2022 Yılı Dökümü

2022 yılı…Başımızı ellerimizin arasına alıp senenin defterini dürmeye hazır mıyız? Ben değilim aslında ama sorumluluk bilinciyle başlıyorum.

2022 yılını değerlendirmeye hazır mıyız?

İyisiyle, kötüsüyle senenin muhasebesini yapacağız. Dönüp eski sene muhasebelerine baksam belki de her geçen yıl için aynı şeyi söylediğimi görürüm. Ama kabul etmek lazım ki her senenin aralık ayında da hüzne dair bir şeyler var.

2022 yılı ocak ayında hayatımızda ne oldu?

2022’nin ocak ayı bizim ailemiz ve özellikle de Kuzey için çok stresli bir aydı. Daha doğrusu hayatının yeni bir döneminin şekilleneceği son senenin başlarıydı. Kafamızın ne kadar karışık olduğunu, evdeki stres seviyesini çok net hatırlıyorum. İnanın aklıma üniversite seçimlerinin geldiği o zamanlar gelince de aynı heyecanı duyuyorum. Sanırım ocak ayı Kuzey’in Amerika düşü için ilk seçimini yaptığı ve sonucun geldiği ilk aydı. En büyük hayali New York üniversitesine kabul almaktı ve bunun için de ED yapmıştı. İlk reddimiz bu ayda bir geceyarısında geldi. Üniversite yolunda düşüp kalkmalarımızın başlangıcı burada oldu. Bunca istediğimiz, hayalini kurduğumuz bir şeyin olmaması karşısında nasıl hayal kırıklığına uğradığımızı unutamıyorum. Neyse ki ayın ortalarında Amerikadan başka bir okuldan bir kabul geldi de hayal kırıklığımızı cebimize koyup yola devam ettik.

2022 Ocak
2022 Ocak
2022 Ocak
2022 Ocak

Ocak ayı aynı zamanda dünya için küçük, benim için büyük bir olaya da sahne oldu. Pek korktuğum Sartre ile tanıştım. Sözcükler ile birbirimize ısınmaya çalıştık diyebilirim. Ocak ayının benim için en kıymetli yanı Patti Smith’in Adanmışlık kitabını yanıma alarak Paris yollarına düşmemdi. Çok uzun zamandır uzak kalmıştım Paris’ten. İki yılın ardından ilk seyahatim en sevdiğim şehir oldu.

Şöyle diyor Patti Adanmışlık’ta Paris için: “Yumurtadan çıkmayı bekleyen bir şiir bu sokaklar-birden Paskalya yortusundayız; her yer yumurta dolu.”

2022 yılı şubat ayında hayatımızda ne oldu?

Kendime not olsun diye yazıyorum. Şubat ayında üniversite kabulü açısından yüzümüz güldü. Toronto Üniversitesi’nin en iyi bölümünden erken kabul gelince rahatladık. Hiç aklımızda yokken Kanada ihtimali evin içinde dolaşmaya başladı. Sonra bakarız diye erteledik düşünmeyi. Aylar sonra anladık ki seçeneklerimiz çoğaldıkça karar vermekte de zorlanır olduk. İngiltere’den Manchester Üniversitesi’nden de buyrun çağrısı gelince Şubat tüm soğuğa rağmen içimizi ısıttı.

Benim için şubatın en güzel yanlarından biri Paris seyahatimizdi ama! Topladık bavullarımızı, oğlumuzu da yanımıza aldık ve düştük yola. Pandemi hâlâ can sıkıcı varlığını hissettiriyordu. Ülke dışına çıkabilmek için aşılanmak gerekiyordu. Paris’teki restoranların hepsinde aşı karnemizi göstererek girdik içeri.

2022 Şubat
2022 Şubat

En güzel Paris seyahatlerimden biri olabilir bu Paris seyahati. Kuzey’in şehre başka bir gözle baktığı, “Ya haklısın, bu şehrin güzelliğine bir şey söylemek mümkün değil!” dediği kısa bir Paris seyahatiydi. Güzel bistrolarda oturup, Paris sokaklarında gezdik. Kuzey’in keyfini yapıp bulduğumuz her plak dükkanına girdik, saatlerimizi plak arayarak geçirdik. Şimdi düşününce onca stresin üstüne ailece geçirdiğimiz bu tatili sevgiyle anımsıyorum.

Sonra eve döndük. Bir hafta kadar işlerimize baktık ve Kuzey’i evde bırakıp tekrar yola düştük. Nereye mi? Paris’e tabii!

Ah! Sürprizin güzelliğine bakın. Selçuk fuara, ben sokaklara… İnsanın kendine en güzel hediyesi yine kendisi olabilir bence. Kendimle kalmak, tek başıma bildiğim, sevdiğim sokaklarda sanki bir hafta önce yürümemişim gibi yürümek, akşam yemeklerinde en sevdiğim restoranlarda yemek yemek nefisti. Her hafta Paris’e gitsem hayır demem herhalde.

2022 yılı mart ayında hayatımızda ne oldu?

Geriye bakıp anılar arasında dolaşmak ne tuhaf bir şey! Sosyal medyayı iyi kullanan bireylersek insan bir çırpıda ay ay hayatımın dökümünü görüyor. BEn aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim. Hem her gün bir şey paylaşmak istiyorum hem de her seferinde bir şey paylaştığımında gerek dünyadan kopup sanal bir ortamda vakit kaybettiğim için üzülüyorum. Şimdilerde anlıyorum ki sosyal medya konusuna direnç göstermek de bir yaşlanma ve zamana ayak uyduramama meselesi. Belki de bazı konularda daha fazla esneklik göstermeliyim. Hafif bir aydınlanma yaşıyor olabilirim. Yine de şunu belirtmek isterim ki okuduğum kitapları çok takipçili hesapları reklam adı altında paylaşıp beni etkilemesine izin vermeyeceğim. Yankı odasının duvarlara çarpan ekosunda boğulmak istemiyorum.

Ah neden sosyal medyadan bahsettim şimdi? Fazla bir şey paylaşmadığım ayları anımsamakta zorlanıyorum da ondan!

2022 Mart
2022 Mart

Kuzey ders çalışırken ve muhtemelen çok mutsuzken ben kendimi kitapların kollarına bırakmışım. 800 Km Mutluluk’la Camino seyahatime çıktım mesela. Yapacağımı hiç tahmin ettiğim bu seyahat benim rüya seyahatim. Bu yola düşenlere o kadar saygı duyuyorum ki. Klasik sefa peşindeki şehir gezginlerinden ne kadar da farklı bir deneyim bu. Sadece kendini alarak yola düşmek. Bu gezi günlüğünü çok severek okudum. Camino hakkında ne yazılsa okurum bu arada. Keşke daha çok şey yazılsa. The Paris Bookseller ve Zenginliklerimiz iki nefis kitapçı hakkında yazılmış kitaplar. Çok ama çok severek okudum. Atlıkarıncada Bir Tur Daha ise derin bir nefes alıp içine daldığım kitaplardan biri. Uzun zamandır kitaplığımda bekleyen bu kitap hem bir şifa günlüğü hem de bir gezi kitabı; hem içe hem de dışa doğru. İyi yazılmış bir metini okumak da ayrıca çok keyifli bir okuma serüveniydi. Ne çok bardak çay bu kitaba eşlik etti bilemezsiniz.

Şöyle şeyler okumuşum bir de bu ay…

Paula McLain’in kitabı ise sıkı durun Zelda ve Scott hakkında. Eee, daha ne olsun değil mi?

Oya Ayman’ın Güneş Toprakları isimli kitabı da Leylak Dalı önerisi bir kitap. Nurşen Abla’nın tavsiyeleri her zaman çok kıymetli benim için. Bu zamanda kimse kusura bakmasın ama iyi okur da kolay bulunmuyor.

Bu arada çekirdek ailemizin kaydını tuttuğum bu bloga bir kenarda dursun diye tarihe notumu da düşeyim: Mart ayında Kuzey İngiltere’den Durham Üniversitesinden kabul aldı. O gün çok mutlu olduğumu anımsıyorum. İlk günden beri kalbimden geçen bir üniversiteydi Durham. Aylar geçip biz orası mı burası mı kendi etrafımızda dönüp dururken de kaderimiz bizi bir köşede bekledi. Neticede temmuz ayı sonlarında Kuzey üniversiteye kabulünü bildirdi ve hepimizin kafası rahatladı.

2022 yılı nisan ayında hayatımızda neler oldu?

Nisan ayında havalar güzelleşmiş. Öyle ki çayımızı alıp bahçeye çıkmışız. Kitap akıma açısından aktif bir ay olmamış. Muhtemelen oturup seyahat planlarına dalmış olmalıyım. Mayıs ayındaki üniversite turu tatilimiz için. İngiltere için karar aşamasına geldiğimiz ama gidip şu üniversiteleri bir de yerinde görelim, gitmişken de birkaç günü Londra’da geçirelim dediğimiz bir ay Nisan ayı. Her ne koşulda olursa olsun seyahat planalamak hep çok güzel.

Nisan 2022
Nisan 2022

Mayıs ayının sonunda Kuzey’in çok önemli IB sınavları olduğu için de evde tatsız bir hava var. Devamlı yarışmak, bir şeyleri başarmak zorunda olmak çok zor. Yetişkin olunca, iş hayatından çok yıllar geçirince de şunu anlıyorsun: Eee, yıllarca üniversite okumak için didinen onca insan birkaç yıl çalıştıktan sonra, “Kurumsal hayat bana göre değilmiş.” deyip rotasını başka yerlere çeviriyor. Ama işte soyut tablolar yapıp satabilmen için önce resim yapabildiğini kanıtlaman gerektiği gibi, başka dallara yürümek için de önce iyi okullarda okuma işini halletmen gerekiyor. 🙂

Bir sürü kamu spotu verdim ben bu yazıda yahu.

2022 yılı mayıs ayında hayatımızda neler oldu?

Mayıs ayı bizim evde doğum günü ayı. Önce benim, ardından Kuzey’in. Nerdeyse tüm sevdiklerim Boğa ve İkizler desem abartmamış olabilirim. Kuzey’in 18.yaş günü olması da ayrıca bizim için özeldi. Ehh, insan en çok onsekizinci yaşını bekliyor, değil mi? Ah, bu çocuk nasıl büyür derken şimdi yuvadan uçtuğunu görmek tuhaf bir duygu! Anne- babalara da biraz acı verdiği kesin. ( Mesela iki haftadır Christmas tatili için evde ve ben şimdiden iki hafta sonra gideceğini düşünüp üzülüyorum.)

Mayıs 2022
Mayıs 2022

İlk yarı doğum günü kutlaması ile ikinci yarısı ile seyahatle geçmiş güzel bir mayıs ayından bahsediyoruz. İngiltere’ye gidip “Hangi okul?” inceleme turu yaptık. 🙂 Londra her zamanki gibi çok güzeldi. Manchester yine kafamı karıştırdı. Bu şehirle bir türlü bağ kuramadım nedense. Ama Durham, ben sevdim Durham’ı. Daha bu yolun başındayken bile gönlüm hep Durham’dan yanaydı. Eski Şehrin ortasındaki katedral hep sıcacık gedli bana. Harry Potter filmlerinin bazı yerlerinin katedralin bahçesinde çekilmesi de kafamı karıştırmış olabilir.

Mayıs 2022
Mayıs 2022

*** Mayıs ayı sonu itibariyle IB sınavlarının bitmesi müthiş bir rahatlama getirdi eve.

2022 yılı haziran ayı hayatımızda neler oldu?

Selçuk’un doğum günü, Kuzey’in mezuniyet telaşı, balosu, kılık kıyafeti derken haziran ayı lise hayatının da sonuna noktayı koydu. Yahu, bu çocuk daha dün anaokuluna başlamıştı. Evin önünde her sene geleneksel okul sene başı fotoğrafı çekiyorduk biz. 2022’nin dökümünü yaptığım bu günlerde (vallahi 2023 yılına girdik ama ben ancak yetişiyorum) nerdeyse Kuzey üniversitenin ilk çeyreğini bitirdi. 2023 haziranında üniversitenin ilk yılı da bitmiş olacak. Gerçekten zalimsin hayat demek istiyorum. Yine de bakalım 2023 yılı bana neler getirecek? Konudan saptım ama buraya bir Peru seyahati hayal ettiğimi yazmak istiyorum. Peruyla ilgili kitaplarımı başucuma yerleştirdim bile.

Haziran 2022
Haziran 2022

2022 yılı temmuz ayı hayatımızda neler oldu?

Temmuz ayı kesinlikle rahatlamanın ayı oldu bizim için. Ayın tam ortasında sınav sonuçları falan diye streslendiysek de sonunda Kuzey hangi okula gideceğine karar verdi ve seçtiği okulu onayladı. İşte bu andan itibaren benim ve Selçuk’un üstündeki ağır mı ağır bir yük kalkttı. Kuzey bu sırada bu sıkıcı ve zorlu dönemden kurtulan tüm arkadaşlarıyla birlikte partiliyordu. Ah gençlik! Ah hayat!

Temmuz 2022
Temmuz 2022

Şimdi her şey geçtikten sonra şunu söyleyebilirim: Hayat çok güzel! İnanılmaz güzel hem de!

Bazen seyahatlerde çok fotoğraf çekiyorum diye bazen de sosyal medyada çok zaman harcıyorum diye kendime kızıyorum ama hiç paylaşım yapmadığım zamanlar sanki kayıp zamanlar gibi. En güzeli, geçen zamanı yazarak kayda almak elbette ama zaman zaman vaktimi harcıyorum diye kızdığım mecralar da işe yarıyor gibi.

Temmuz 2022
Temmuz 2022

Temmuz ayı Bodrum’da ve Yunanistan’ın küçük bir adası olan Leros’ta geçmiş. Bodrum’da Kuzey’in yolundan gidip biz de bol bol partilemişiz, ada kısmındaysa şezlonguma gömülmüş ve kitabıma dalmışım. Hayatın dostlarla güzel olduğunu da bir kez daha anlamışım gibi gözüküyor.

2022 yılı ağustos ayı hayatımızda neler oldu?

Back to İstanbul! Yaz aylarında İstanbul’da olmak ve tatilden döneli üç gün olmasına rağmen tatile devam eden tüm arkadaşlarından ve hatta oğlundan nefret etmek ne demek ya! Sosyal medyaya bakınca da şöyle düşünüyorsun: Ülkede çalışan kimse yok mu?

Ağustos 2022
Ağustos 2022

Kuzey birçok arkadaşını dünyanın türlü köşelerine uğurladı. Biz evden ilk uğurlamamızı Can’ı Kanada’ya uğurlayarak yaptık. Benim için zor bir dönemdi. Can’ın gidişi Kuzey’in gidişini de gerçeğe dönüştürmüş gibi hissettim. Bahçede toplandık, yemekler yedik falan. Okuma açısından da fena bir ay değildi sanki Ağustos. Sadece bu sene dönüp geriye baktığımda sosyal medyada paylaştığımdan ya da bir kenara not aldığımdan çok daha fazla kitap okuduğumu fark ettim. 2023 benim için acayip bir yıldı. Zor kararların, yol ayrımlarının falan olduğu…En sevindiğim şey üniversitenin netleşmesi olsa da Kuzey’in ayrılığı onun gibi beni de büyüttü zannediyorum.

2022 yılı eylül ayı hayatımızda neler oldu?

Eylül ayı toplanmaların ayaydı diyebilirim. Anneanne- babaanne- cicianne, teyze, hala, amca derken evimiz bayram yeri gibiydi. Kuzey malum tek çocuk olarak büyüdü. Sessizliği, kendiyle kalmayı sever. Tek başına sıkılmaz. Böyle büyümesine rağmen anneannesinin ve babaannesinin bizde kalmasından çok keyif alır. Yeter ki teyzeler, amcalar, halalar gelsin. Uzun sofralarda yemekler yensin. Yalnızlığa bunca alışkın bir çocuğun kalabalıkları da bu kadar sevmesi hep tuhaf gelmiştir bana. Neticede gitme stresi yavaş yavaş evin kapısından içeri girerken bu ayı bavul hazırlayarak, aile yemekleri yiyerek ve birlikte olarak geçirdik.

Eylül 2022
Eylül 2022

Uzun lafın kısası, dostlarla aileyle geçen yemeklerin ardından bavullarımızı alıp yola düştük. İngiltere Kuzey’in hayatında yeni bir başlangıç, bizim için de uzun sürecek bir misafirliğin miladı oldu. Ekim ayında oğlumuzu İngiltere’ye emanet edip geldik.

Eylül 2022
Eylül 2022

2022 yılı ekim ayı hayatımızda neler oldu?

Bence hâlâ yazdıklarımı okuyan yoktur. Bunca uzun bir blog yazısı okunur mu yahu? Ama aylar da yaşadıklarımız da bitmedi. Siz de bir ucundan yazmaya başlasanız siz de şaşırıp kalırsınız. Eylül’de Durham’a gittik. İşlerimizi hallettik. Biraz Kuzey’le birlikte kaldık. Onun oryantasyonu başlayınca da arkadaşlarımızla buluşmak üzere Edinburgh’a doğru giden bir trene atladık. Hem Kuzey’e ulaşabileceğimiz bir mesafede bir tatil yaptık, hem de Kuzey’e yeni odasına, hayatına alışması için zaman tanıdık. Ehh, eğlenmeden tatil olmaz tabii. Edinburgh’da çok eğlendik. Çok güzel restoranlarda yemek yedik. Şimdi fark ettim de ben blogda bunların hiçbirini yazmadım.

Ekim 2022
Ekim 2022
Ekim 2022
Ekim 2022

2022 yılı kasım ayı hayatımızda neler oldu?

Ekim sonu, kasım başı Paris’teydik çünkü ben Kuzey’i çok özlemiştim. Daha doğrusu yokluğuna alışamamıştım. (Şimdi alışmış gibiyim. En azından kabullendim.) Kuzey’den ayrıldıktan sonraki tüm hafta sonlarımızda bir yere gittik. Hafta sonları eve hiç girmedik desem yalan olmaz. O yüzden ekim sonundaki Paris seyahatini bir kenara koyarsak gelişimizin hemen ardından çok istediğim Longoz Ormanları’na gittik. Merak edenler için (buraya kadar geldiyseniz o yazıyı da okumayın artık) yazı hemen şuracıkta.

Kasım 2022
Kasım 2022
Kasım 2022
Kasım 2022

Longoz’un peşinden bu sefer de komşularımızla alıp başımızı bir bağ evine, Arcadia Şarap bağına gittik. Hayat, böyle gezip tozarken, yanında dostların varken ne kadar da güzel.

2022 yılı aralık ayı hayatımızda neler oldu?

Selçuk sanırım senenin son sürprizini yaptı. Almanya’ya, önce Leipzig’e, ardından da Dresden’e gittik. Masal gibi bir Noel Pazarları gezisi oldu. Şu hayatta en sevdiğim şeylerden biri de Noel Pazarlarını gezmek. O yüzden hiç aklımda yokken, gidebileceğimizi inanamazken orada olmak çok ama çok güzeldi. Dönüşümüzün hemen ardından Kuzey’in bir aylık bir Noel tatili için gelecek olmasıyla elbette paha biçilemezdi. Almanya’ya giderken de çok mutluydum, dönüşte Kuzey’e konuşacağım için de çok mutluydum.

Aralık 2022
Aralık 2022

Oğlumuz evde olunca totomuzu kırıp evde oturduk tabii. Aile büyükleri geldi, yine uzun sofralar kuruldu. Yeni yılda yine bizim evde toplandık. Mutluyduk yani.

Bu sene kendim için yapmak istediğim bir şey var ve onu da yürürlüğe koydum. Bakalım ne olacak?

 

 

 

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

2022 Yılı Dökümü” yazısında 11 düşünce

  1. Sonat diyor ki:

    Özlem’in yaşam enerjisi ile dopdolu, şahane bir yıl dökümü yazısı olmuş bu. Duygularının bu kadar yoğun olduğu bir dönemde bile yaşama sımsıkı tutunmuşsun Özlem’cim. Gezi açısından de hiç fena değilmiş geçen yılın. Pandemide özgürce gezemiyor olmak, bence hepimizi oldukça bunaltmıştı. Kısa kısa geziler bazen ilaç gibi şifa veriyor insana. Okuduğun kitaplardan bazılarını ben de not aldım. Ne çok kitap var okunacak. Bazı aylar okuma performansım tatminkar oluyor da bazı aylarımın verimi çok düşüyor. Sırada bekleyen bunca kitaba bu ömür yeter mi bilmem. Ama iyi ki kitaplar var diyorum her zaman. Bir de akıl çelici bunca hayat düzenine rağmen, okumayı bunca seven dostlar…
    Şahane bir yıl geçirmeni diliyorum. Umarım kendin için her ne diliyorsan yapabileceğin ve çok mutlu olacağın bir yıl olur. Çok öperim seni…

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Sonat’cım,
      Yazıyla bilmeden yolumun kesiştiği ama sonradan ne çok ortak dostumuzun olduğunu fark ettiğim arkadaşım,
      Bu senenin ilhamı sensin. Son yolculuğun dudak uçurtacak cinstendi. Ondan da ötürü, bir kitabın peşinden, bir çocukluk hayalinin peşinden bunca yola giden ve hayallerini yaşatan kaç insan var hayatımda? Sahiden bunun benim için nasıl anlamlı bir şey olduğunu bilmeni isterim. İçindeki çocuğa sahip çıkan insanların uzakta da olsa hayatımda olması benim için çok mutluluk verici. Zira hepimiz günlük telaşların içinde kendimizi unutuyoruz. Ben de bu listeye dahilim.
      Geçen senemi düşününce içimde nasıl fırtınalar yaşandığını biliyorum. Şimdilerde başa çıkmaya, dönüp içime bakmaya, kendime nasılsın diye sormaya başladım. Biraz kendimi kandırarak, biraz kendimi avutarak, küçük yaşam enerjileri vererek bir ayağımı diğer ayağımın üstüne atmaya çalışıyorum.
      Ne uzun yazdım sana. Konuyu da dağıttım. Karşımda olsan böyle güzel sohbet edebilir miyiz acaba? Yoksa yazı mı beni böyle konuşkan yapıyor bilmiyorum.
      Çok öpüyorum seni.
      Yeni maceralarını da heyecanla bekliyorum.
      Sevgiler

      • Sonat diyor ki:

        Özlem’cim, beni dünyanın bir ucuna, hatta sonuna götüren bu çocukluk hayalinin bir de paydaşı var aslında. Bence asıl hikaye onunla daha çok anlam kazanıyor.
        Benim çocukluğum 80 öncesine denk geliyor. Ankara’nın göbeğinde, o zamanın sağ-sol çatışmalarının en yoğun yaşandığı bir mahallede büyümek zorunda kalınca, sokaklarda yaşıtın çocuklarla oyun oynamanın yerini, evin bir odasında önce hayali arkadaşlarla oynamak, okuma yazmayı öğrenince de kitaplardaki dostluklara kucak açmak aldı ister istemez. Okumak kadar yazmayı da o yıllardan sevdiğimden, ortaokula başladığım sene de Milliyet Çocuk Dergisinden bir mektup arkadaşı edindim kendime. Yıl 1981:-)
        Filiz İstanbul’da, ben Ankara’da yıllar boyunca birbirimize hayallerimizi yazarak büyüdük. Bakma şimdi dünyanın bir ucuna gidişlerimize. O yıllarda birbirimizi görmeye Ankara’ya ya da İstanbul’a gidebilmek bile büyük olaydı. 10 yıllık süre içinde biz bunu iki kere başarabildik. Bir kere o Ankara’ya geldi bir kere de ben İstanbul’a gidebildim. Şehirlerarası telefonların santrale yazdırıldığı yıllardan bahsediyorum. Birbirimizi sadece doğum günlerimizde arayabilir, yazarken kalemlerimizin ucundan akan kelimeler o kısıtlı ve zorlu telefon konuşmalarında donar kalırdı adeta dudaklarımızda…
        Sonra büyüdük. Üniversiteden mezun olduk. İşe başlayıp, hayatla hemhal olduk. Mektuplar önce seyreldi, sonra tamamen kesildi. 10 yıl süren bir sessizlik. Ama ikimizin de aklının ve kalbinin bir köşesinde o dostluk yaşamaya devam etti. Etmiş yani… 2000’li yılların başında burada anlatarak zamanını almak istemeyeceğim büyülü bir kavuşma yaşadık. Hayatımıza cep telefonlarının, epostaların, internetin girdiği zamanlar… Eskisi kadar sık mektuplaşmasak da, daha sık eposta, daha çok telefon görüşmesi, mesaj ve buluşma ile geçti ondan sonraki yıllar. Saatlerle sınırlı oldu ama hep buluşmalarımız. O Ankara’ya geldikçe, ben İstanbul’a gittikçe minik kavuşmalar… Yine de dostluğumuz perçinlendi her seferinde. Çocukken beraber kurmaya başladığımız hayallerin yerini yenileri aldı. Hayallerimize yeni ortaklar eklendi…
        Sonuçta bir araya geliş hikayesini anlattığım bu iki çılgın, “80’li yıllarda yetişmiş Jules Verne’nin askerleri”, Dünya’nın Ucundaki Fener’e gidebilmek için birbirimize gaz verdik, yapabiliriz dedik. 40 yıl boyunca yüzyüze görüşme toplamı 5 gün olmayacak bu iki hayalpereste Filiz’in eşi Serhat da eşlik etti ve masal gibi bir 15 gün yaşadık.
        Gitmeden önce ikimizde de, birlikte geçireceğimiz bu uzun zamanda acaba dostluğumuza zarar verecek bir tarafımızla yüzleşir miyiz kaygısı olmuş Özlem’cim. Ama ben de Filiz de 40 yıldır yazarak tanıdığımız insandan farklı birisiyle karşılaşmadık çok şükür. Şimdiden yeni hayallerin gerçeğe dönüşmesi için gün sayıyoruz hatta. 🙂
        Çok uzun yazdım ben de ama, bence seninle karşılıklı olduğumuzda da böyle güzel sohbet edebiliriz. Ben yazarak kurulan samimiyete tüm kalbimle inanıyorum çünkü. Umarım seninle yapacağımız sohbet için 40 yıl beklemek zorunda kalmayız ama. 🙂
        Sevgi ve dostlukla….

        ,

  2. Aksamsefasi diyor ki:

    2022 yil dökümünü okudum. Sonunda Kâr-Zarar tablosuna baktigimda kârli bir yil olmus:)) Bu A larin üzerindeki sapkalar kalkmisti degil mi? “Ama karli bir yil olmus” un anlami cok farkli bence. Ay neyse, sonucta güzel gecmis. Ayni dökümü ben de sene sonunda yapmayi düsünmüstüm, ama yine yapamadim, ve Ocak ortasi olmus, artik cok gec derken sen ne güzel yazmissin.
    2023 yiliniz cok daha güzel olacak, hissediyorum:)

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      O a’ların üzerindeki şapka bende kalkmayacak. Kalkmamalı da bence. Severim ben o şapkalı a’ları.
      Kâr- zarar hesabına bakınca haklısın. Gezmişiz, tozmuşuz, oğlanı bir yere sonunda yollamışız, ama yıpratıcı bir yıldı bizim için. Her şeyin zorlu ve yeni olduğu, bilinmeze doğru bir yolculuğa çıktığımız. Elbet bu duyguları da bu gelişmeleri de ilk yaşayan biz değiliz ama bize ağır geldi. Hele ki ben endişeden öldüm. Şimdi ben ne yaparsam yapayım, olacağın önüne geçemeyeceğimi bildiğim, o yüzden de geleni kabul etmeye niyet ettiğim, bunun için de yardım istediğim bir senedeyim. Çok bildiğimden değil, dibi gördüğümden niyet ettim bazı şeylerin ucunu bırakmayı :))

      Umuyorum yeni sene benim için çoğunlukla kendimi düşündüğüm, çocukluk hayallerimi anımsadığım, ayrık otu olarak kendimi sevdiğim ve gurur duyduğum bir sene olur.
      Yeni yıl dökümüne gelecek olursak, sanırım bu yazıyı 3 haftada falan tamaladım. Bak ayın kaçına gelmişiz, ama kime ne? Sen yaz, ben okurum. Kendi hızımızla yazacağız elbet. Çünkü bu blogun dışında da bir hayatımız var ve onu da çok seviyoruz :)))

  3. buket diyor ki:

    Sonuna kadar okudum Özlem 🙂
    Öyle deme okuyan olsun olmasın burada her yazdığın canlı kanlı duruyor. Hem biz kemikleşmiş okurlar
    her daim arkandayız 🙂 Çok güzel, çok hayırlı olaylarla çevrelenmiş bir yıl geçirmişsin, ne kadar güzel. Yazını okuyunca kitap notları da aldım, en kısa zamanda alacağım. Yeni projen , planın ne diye meraktayım

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Buket,
      Yeni proje kendime dönmek. Sınırlarımı çizmek, başkalarının da her alanıma girmesine izin vermek. Kendi adıma beni ilgilendirmeyen hiçbir meseleye dahil olmamak, gereksiz sorumluluklar almamak ve etrafımdaki herkesin kendi sorumluluğunu taşımasına izin verip gerekirse düşmesine müsaade etmek.
      Geçen sene çok zorlandığım bir yıl oldu. Bu sene yukarıda saydığım bu sıkıntılarla ilgili yardım alıyorum. Kendimi daha çok sevmeye çalışıyorum. İnternette dolaşan, “ben mükemmelim, ben her şeye değerim.” zırvasından ziyade ben de insanım ve bu beni ilgilendirmiyor diyebilmenin peşindeyim 🙂
      Hatırlarsan bizim de hayallerimiz vardı. Belki onları gerçekleştiririz bu sene. Ne dersin?

  4. Sibel diyor ki:

    Super bir yil olmus.Bayiliyorum size ailecek.Kuzey’cime cok basarilar.Yeni maceralarini heyecanla bekliyorum Ozlem,sosyal medya,resimli gunlugumuz bence iyi kullandiktan sonra cok guzel bir nimet.Sahsim adina,cok seviyorum.Bu sene daha aktif olmaya mi niyet etsek ne?:)

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Sibel,
      Daha aktif olmaya niyet ediyorum ama daha aktif olamıyorum nedense. Bir türlü içimden bir şey paylaşmak gelmiyor. İnsanlar anlamsız geliyor. İzlediğim insanlar bir müddet sonra sevimsiz gelmeye başlıyor falan. İG aslında yeni nesil pazarlama mecrası ve insanlar bunu doğru kullanıyor. Benim de bunu kabullenmem lazım ama eski kafalı mı kaldım artık ne, ama yazdıklarını severek izlemeye başladığım biri takipçisi artar artmaz poktan şeyler için link verince tepem atıyor.

      Her şey sadece tüketmek üstüne kurulmuş. Kim kime ne geçirirse 🙂
      Daha aktif olsak güzel olur ama olabilir miyim ? Du’ bakalım.
      Stresli bir yıldı 2022. Bu seneden huzur bekliyorum. Bunun için de bir şeyler yapıyorum. Sana da anlatırım bir ara. Çok çok öpüyorum.

  5. leylakdali diyor ki:

    Ben okudum, bu kadar az gezdiğin için üzüldüm (!) Hahaha, şaka şaka ;)))
    Kuzey’in yokluğu bu sene seni çok etkilese de zamanla alışacaksın, bak seneye Nurşen abla söylemişti dersin. Yeter ki sağlığı yerinde ve mutlu olsun..
    Beni referans göstermene çok mutlu oldum şekerim. Öyleyse bir öneri daha, tabii okumadıysan. Nermin Yıldırım “Ev” kitabında Camino yolculuğunu anlatıyor içsel sorgulamalarla. Ben Storytel’den dinledim ve çok beğendim. Deniz Yüce Başarır’ın seslendirmeleri soyadı gibi çok başarılı.
    Ve o Snoopy’li görüntülerde iç geçirdim diyeyim.
    Sana daha da çok gezmeli, daha az özlemeli, sağlıklı, bol kazançlı bir yıl diliyorum, sarılıyorum ta buralardan…

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Canım Nurşen Ablam,
      Aslında bu lise bitiş ve üniversite giriş işinin bitmesine çok sevindim. Sonunda rahatladım. Benim tüm nefesim bir çocuklukmuş. Ohhhh diyorum şimdi. Bundan sonrası Kuzey’de. Elbette alışacağız. Ama tüm yılı garip bir bekleyiş, reddediliş, kabul ediliş üçgeninde yaşadık. Şimdi artık her şey geride kaldı. Gelecek diye seviniyor, gidecek diye üzülüyor, buluşmak için kendimize köşeler seçiyoruz.

      Nermin Yıldırım’ın Ev kitabı okuduğum ilk kitabı. Camino’da geçtiğini duyunca hemen alıp okudum. Şimdi de bir sesli kitabını dinliyorum. Tam da dediğin gibi Deniz Yüce Başarır’ın sesinden.
      Ben de hepimize güzel bir yıl diliyorum. Çok uzun yazdım. Nasıl okudum bilemedim vallahi 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir