'de kitap okuma performansını, hele ki aynı zamanda çalışan bir insan olduğunu düşündüğümde, oldukça iyi buldum Özlem'cim. Kitap listeleri oldukça işime yarıyor. Ama tabi ki burada o listeleri kimlerin yaptığı çok önemli! Sue Townsend'ın adını İngiltere yaşadığım yıllarda duymuştum, sayfanda görünce merak ettim ve verdiğin bağlantıda yazılanları okuyunca, kitabın yeni çevirileri oluncaya kadar "en iyisi İngilizcesini alıp okumalıyım" dedim kendime. İngilizce okumayı biraz ihmal ettiğimi düşünüyorum. Okuduğun kitaplar içinde aldığım ama henüz okumadığım 4 kitap var. Bunlardan biri de; "Paris Bir Şenliktir" kitabı. Yaptığın listede seçtiklerim ise;
22/Öğlen Paris'te Sekizde Chicago'da ( Bu arada senin Paris tutkun, öyle bir sinerji yaratıyor ki, Avrupa'da gezdiğim diğer şehirleri gördüğümde nedense bir kıyaslama yapıp, "ama Paris bir başka!" demeye başladım ben de! birbirimizden ne kadar etkileniyoruz anla artık :)) sonra 26/"İnsana hiç rahat yok kendinden başka", 36/"Angele'nın Külleri" 37, "Adanmışlık", 38/"Mavi Geceler" ve 50/ "Müzik Uğruna" yı kendi "okunacaklar listeme" dahil ettim. En kısa zamanda alıp okuyacağım. Okuduğum her kitapta, o kitapları okumama vesile olan siz sevgili blog dostlarımı da tabi ki sevgiyle anacağım, bol bol kulaklarınızıçınlatacağım :)) hatta her kitabı elime aldığımda kendimi tutamayıp sarılıp kucaklayacağım!:)
2019 hepimiz için güzel bir yıl olsun temennim budur!. Bol bol okuyup paylaştığımız, gezebildiğimiz, iyiliklerle ve sevgilerle bezeli bir yıl… Seni çok öpüyorum canım.
Sevgiyle ve hep dostlukla kal…❤
Birbirimizden böyle etkilenmemiz ne güzel. Ah Paris ❤️ Ama haksız mıyım Esin? ?
Başka şehirler de seviyorum aslında. Londra'nın enerjisi hep farklı geliyor bana. Bir de New York. Paris'e sık sık konuşabiliyorum ama mesela canım New York'U çok çekiyor benim. Her seferinde mini bir serveti New York seyahatine bırakmasak daha çok gitmek isteyeceğim ama düşününce ve hesap yapınca olmuyor tabii. Diğer taraftan hep aklıma şu geliyor: Ya yarın olmazsa?
Neyse, karamsar düşünceleri bir kenara bırakayım ben. Mutluluktan, mini kederlere geçiş yapıyorum hemen. Doğru kitapları seçmişsin. Uzaktan ama çok içten tanıdığım Esin'i düşününce seçtiğin kitapların sana çok uyduğunu fark ediyorum. Aklıma gelmişken söylemeden edemeyeceğim. Sen benim geçen sene çok övgüyle bahsettiğim bir kitap vardı, onu okumuş muydun? İsmi: İflah Olmaz Optimistler Kulübü.
Okumadıysan bir bak olur mu? Oldukça kalın ama çok güzel bir kitap. Senin de okumanı çok isterim. Bu sene kitap okumalarıma Aslı Perker'in Filamingolar Pembedir kitabıyla başladım. Öyle sevdim ki anlatamam.
Yine çenem düştü seninle konuşurken. Bir gün buluşsak ya? Artık 2019'da? Ne güzel olur.
Çok öperim seni, çok.
Blogunda anımsıyorum, geçen yıl yaptığın listelerin birinde bahsetmiştin değil mi!Ama okumadım. O halde, kitap siparişleri verirken, araya "İflah Olmaz Optimistler Kulübü"nü ve Aslı Perker'in "Flamingolar Pembedir" kitaplarını da dahil ederim 🙂 Tekrar emeklerine sağlık canım. Yarının ne olacağını hiç birimiz bilmiyoruz! Bu yüzden 2019'da, ne yapıp edip mutlaka görüşeceğiz canım. Ben de seni öpüyorum Özlem'cim. Sevgilerimle…
Yıl boyunca az okuma yaptım diyordun ama bence çok iyi. ben ne kadar
okudum bilmiyorum ama ortalama 70 ya da 80 gibi geliyor. sayı olarak hesaplamak
anlamsız aslında. çünkü 60 sayfalık kitapta okuyoruz 500 sayfalıkta.
Gilmore Girls ara ara izlerdim. geçen ilk bölümden tekrar başladım hatta
kzımla syretsem ne iyi olacak diye de düşündüm. bakalım
sömestrde evde oturcağız belki ikna ederim 🙂
Ah çok haklısın. Benim derdim sayı olarak çok kitap okumaktan çok, okunacak bu kadar çok kitap varken okuduklarımın ancak bu kadarla sınırlı kalması 🙂
Gilmore Girls'ü ben de Kuzey'le seyretmek isterdim ama ona pek uymadı. Birkaç bölüm seyrettik ara ara onunla. Onun dışında ben kendim istediğim kadar sıklıkla seyrettim. Ohh, süper oldu. Pelinle sana yakışır ama 🙂 Tam anne-kız dizisi 🙂
Sömestirde sana bahsettiğim tatil için yolda olacağız.
Du bakalım? 🙂
Valla helal olsun ve yarasın demek istiyorum ;), bu liste karşısında da şapka çıkartıyorum. Harikasın Özlem, haftada bir kitap gibi bir ortalamayla kapatmışsın yılı ki bana göre bu kadar hızlandırılmış hayatlarımızda bu rakam müthiş bir başarı. Benim 2018'de bu kadar uzun olmamıştır okuduklarım listem, 2019 için darısı başıma diyorum o yüzden. Sevgiler.
Kitapları ve içindeki dünyaları çok seviyorum. Tuhaf bir şekilde mutluluğu, huzuru bulduğum yegane yer kitaplar. Hâl böyle olunca okumadan geçirilen bir gün varsa içimde bir huzursuzluk oluyor. Elbette beni öldüren cinsten bir şey değil :=) Ama ben bugün kendim için hiçbir şey yapamadım cinsinden 🙂
Kendime de haksızlık etmemem gerek. Çok haklısın. Bu kadar hızlı akan yaşantımızda bu kadarına bile şükürler olsun.
2019 için hepimize daha bol okumalar, daha çok gezmeler, daha mutlu anlar diliyorum.
Sevgiler
Valla kutluyorum Özlem'cim. 51 kitap hiç de azımsanacak bir rakam değil senin buradan gözlemlediğim yaşam tempon için. 2018 listenden okuduğum 7 kitap var ve sadece 4321 benim de geçen yılki okumalarım arasındaydı. Bazı yazarlar ve kitap isimleri benim için hiç tanıdık değildi. Tanışmanın belki zamanıdır diyerek, okuma listem için not aldıklarım oldu bu listeden. Kitapları dost bilen insanları her zaman sevmişimdir. Seni de tanımadan sevmem bundan ötürü olabilir:-)
Dostlukla…
Sonatcım,
Hangi kitaplar merak ettim bak. Mavi Geceler? :), Müzik Uğruna? 🙂
Hahaha, kendi çok sevdiğim kitaplara doğru yönlendirme yapıyorum sana.
Evet, zaman hızlı akıyor bu şehirde. Aslında daha doğrusu zaman hızlı akmıyor da İstanbul o zamanı hızlı tüketiyor. Trafik, kalabalık, iş ev derken bir bakıyorum ki akşam olmuş, ardından da yeni bir sabah. hele okullar açıksa benim elimi, kolumu bağlıyor Kuzey. Onun okuduğu kitapları da okumak istiyorum. Aynı şeyden konuşmak için fırsatımız olsun diye 🙂
Ben de seni çok seviyorum.
Bakalım 2019 nasıl geçecek?
Sevgiyle
Ben de bu yıl ki okuma performansımı sevmedim.Bu yıla allah kerim diyorum:)seninkilerden bir kaçını not aldım
Ufukta Avusturalya gezisi var gibi hissettim:)
Waoww 🙂 Dikkatli okuyucusun sahiden 🙂
Evet, haklısın. Hayırlısıyla bir sorun çıkmazsa Avustralya yolculuğu var. Ufukta başka uzun bir yolculuğun da belirtileri var ama daha tam anlamıyla karar alamadık. Bu sene plan yapmayacağım diyorum ama şans yüzüme gülecek gibi. Bir tek işler pek iyi değil, o canımı çok ama çok sıkıyor. İnşallah düzelir de benim de keyfim yerine gelir 🙂
2019'da daha çok okuyalım, daha çok yazalım.
Sen yazınca ben mutlu oluyorum.
Sevgiler
Bilanço baya iyiymiş Özlemcim. Angela'nın Külleri insanı derinden etkileyen kitaplardan biridir. Onun 2.devam kitabı da var o da iyi. Hayvan Çiftliği unutulmaz. Picasso ve Aşçısı dediğin gibi yaz kitabı. Anna Karenina'nın filmini daha çok sevmişimdir. Dediğin Müzik Uğruna adlı kitabı not aldım;) Keyifli kitap yolculuklarımız bol olsun… Paylaşım için de teşekkürler. Öperim:) Natali
Kendimden birazcık daha iyi performans beklerdim açıkçası ama iş ve Kuzey'in okul durumu olunca vakit kalmıyor. Kuzey'in bir işi varsa elimde ne iş olursa olsun onu bırakıyorum. Tuhaf bir şey 🙂 Ara ara da bu duruma kızıyorum tabii ki. Kendime ait bir şey yapamama durumu sık tekrarlanır oldukça sinirlerim bozuluyor 🙂
Ama çok yıpratmayayım kendimi. Kendim beğenmesem de durumum çok da karanlık değil 🙂
Müzik Uğruna'yı seveceğini düşünüyorum.
Çok öperim.:)
Sevgiler
iyi kitaplar. mann ın oğlu olmak onu not aldım. lackberg, nesbo, allende seviyom. mezbaha ne güzel kitap. iyi şeyler okumuşsuun 🙂
Genellikle keyifi okumalar oldu 2018 okumalarım. Paul Auster en güzeliydi. Allende'yi çok sevmeme rağmen okuduğum en sıkıcı kitabıydı ne yazık ki.
Teşekkürler 🙂
Benim en kötü okuma yılimdı.Okudugun kitapların çoğunu valla hiç duymamisım.Bir kaçinda aklim kaldi,not edecegim.
Patti hakkında ayni seyleri düşünüyoruz.
Okurken seni ne kadar özledığimı de düşündüm.
Ben de seni çok özledim. Çok uzakta olduğumuz için görüşememiz için çok acı değil mi?
hahahaa 🙂
Öperim seni çooook.
2019 daha bol kitaplar olması dileği ile …
Ben de aynı dilekler içindeyim. Hatta bu sene aylık yazayım kitapları mümkün olursa diyorum. Hem ortalıktan kalabalığı da erkenden kalkar, hem de yazılar daha kısa olur.
🙂
Teşekkürler bu arada.
Bloga kısa bir yazı girdim yazmamış mıydın İnsta'da :))
Çok keyifliydi, epeydir okumadım böyle uzun yazı.
Adanmışlık ve Mavi Geceler i listeme ekliyorum.
Yok, bloga yazı girdim dedim insta'da 🙂
Sen kısa anlamışsın sanırım. Hahahaha, neyse kazıklandın bir kere.
Bu arada Adanmışlık ve Mavi Geceler sana uyar mı bilemedim. Çok merak içindeyim şimdi çok.
Lizbona Gece Treni dışında hiçbir kitapta tutturamadık seninle.
Umarım seversin.
Özlem nefis kitaplar okumuşsun. Ayrıca bu sene eşinin yapmış olduğu meydan okumasına hakkıyla karşılık vereceğie eminim 🙂
Hahaha, göreceğiz şekerim. Bence kaybedecek. Beni geçme şansı yok. Kendini öyle ortalığa atmasaydı iyiydi ama şansızlık işte 🙂
Bu arada sadece kitap sayısı değil, sayfa sayısı da önemliymiş. Öyle dedi. Muhtemelen sayfaları bile sayacağız 🙂
Paris bir şenliktir ve 4 3 2 1 bu sene okuyacaklarim arasında
Süper, umarım seversin. Paris'i seviyorsan Paris Bir Şenliktir'i seveceğinden, Paul Auster'ı seviyorsan da 4321 için ne düşündüğümü kalben anlayacağından eminim.