Liste 51- Anılmak istediğiniz şeylerin listesini yapın.

52 Liste Projesi

Liste 51- Anılmak istediğiniz şeylerin listesini yapın.

Benim için çok hayalci sorulardan biri de bu! Ciddi söylüyorum. Nasıl anılmak istiyorum? Eh, en klasik cevap, “iyi bir insan!” olabilir. Ama bu cevap pek de umrumda değil. Ölüp gittikten sonra kim anılıyor ki? Hatta bir müddet geçtikten, çağ yenilendikten sonra kahramanlar bile kıymetlerini yitiriyor, milli değerlerimiz bile yerle bir ediliyor. Hiçbir şeyi putlaştırmadım hayatımda. İnsanları insan olarak sevdim ve hatasız insan olabileceğini de hiç düşünmedim. Hata yapmadan bir yaşamı bitirmek mümkün mü? Sabahın köründe (altıda kalkıyoruz her sabah) Kuzey’le tartıştık mesela. Gece geç yattığı için uyamadı. Uyandığında da elbette ki ayılmamıştı. Yemeğini ye, üstünü git, dişini fırçala, çantanı topla derken servis kapıya yanaştı. Onun benden beklediği çantasını toplamamdı. Elbette toplamadım. Kahvemi yudumlamaya devam ettim. Sebebinin çantasını toplamama duyduğu öfke olduğunu söylemedi elbette ama bu yüzden bana sinirlendi. Son zamanlarda vazifem olmayan şeyleri üstüme almıyorum. Sonucu ne olursa olsun, benden başka birileri de bu sonuçlara katlansın. Aslında sadece iki dakikalık iş gibi gözüken, aman yapsan ne olur denilen her şeyin ben yapmadığım zaman üstlerine nasıl yıkıldığını anlasınlar istiyorum. Çünkü ben herkesin iki dakikalık işini üstüme alarak kimseye iyilik yapmıyorum. Bir de bu işleri yapıp, için için söyleniyorum. Söylenmesem tamam da, demek ki memnun değilim bu durumdan. Çanta olayını açık açık Kuzey’e söyledim. Bundan böyle çantanı toplamayacağım. Ona göre dedim. ?  Neticede Kuzey servise yetişti ama kapı kapanmadan bana birkaç cümle etti. “Sen kalkma bundan sonra sabahları erken, çok sinirli oluyorsun.” dedi. Metnin alt mesajı şu: Çantamı hazırlamıyorsan ve benim isteklerimi yerine getirmiyorsan kalkmana gerek yok!

Ben de cevaben söylendim. Sinirime hakim olamadım ve evden çıkarken i-pad’ini çantama attım.

Fark ettiyseniz, herkes gibi bir insanım.

Muhtemelen Kuzey beni büyüyünce şöyle anacak: Çok sert bir annem vardı. Kuralları vardı. Ödevlerimi yapmamama ve çalışmadan kötü not almama çok kızardı. Okul onun için çok önemliydi. Ama iyi de bir insandı. Yardım severdi. Ödevlerime yardım eder, sorunlarıma da mutlaka bir çözüm bulurdu. Gördüğünüz gibi hayatta en çok sevdiğim insan için bile muhteşem bir insan değilim. Demek ki iyi insan olmak pek de kolay bir iş değil. Üstelik günümüzde geçer akçe de değil.?

Kısaca toparlamam gerekirse kendime fayda sağlayacağım şeylerle anımsayın beni.
“Çok gezerdi, Paris’i çok severdi, kitap okumaktan ve yazmakta hoşlanır; dostlarıyla kahve, çay içmekten sonsuz keyif alırdı.” deyin.

Canım arkadaşlarım!
Listelerin nerdeyse sonuna geldik. Yarın son listemi tamamlayıp, yayımlayacağım. Ama şunu söylemem gerekir ki bu liste işini 52 hafta boyunca yaptığım için kendimle gurur duyuyorum. Yaptığım şey çok büyük bir şey değil biliyorum ama başladığım işi bitirmem böyle olsun istemesem de bana haklı bir gurur yaşatıyor. “Aferin!” diyorum kendime. Küçük şeylerle mutlu oluyor, başarının anahtarını parada, pulda değil kişisel gayretimle neticeye ulaştırabildiğim küçük mutluluklarda buluyorum.
Öyle işte! Hepinize sevgilerimi yolluyorum.

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Liste 51- Anılmak istediğiniz şeylerin listesini yapın.” yazısında 23 düşünce

  1. Hayat İzlerim, Kitap Sesleri diyor ki:

    Seni Paris ve kitap sevgiler her daim hatirlayacagim Özlemcim. Yazmayı hiç bırakma. Ben bu ara blog yazılarını toptan okuyup yorum yazıyorum.
    Kuzey in çantasını toplamamakta haklısın bilsen bu çanta konusunda ne kavgalar yaptım ben benim oğlanla. Neyse şimdi biliyor sorumluluğunu zor oldu ama oldu sonuçta. Öpüyorum kocaman mutlu yıllar .????

  2. Lale diyor ki:

    Özlem ya bırak blog yazmayı,yorumların bile ayrı birer post?
    Biraz önce bloga yazi yazdım.Ay nasıl zorlandim.Keşke eski hevesim geri gelse.
    Hele bu liste işi superdi.
    Benim 2018 mottolarımi Gamze belirledi.Birinci motto:her seye karışmamak ve en önemli şey benim demekmiş.??

    • özlem öztürk diyor ki:

      Yorum yazarken kendimi kaybediyorum, haklısın. Çok doğal geliyor birinin sorduğu bir şeye cevap vermek ya da bir yorumu cevaplamak. VE senin düşündüğün şeyi düşünüyorum: yorum yazmak, blog yazmaktan daha kolay!
      Ben kısmet olursa bu sene de elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim. İnsan çok yazınca çok okunmuyor biliyorum ama ne yapayım? Züğürt tesellisi benimkisi. Benim 2018 mottom da üstüme vazife olmayan şeylere burnumu sokmamak. Böylelikle biraz işten yırtarım diye düşünüyorum.
      Sen de yaz olur mu lütfen 🙂
      Öperim seni çok.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Ah, bilmiyorum. Umarım öyle der. Bugün birbirimizi çok sevdiğimiz bir gündü. Yarının ne getireceği belli olmaz. Ama yarın son sınavı var. Bu demek ki bu ara biraz kavgaya ara veririz; zira çalış oğlum demekten yorgun düşüyorum ve en sonunda kavga ediyoruz.
      🙂

  3. ELİF sarı diyor ki:

    Off, iyi ki yaptık ve iyi ki bitti! Bir daha yapmam,çok tekrar vardı bir kere.

    Canım blog arkadaşım, bol Paris'li, çaylı-kahveli, dost muhabbetli bir yıl olacak, hissediyorum, sevgiyle kucaklarım 🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Bence de iyi ki yaptık. Hiç de fena değildik hani! Ben de aynı şeyi yine yapmam ama yapacak başka bir şeyler de arıyorum hani. Yazmaya sebep bulmak hoşuma gidiyor.
      Ben de sana her şeyin gönlünce olduğu, sakin ve ferah bir yıl diliyorum. Ve ara verdiğin iş hayatındaki o zaman ne kadarsa artık pek bir ferah geçsin. Derin derin nefesler al içine ve tazelenerek yeni adımlar at inşallah. Sevgiyle kucaklıyorum canım seni.

  4. İzler ve Yansımalar diyor ki:

    İyi ki şu listeleri yaptın, seni hem yakından tanımış olduk, hem de yazılarını hep keyifle okuduk. Ben de seni istikrarlı oluşunla, kitap sevginle, yaydığın güzel sinerjilerle ama en çok da Paris sevginle anacağım. 2018'de de yine hep yaz olur mu!. her şey gönlünce güzel olsun Özlem'cim. Sevgilerimle..

    • özlem öztürk diyor ki:

      Bu sene blogumun ömrü hayatındaki en verimli yıl olmuş. Sanırım liste yazmak falan derken motive oldum ve yazdım. Yeni yılda da yazmak istiyorum. Yazmak, sahip olduğum en güzel şeylerden biri. Yorumlara cevap yazarken bile içim mutlulukla doluyor. Bu sene ne yazsam acaba diye döne döne düşünüyorum. Çalışmasam blogumun başından kalkmaz, herkesi bıktırırım kendimden. Bu sene de yazmaya doyamadığım bir yıl olsun inşallah diye geçiriyorum içimden.
      Sana da en içten dileklerimi yolluyorum buradan. Her şey gönlümden geçtiği gibi olsun inşallah.
      Sevgilerimle Esincim.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Aaaa! Ne oldu da beni andın gün içinde merak ettim vallahi. 🙂 Vallahi öyle böyle son listeyi de yayınlayınca 52 hafta bitmiş olacak. Minik bir başarı hikâyesi benim için 🙂 Diğer yandan bloga ilk yazımı yazdığım bugüne kadar da en verimli olduğum yıl olmuş bu sene. Son yazıyla birlikte, gerçekten emek verdiğim, düşünerek yazdığım 113 yazı. Kendime aferin deyip duruyorum.
      Yeni yılın sağlık, huzur, mutluluk getirmesini dileyerek de öpüyorum Saçaklım.
      Sevgiler

  5. Semi M.Eller diyor ki:

    Olur mu, nasıl büyük bir şey yaptığın! Benim için mesela imkansız düzenli listeler yapmak:)
    Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve böyle güzeliz işte. Annelik konusunda cadıyım, o minik yardımlar çocukları tembelleştiriyor. Ben sana yorum yazarken benimkiler yarın gidecekleri kayak yarışı için valizlerini topluyor:) Erken yatmaları gerekirken bu saate kaldılar, söylendim akşam akşam:) Biz olmadan birçok yere gitmelerinin en büyük katkısı kendi popolarını kendileri toplayabiliyor olmaları:)
    Ben seni en çok Paris’le hatırlarım, bir de yaptığın listelerle:) Ha bir de iyi insansın tabii:)
    Mutlu ve bol gezmeli, tozmalı yıllar olsun!

    • özlem öztürk diyor ki:

      Ben de düzenli krem, vitamin vb. kullanamayanlardanım. Bu listeleri yapmam şaşırtıyor beni. Ama yazmakla ilgili bir durum bu! Çünkü burası içimi döktüğüm yer. Yazarak nefes alabiliyorum ancak. Umuyorum ki ömrüm boyunca da yazarım. Yoksa ne yaparım ben? Senin çocukların kamplarını keyifle izliyorum. Daha önce de konuşmuştuk hatırlıyorsan. Ben biraz bu konuda hatalı davrandım. evde hep birisi vardı Kuzey'in ardını toplayacak ve bu kişisel olaylara yaklaşımı konusunda pek de faydalı olmadı 🙂 Şimdi yoruldum ve artık istesem de (Ki istemiyorum/birilerinin işlerini yapmaktan yoruldum) yapamıyorum zaten. Yaparken sinirleniyorum. O yüzden yeni yıl önü evde bir manifesto yayınladım 🙂 Bakalım.
      Beni Paris'le hatırlamana çok sevinirim. Ben seni hep pozitifliğinle, yaptığın nefis katlamalarla, diktiğin çantalarla hatırlayacağım.
      2018 nefis bir yıl olsun inşallah. Önce sağlık, sonra esenlik, sonra da gezmelerle gelsin hayatımıza.
      Totomuz yer görmesin gezmekten Semicim. 🙂
      Sevgiler

  6. Çileksuyu Sibel diyor ki:

    ben de ben de bizimle gurur duyuyorum:).Cok keyifli oldu,seni daha cok tanidim,daha cok sevdim Ozlem,sayende gezdim,gordum,iyi hissettim.Iyi ki varsin canim benim.Kuzey soylemese de seni muhtesem bir annem vardi diye anacak eminim.2018'de seni daha cok okumak dilegim,sahane bir yil olsun gelen.Opuyorum cok cok.Belki bu sefer Remzi'de bir cay icebiliriz?

    • özlem öztürk diyor ki:

      Canım Sibelim, anne öyle bir şey ki bir türlü onunla olan derdin bitmiyor. Bunu Yazı Evi'nin çeşit çeşit odalarında, çeşit çeşit derslerde, farklı farklı insanlarla yazarken fark ettim. İyi ya da kötü hep bir anne figürü var hayatımızda. Uğraşmayı bir tülü bırakmıyoruz. İyiliğini de dibine kadar ortaya seriyoruz, hatalarını da! Bunu fark edince anladım ki ben de böyle olacağım. Belki erkek çocuk olması olayın dozunu biraz hafifletebilir ama anne hem sığındığımız hem de her yaramızın sebebini orada aradığımız bir yer. Ben de öyle en azından. Babama kızdığım yerlerde bile hep anneme bağlarım her şeyi. Bazı şeyleri değiştirebileceğine ama değiştirmediğine; beni anlayabileceğine ama işine gelmediğine falan… Bitmez yani o diğer kulağımın etrafından dolaşıp da anneme bağladığım şeyler. Affetsin beni 🙂 Bu yılbaşı sarılayım da af dileyeyim bari 🙂
      Umarım, dediğin gibi hatırlar Kuzey. Umarım ki çocuk affediciliğini, çocuk sevgisini hep yüreğinde taşır. Seninle çay içmeye ölürüm ben yahu!!! Ne zaman geliyorsun. Haber vermeyi asla unutma. Ben de seni çok çok öpüyor, keyifli bir yeni yıl diliyorum.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Arzu Hanım, çok teşekkür ederim. Biraz öyle biraz böyle anneyim işte. Hepimiz gibi, annelerimiz gibi, sanırım bizden sonrakilerin olacağı gibi. Bazen çok sevgi doluyum, bazen yorgunluktan sinirli. En çok da her şey bitip de evin sessizliğine gömülünce, "Bugün kendin için ne yaptın Özlem?" sorusunun cevabı olmayınca üzülüyorum. Bir önceki yorumda da söyledim. Bu seneki yeni yıl hedefim basit: Üstüme vazife olmayan işlere burnumu sokmamak ve her şeyi oluruna bırakmak.
      Bloga bıraktığınız yorumlar için çok teşekkür ederim. Bazen sesimi kimse duymuyormuş gibi hissediyorum. Bazen de tüm dünya beni dinliyormuş gibi. Yeni yılın gönlünüzce geçmesi dileklerimle, sevgiler.

    • Arzu Tırak diyor ki:

      Ben de kaç yıldır oluruna bıraktım,inanın daha mutlu ve huzurluyum .Benim oğlum da 16 yaşında,içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum.Bazen çılgın bazen durgun bazen öfkeli,anne gibi…Yeni yılda da görüşmek dileğiyle,sevgilerimle.

  7. Gülşah Şahin diyor ki:

    Özlem samimiyetle yazıyorum ki, her bir yazını keyifle, samimice okuyor ve buluyorum. Sen seneye de hep böyle yaz.
    Ve küçük bir başarı da olsa başarı tamamlanman değil mi?
    Ah bu iki dakkalık yardımlar yok mu? Bazen bende hem söyleniyor hem yapıyorum sonra da yaptığım ve söylendiğim için kendime kızıyorum. Bir dahakine yapmıycam diyorum sonra yine yapıyorum. Merter'de karşıma geçip; çocuk 1 anne 0 sıfır deyip duruyor. Bu sefer ona atarlanıyorum. Allah'ım nasıl bir kısır döngüyse.
    Yazını okuyunca tek değilim dedim…
    Sevgiyle öperim çokkkkkkk.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Aslında Türk anne tipi olarak çoğunluğumuz aynı. Ne yazık ki! Sevgiden ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız ama doğru değil. Hep bizden bir şeyler gidiyor. Ben de herkes gibi sabah altıda kalkıyorum. İşe gidiyorum. Bir sürü şeyle savaşıyorum. Akşam geldiğimde de (hiç ev işi yapmıyorum bu arada/yapanlara haksızlık etmeyeyim) yine Kuzey'in bir şeyleri zamanımı alıyor. Konuşmaya, dertleşmeye, sohbet etmeye varım ama olay bu değil ki. Hep bir şeyler istiyor. Kendi işini kolaylaştıracak, kendi üstündeki yük atacak istekler. Son zamanlarda kesin ve net olarak hayır dedim. Çünkü beni kullanıyor. Çocuğum bile olsa bu doğru hareket değil. Bu yazıyı yazdığımın üzerinden bir sabah geçti. Kalkmadım bu sabah. Çünkü bir sabah önceki sözleri çok acımasızcaydı. O da sabahleyin onunla kalkmamı istemedi. Kalkmazsam o çanta toplanıyor, kalkarsam benim görevim oluyor. İnşallah 2018'de üstüme vazife olmayan, gereksiz işlere burnumu sokmamayı daha iyi öğreneceğim. Sen de yol yakınken biraz daha dikkatli ol. Üstelik kız çocukları bu tip işlerde daha başarılı 🙂 2018 gönlünce gelsin Gülşahcım. Çok öpüyorum seni ve bir sene boyunca yorumlarınla katkıda bulunduğun blogum ve desteğin için çok teşekkür ederim. Benim için sahiden çok kıymetliydi. Tekrar sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir