Kategori Arşivleri: Sevdiğim Yazarlar

Joan Didion: Mavi Geceler

Mavi Geceler ve Joan Didion içimde bir kapıyı aralıyor. Sevdiğim kadınlar, sevdiğim cümleler ve anlatmaya dilimin yetmediği ama kalbimin olduğu gibi kabul ettiği bir naiflik… Siz hiç mavi bir geceye eşlik ettiniz mi? Kitap öylece duruyor; masanın üstünde. Okunacağı bir zaman var. Üstündeki kız çocuğu ona en çok ihtiyacım olduğu zamanı bekliyor. Ne zaman bilinmez?…

Seyahat Notları: Dublin ve gizli bir hikâye

Dün gece yine uyuyamadım.  Sabah şiş gözlerle kalkıp bilgisayarı açtım. Bir bardak çayı bile çekmedi canım. İçimden Meltem Gürle okumak geldi. Eskiden nefis bir blogu vardı. Ne zaman içim çekilse oraya kaçtığımı hatırlıyorum. Sonra sanırım kitap çıkardığından ve oradaki yazılarını da kitapta derlediğinden olsa gerek, benim gibi okuyucularına blogunun kapılarını kapattı. Şimdilerde güncel yazılarını okumak istersek BirGün‘de yazdığı…

Paul Auster- 4321

Mart ayımı güzelleştiren kitap: 4321

Paul Auster ve son kitabı 4321 Haber şu: Paul Auster’ın kalın kitabı 4321’i bitirdim.⬤ Paul Auster’ın kitabıyla ilgili hislerimi buraya yazıyorum çünkü elimdeki kitabı çok severek okudum ve bitirdiğimde de bu kitabı okuduğum için çok mutlu hissettim. İyi bir kitap okumanın gerçek okur üzerinde böyle bir etkisi var. Kitapların bana sunduğu bu huzur duygusunu unutmayı…

Paul Auster’la bir pazar…

Huzurlu bir pazar günü… Bu pazarı Kuzey’le karşılıklı koltuklarda yayılarak geçirdik. Selçuk yok. Onu karlı bir memlekete yolladık. “Soğuktan donuyorum.” dedi telefonda. Ben çayı yeni demlemiştim onunla konuşurken. Olsa o da bir bardak tavşan kanı çay içerdi. Sıcak pazarları seviyorum. Dışarıda yağmur çiseliyor olsa da evin içinde huzurlu bir hava var. İçimden bahçeye çıkıp temiz…

Bu blog yazarı Ursula K. Leguin’i anneannesi zannediyor.

Bugün kendin için ne yaptın ey blogger? “Bütün gün başı kesik tavuk gibi etrafta dolandım durdum.” diyeceğim demesine de tam da böyle olmadı. Gün içinde hep masamın başındaydım ve hep bir şeyler yapmayı planladım. Aklımda onlarca düşünce; neresinden başlasam bilmiyorum ama elimi nereye atarsam da orada kalıyorum. Bir türlü yapmak istediklerimde sonuca ulaşamıyor ve gittikçe telaşa…

Mutfağın Hatıra Defteri- Leylak Dalı

Mutfağın Hatıra Defteri

Çocukluğumun mutfağa dair en tuhaf hatırası babaanneme ait. Babamla babaannemin yanına, köye gittiğimiz ilk yalnız seyahatimizdi. Köyün toprak yolundan yürüye yürüye girip de babaannemin bahçesine yaklaşınca babam yorgunluktan bitap bana dönüp şöyle demişti: “Bak babaannen, Karşıdaki yamaçta!” “Babaanne, babaanne!” diye sesimin çıkabildiği kadarıyla bağırmıştım. Yuvarlana yuvarlana inmişti babaannem bulunduğu yerden. Onca yorgunluğu üstünde taşıyan, yolda…

yolculuk kitaplarım (1)

Yolculuk kitaplarım

Yazmaktan, okumaktan, sanırım en çok da Hemingway ve onu anlatan kitaplardan bahsedeceğim. Hemingway ve yazarın Paris’i en çok merak ettiğim konuların başında geliyor. Zaman zaman bir kitabı okurken, “Blogda bu kitaptan mutlaka bahsetmeliyim.” diye geçiriyorum aklımdan. Anlatmaya değer öyle çok şey oluyor ki kitabın içinde, dile getirmeden yitsin istemiyorum. Sonra işin, gücün, telaşın içinde ya…

Eleştiresim var: Paris Bir Şenliktir

Paris Bir Şenliktir kitabı benim başucu kitaplarımdan biri. Her yeni yıl sabahı bu kitabı okuyorum. Senenin iyi geçmesi ve sevdiğim şehre daha sık gitmem için adını koymadan tuttuğum bir dilek bu. Aileyle birlikte geçirilmiş bir gecenin ertesinde herkes daha yataklarındayken kalkıyor, parmak uçlarıma basarak mutfağa gidiyor ve çayı ocağın üstüne koyuyorum. Birkaç dakika sonra suyun…