Kategori Arşivleri: İspanya

Barselona’da öyle yersen İstanbul’da kara kara düşünürsün!

Bazen yazmak için nereden başlayacağımı bilemiyorum. Çoğu zaman bir yerden başlayıp birkaç paragraf sonra yazdığım ilk paragrafı siliyorum. O zaman yazdıklarım bir şeye benziyor. Yine aynı ruh hali içindeyim işte. Pazar gecesi Barselona’dan döndüm. Kızlarla uzun bir hafta sonu oldu. Yedik, içtik, dolaştık, birbirimize takıldık. Hepimiz ayrı tellerden çalıyor ama işin keyfini çıkarıyoruz. Tatilin en…

BARSELONA 9- Barselona’da yemek için tek bir yer seçecek olsaydım, Bar Velodromo derdim!

”Şehir çok büyük ve gitmemiz gereken çok yer var, tur otobüsüne binelim, istediğimiz durakta iner sonra tekrar bineriz.” dedik. Elimde turuncu renkli bir kamera ile tur otobüsünün rüzgârla kardeş olmuş üst katında şehri kaydetmeye çalışıyordum. Sonradan kamerada çektiklerimize nedense dönüp hiç bakmadığımızı fark ettim.  Kafam bir sağa bir sola doğru dönüp, kameradan ziyade kendim binaları…

BARSELONA 8- Hadi sizi Raval’da eski bir esnaf lokantasına götüreyim!

Cennet Mahkumu, Carlos Ruiz Zafon‘un çok beğendiğim serisinin üçüncü kitabıydı. Kitabı İngilizcesinden okumaya başladığım günlerde, kitapçı raflarında kitabın Türkçeye de çevrildiğini görüp çok mutlu oldum. Böylece koca kişisiyle birlikte eş zamanlı olarak kitabı okuma şansımız oldu. Kendi başıma kitabı okurken şöyle dedim Selçuk’a: Kitapta adı geçen bir restoran var. Restorandan daha çok Raval’ın arka taraflarında…

BARSELONA 7- Barselona’nın Saklı Kalmış Hazinesi: Plaza de San Felipe Neri

İstanbul’da neyin eksikliğini hissediyorsun diye bir soru sorsalardı bana, meydanlar derdim: Sürpriz, küçük meydanlar!   Etrafını saran binaların alt katına kurulmuş kafeler: Bir bakışı paylaşan liseli öğrenciler, eve gitmeden önce yakın bir arkadaşla yapılan kısa sohbetler, işte karşılaştığımız sıkıntıları unutturan bir kahve içimi ferah nefesler… Barselona’da bolca oturup, soluklandığım meydanları yakında sıralayacağım size. Ama öncelikle…

BARSELONA 6- Petritxol Sokağı ve churros’cu!

Tüm İspanyol şehirlerini görmemiş olsam da, ”Barselona İspanya’nın en güzel şehri olmalı”, diye düşünüyorum. Yaz aylarında sıcağın insanları kavuracağını, bitkinlik savuran bir yorgunluğun insanı oturduğu yere mıhlayıp, nefesini keseceğini biliyorum. Ama bahar başka! Bahar, bu şehre yakışıyor. Gelir gelmez birkaç terslikle karşılaşıyoruz. Bizim suçumuz: Birkaç tecrübenin bizi rahatlatmasına izin verip, dikkatsiz davrandığımız için şimdi kiraladığımız…

BARSELONA 5- Casa Batllo ve Gaudi

Barselona’dan döndüğüm günden beri, yeni bir yere gitmeye dair hayallere dalmamı gerektirecek kadar uzun bir zaman geçmemesine rağmen, hâlâ benim Barselona’mla ilgili yazmak istediklerimi tamamlayamadım. Bu durum, Katalan şehrinin bana verdiği rehavet duygusundan mı, yoksa İstanbul’a gelir gelmez, ister istemez hemen içine düştüğüm kargaşadan mı bilinmez, bir türlü son noktayı koyamadım yazacaklarıma. Hiç hesapta olmamasına…

BARSELONA 4- BAR PİNOTXO

‘‘La Baqueria”dayım. Barselona’nın La Ramblas caddesi üstündeki meşhur pazarında. Açık olmasına bu saatte imkan vermediğim, pazarın hemen sağ tarafındaki köşede yıllarını doldurmuş küçük bara ulaştım sonunda. O kalabalık köşenin etrafını çevreleyen insanların yemeklerini bitirip kalkmasını ve en azından iki taburelik yer bulabilmeyi umuyor ve bekliyorum. Ben mutluyum ama içimde hafif bir korku. Sadece ben burada…

BARSELONA 3- PARK GÜELL

Antoni Gaudi tarafından tasarlanmış, yapımına 1904 yılında başlanmış ve 10 sene sonra 1914 yılında bitirilmiş Park Güell’e doğru yürüyoruz. Bizim otobüsten indiğimiz noktadan parka ulaşmak için yürüdüğümüz yolda turistik her çekim noktasında olduğu gibi bolca hediyelik eşya satan dükkan var. Bu sokağı dik kesen dar sokakların iki tarafı yine ağaçlandırılmış. Bu park,1923 yılında şehir halkının…