28 Gün Meydan Okuması #12

Gün #12- Kullanmaktan asla vazgeçmediğin, bittikçe yenisini aldığın ürünler neler? ?

28 günlük meydan okumanın en tembeli benim. Belli oldu. Halime gülüyor, iki-üç günde bir toparlanmaya çalışıyor ve yoluma devam ediyorum. Buna da şükür. ? (Havlu atmak mümkün ama o zaman Kuzey’e söylediklerimin tersine hareket etmiş olurum. Neyse!)
Bana bir moda bloggerı olma şansı veren Ezgi’ye teşekkürler. Meğerse yıllardır bu fırsatı beklermişim. Baştan söyleyeyim, giyim-kuşam anlamında çok klasik bir giyim tarzım var. Genellikle siyah rengi tercih ediyorum. Karamsarlıktan falan değil, kendime en çok siyahı yakıştırdığımdan. ❤
Kendi işim olduğundan ve bir plazada çalışmadığımdan hafta sonu ne giyiyorsam hafta içi de aynı şeyleri giyiyorum. Genellikle kot pantolonlar, kışsa boğazlı kazaklar. Skinny kot pantolonlarla, boyfriend diye tabir edilen pantolonlar her daim vazgeçilmezlerim. Israrla aldığım tek marka da Ralph Lauren. Son zamanlarda tek markaya takılıp kalmışlığım biraz kolaycılıktan. Bana yakışanı bulduğumu düşünüp alışveriş yapma derdinden kurtuluyorum.) Bunun dışında giyim kuşam da çok da ısrar ettiğim bir şey var mı diye düşünüyorum. Kışları genellikle aynı tip bot, yazları babet giyiyorum.Kozmetik konusuna gelince işler biraz karışıyor. Her ne kadar kozmetik ürün almadığımı düşünsem de itiraf etmem gerekir ki aslında çok alıyorum. Bu konuda takıntılı olduğum basit ürünler var. bir makyaj ürünü sayılmasa da İngiltere’ye her gittiğimde çantama en az on tane attığım bir diş macunu var. Bu kadar hızla tükendiğine göre evdekiler de çok seviyor olmalı. (Bu arada artık burada da var.)

Pek sevdiğimiz diş macunu.
Yüzüm çok kuru nedense. Özellikle dudaklarımın kenarı, çenem. Cildimi her zaman temizlemezsem ve nemlendirici kullanmazsam hemen kabuklanıyor. Belki bu sebepten akşamları mutlaka cildimi temizleyip, nemlendirip öyle yatıyorum. Çoğunlukla da hava alanlarında free-shop kısmını kazasız belasız atlatamıyorum. Paris’e gidince de bir şey almadan geri dönemiyorum.
Biraz Fransız olmak güzel bir şey bence ?

Yüzümü bu suyla sildikten sonra, (genellikle öncesinde bir de yüz temizleme jeli gibi bir şeyle yıkıyorum) yüz temizleme sütü ile bir pamukla temizliyorum. Şimdi düşününce bu dediklerimi her gün yaptığımı fark ettim. Özellikle sütle yüzümü silme işi bana kendimi temiz hissettiriyor.

Eh, temizlik kısmını geçtik. Yukarıda saydığım ürünlerin çoğu Paris’te her markette, eczanede satılan ürünler. Onun dışında son zamanlarda yeni çıkan Kanada’lı bir markaya takmış vaziyetteyim. Ezgi hazır Kanadadayken bu markaya ve ürünlerine mutlaka bakmalı. Hem ürün kalitesi çok iyi, hem de inanılmaz ucuz. Markamız, The Ordinary.

 

Özellikle fotoğrafını koyduğum ürün bitkisel bir nemlendirici. Akşamları yatmadan önce bir damla yüzüme sürmem yüzümün ihtiyacı olan tüm nemi sağlıyor. Avustralya seyahatinde bir hayli The Ordinary ürünü stokladım. Fiyatları çok ama çok uygun. Ama tabii buradaki süper uyanık tipler internetten bu ürünleri inanılmaz pahalı fiyatlara satıyorlar. Yurt dışına gittiğinizde bu ürünleri edinebilirsiniz. İnternetten kendi sitelerinden de almanız mümkün ama PTT’yi kullanmanız ve cilt doktorunuzdan gümrükte sorulacak reçete için reçete almanız gerekmekte.
Makyaj ürünlerimde de pek fazla değişiklik göstermiyorum. Ara ara değişik markaları denesem de Mac’ın gözaltı kapatıcısından asla vazgeçmiyor. Dior‘un rimelini çantamdan eksik etmiyor, Chanel’in CC kreminin kokusuyla kendimi her zaman temiz hissediyorum. Sanırım Chanel’in CC kreminden vazgeçemememin en büyük sebebi beni çocukluğuma götüren kokusu.

Dior Pump’n’ Volume Mascara

 

Bir de yıllardan beri hiç vazgeçmediğim bir rujum var: Rouge Baiser. Paris’te hemen hemen her markette satılan bir marka. Satıcı hanım ruju alırken bana Fransa’da bu rujdan daha Fransız bir şey bulamayacağımı söylemişti. Sanırım beni bir şeyi almak için ikna edecek tek cümleydi bu. Yıllar içinde ne zaman Paris’e gitsem bu rujun 410 numarasından bir tane alırım.
Bana kendimi Fransız hissettiren rujum: Rouge Baiser

Yıllardır hiç sektirmediğim parfümümü de söyledikten sonra bu yazıyı bitirmiş olurum arkadaşlar.

 

Şimdi ben bir moda blogger’ı olmuş olur muyum??

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir