Şimdi 1797 yılında Piccadilly Caddesi üzerinde kurulmuş olan İngiltere’nin ve Londra’nın en eski kitapçısına doğru yola çıkıyoruz. Yolu o cadde üzerinden geçen her kitapseverin mutlaka uğraması gereken bir kitapçı. İsmini kurucusu Mr. Hatchards’dan alan kitapçı kurulduğu tarihten itibaren aynı yerde hizmet veriyor. Siyah çerçeveli pencerelerinin ardında duran kitapların insanı kendine çeken gücüne kapılmamak mümkün değil. Burası gördüğüm en kapsamlı ve güzel kitapevlerinden biri. Hatchards Londra’da çokça denk geleceğiniz Waterstone Kitabevi’ne ait olsa da, buraya daha kapısından adım atar atmaz farklılık katan duygunun ne olduğunu hemen anlıyorsunuz. Duvarları dolduran kitaplar boyunca yayılan asalet havanın her zerresini kusursuzca doldurmuş.
Kapıdan girişte hemen karşınıza çıkan masada yazarından imzalanmış kitaplar sizi bekliyor! |
Ünlü yazarlarla aynı rafta Orhan Pamuk’u görmekte ayrı bir zevk! |
Gezi Edebiyatı ile ilgili o kadar çok çeşitlilikte kitap var ki insan şaşırıp kalıyor. Keşke hepsi bir an önce Türkçe’ye çevrilse!
Londra kitap kokusunu her sokak başında duyabileceğiniz keyifli bir şehir.
Ne güzel olmuş bu yazı, çok seviyorum kitapları ve kitapçıları, çok istiyorum Londra'ya gelip gezmeyi.
Sevgilerimle 🙂
Kitaplar ve kitapçılar benim de vazgeçilmezim. Londra'ya karşı nedense anlamsız önyargılar beslemişim, büyütmüşüm. Yanıldığımı geç kabul ettim, kesinlikle çok havalı bir şehir. Bir de sevilesi!
Sevgiler