Aralık diyet ayı!

Strasbourg’dan döndüğümüzden beri ben hâlâ tatili yaşıyorum. İş yerinde oldukça büyük çaplı bir tadilata giriştiğimizi söylemiş miydim bilmiyorum. Seyahate çıkarken tadilat başlayalı bir hafta olmuştu ve ben döndüğümde işin büyük kısmı halledilmiş olacaktı. Daha önce tadilat işine girişenler bu işlerin söylenen tarihte bitmeyeceğini bilir. Ben de kendimce bu durumu öngörmüş ve bir hafta sürecek denilen tadilat için iki haftayı gözden çıkarmıştım. Üçüncü haftaya girdiğimiz şu günlerde hâlâ ön görülenin çok ardında olduğumuzu söylememe gerek yok değil mi? Mesela ofisin bir tarafının camları takıldı, diğer tarafı cumartesi takılacak. Alüminyum profilden yapılması gereken iç bölmeler için acele etmeme gerek yokmuş. Nasılsa çoğu şeyi halletmişler, bu da hafta içinde bir gün (hazır olduğu an elbette takacaklarmış) halledilecekmiş, mutfak dolapları takıldığı için sevinmeliymişim, elbette mutfak tezgahını ve musluğu da tezgah gelir gelmez takacaklarmış. Tuvalet olayına şimdilik girmiyorum bile. Sanırım 2017’yi bu şekilde kapatıp, 2018’e yeni ve temiz bir başlangıç yapmak için uğraşıyor ekip.

Bu arada bir kısım iş  arkadaşımla geçtiğimiz üç hafta boyunca bizim evden çalışmak zorunda kaldık. İlk günlerde herkes ev ortamında olmaktan mutluydu ama ne yazık ki bir türlü çalışmaya konsantre olamadık. İhtiyaç duyduğumuz her şey elimizin altında değildi. Bir sürü şey işte. Hani yeni yıl moduna bir türlü giremedik evde deyip duruyorum ya, belki de sebebi bu.

Aralık ayı içinde doğru düzgün kitap bile okuyamadım. Aklım bir karış havada. Sanki her şey birbirine karışmış gibi hissediyorum. Böyle karışık zamanlarda, -her zaman olduğu gibi-, dolapları toplamak, kullanılmayacak eşyaları ayıklamak, azalmak hissi geçiyor içimden. Şimdilik bu hisse dur diyorum. Bir dağılırsam bir daha toplanamayacağımdan korkuyorum. Diyete devam. Perşembe günü tekrar kontrolüm var ama üç haftadır devam eden yeme şeklimden biraz sıkıldım. Mandalina vaktini kaçırmadan iki tane olsun mandalinayı ağzıma atmak, bir de pazar sabahı küçük bir tost yemek istiyorum. Çok büyük istekler değil, değil mi? Ulaşılan netice iyi: 3.2 kilo eksildi hayatımdan. Birazcık daha yolum var ama o yolu azıcık neşelendirmek şart.

Pazartesi günü Yazı Evinden çıktıktan sonra Cafe Nero’ya uğrayıp kendime bir latte aldım. Saat 16.00 latte saatim. O saati nasıl beklediğimi bilemezsiniz. Normalde hiç olmaz; bu sefer gözüm vitrindeki rulo bir pastaya takıldı. “Hindistan cevizli” yazıyordu üstünde. Pastayı ellerimle avuçlamak ve ağzıma tıkmak istedim. Demek diyet psikolojisi böyle bir şey. Tabii olay biraz da benden kaynaklanıyor. Şu kararlı ve kuralcı yanımdan. Üç haftadan beri diyetisyenin dediklerinden ne miktar ne de cins olarak ufacık bir sapma göstermedim. Bazen ben bile sıkılıyorum kendimden. Neyse kriz atlatıldı. Kahvemi alıp hızla uzaklaştım oradan. Sonra Moda’dan bir sokak ileri gidemeden tam bir saat boyunca trafikte sıkışıp kaldım. Ya o kahve olmasaydı da öyle kalsaydım trafikte. O gün Fenerbahçe’nin maçı varmış ve tüm o sıkışıklık o yüzdenmiş. Eve ulaşmam iki saat sürdü.

İstanbul’da yaşam sürprizli değil mi? “Bir plan yapayım, sanatsal bir etkinliğe katılayım,” diyorum, ödüm kopuyor. Ben de oturup evde kitabımı okuyorum. Tatile giderken yanıma Jules Verne Okuru isimli bir kitap aldım. İspanyol Edebiyatından kadın bir yazara ait: Almudena Grandes. Yüz sayfayı geçmeme rağmen bir türlü kitabın içine giremedim. Her seferinde okuduğum yerin önünden okumaya başlayıp aynı yeri tekrar okuyorum. İçimden şu his geçiyor: Sanırım ben burayı okumuştum. Aynı yazarın İnsan Coğrafyaları Atlası isimli bir kitabını daha okumuş, yine aynı hislerle başbaşa kalmıştım. Anlatının da güzel olduğunu söylemeliyim. Sorun belki de her iki kitabın da denk geldiği zaman. Olmuyorsa olmuyor bazen.

Şimdilik bizim buralardan durum bildirimini kesiyor, yarın tekrar diyetisyene uğramak üzere aranızdan ayrılıyorum.

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Aralık diyet ayı!” yazısında 10 düşünce

  1. pelinpembesi diyor ki:

    Özlem aslında kilo problemin yok gibi , kaç kilo fazlan var merak ettim. Ben de
    Pelini kontrol altına almaya başladım. hedefimiz haftada bir kilo. ve bence 5 kilo vermesi lazım. şuan aynı kilodayız.ilk 8 sene yemek yedirme savaşıyla geçti şimdi de yedirmeme. aslında hatası fazla aburcubur yemesi. evde yemiyor ama
    benden gizli okulda yiyor. sporda yapıyor aslında ama yanlış giden birşeyler
    var. tlc kanalında obezlerin programını seyrediyorum çok ilginç , bir yerlerde
    bir kaptırmışlar katlanarak gidiyor sonra. çok zoryemeyi severek yememek. ben de seviyorum ama ipin ucunu kaçırmamak için her gün yarı aç geziyorum.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Ben de hayatımda boyunca hiç kilolu olmadım ve hep yediklerime dikkat ettim. Ama birkaç senedir, "ay ekmek yaptım çok güzel olmuş, bir dilim yiyeyim" falan derken biraz fazla kilo taşır oldum üstümde. Tabii, kilo herkesin bünyesine göre değişen bir şey. Bana benimki fazla geldi. Evdeki tartıda 57'yi, doktorun tartısında 58'i gördüm. Şok, şok, şok 🙂 Hedef 52. Bu sabah tartıldığımda evdeki tartıda 53.4'tüm. Ama açım. Sahiden açım. Proteine dayalı bir diyet yapıyorum. Karbonhidrat yok. Ben de ipin ucunu kaçırmamak için diyetisyene gittim ve iyi ki gitmişim. Çok mutluyum. Bir sonraki tatilime (ki deniz tatili olacak bu tatil) yağlarımdan arınmış, 52 kilo bir Özlem olarak gitmek istiyorum.
      🙂 Hepimize ve Pelin'e kolay gelsin. Çünkü bu yaşlarda zor diyetle uğraşmak.
      Kuzey de iyi yiyor. Hele ki abur cuburu. 🙂

  2. şule uzundere diyor ki:

    Tebrik ediyorum. Çok iyi kilo vermişsin. Aslında diyetisyenlerin dediğini yapsak kilo vermek çok kolay ama o listeyi tamamen uygulamak çok zor. İdeal kilona ulaşırsan bir before/after gelir mi? Ben istediğim kiloya ulaşınca mutlaka yapacağım 🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Teşekkürler. Biraz zorlansam da diyetisyenin dediklerinden dışarı çıkmıyorum. Beş haftadır bir tane bile meyve yemedim 🙂 Açıkçası dışardan bakıldığında kilolu denilebilecek biri değilim. Fazlalıklarımın birazı karnımda, biraz kollarımda, aıcık sırtımda, azıcık üst bacağımda gibi 🙂 Fotoğrafla belli olur mu verdiğim kilolar bilmiyorum. Şimdilerde görenler ya sen azıcık süzülmüşsün diyorlar 🙂 O kadar. Ama son halimle elbette bir fotoğraf koyarım İG'ye 🙂

  3. BAYKUŞ GÖZÜYLE... diyor ki:

    Diyet mi? Bu tarz zorunlu davranışlar içine girmek hiç sana göre değil bence Özlemcim. Neyse yine de kolay gelsin;) Dedin ya bir etkinliğe katılayım falan deyip vazgeçiyorum inan biz de aynı dertten muzdaribiz çünkü trafik park vs. insanı bezdiriyor. En güzel etkinlik evde diyerek kendimizi kandırıyoruz:))

    • özlem öztürk diyor ki:

      Bence de bana göre değil diyet! Zaten yediklerime çok dikkat ederim ama son üç senedir önemsemediğim ve nasılsa veririm dediğim kiloları veremedim. Toplana toplana fazladan 6 kiloyu üstümde taşır oldum. Kendimi bu kilolarla barışık hissetsem çok umursamam ama diyetisyen de görüntümde bir sıkıntı olmamasına rağmen karın bölgemde yoğunlaşan yağın şeker hastalığının belirtisi olduğunu söyledi. Hâl böyle olunca şimdilerde diyetteyim 🙂 Nerdeyse 4 kiloya yaklaştım. Biraz daha çaba sarf edersem kurtulacağım istemediğim kilolardan 🙂 Yılbaşı en güzel evde kutlanıyor bence. Biz öylesini seviyoruz. Sana da çok ama çok güzel bir yıl dilerim canım.
      Sevgilerimle.

  4. İzler ve Yansımalar diyor ki:

    Tadilat işleri, en zor işlerden. Zamanında bitirene denk gelmek neredeyse mucizevi bir durum. Az kalmış sanırım. Ayrıca seni tebrik ediyorum. 3,5 kilo 3 haftada çok iyi bence. 2018'e yeniliklerle gireceksin işte bu şahane!. Her şey gönlünce olsun Özlem’cim. Sevgilerimle…

    • özlem öztürk diyor ki:

      2018 evet, umarım girmeyi hedeflediğim kadar ruhen de hafif bir sene olur. Esenlikle, huzurla geçer. Şimdiden kendime hedefler koydum. 🙂 Ah, bu ben! Tadilat konusunda ipin ucunu bırakmaya karar verdim. Kanlı-bıçaklı olacağım adamlarla nerdeyse. Kendi kafalarına göre takılıyorlar. 🙂 Bitsin de, nasıl biterse bitsin modundayım 🙂
      Çok öperim seni. Sevgilerimle.

  5. Leylak Dalı diyor ki:

    Diyet, öffff diyet! İcat eden iki cihanda onmasın, ömür törpüsü, bedene eziyet, ruha cendere, bi daha öfff! 3,2 civarında da benden gitti, bir miktar da ödem sanırım, ben senin kadar dakik değilim arada minnak kaçamaklar yapıyorum ama kilom fazla olduğu için yeme miktarım sana göre daha fazladır ama şimdiden bıktım ki en az 10 kilo daha var kafamda. Ankara'ya da geldim, kesin aksayacak burada da, evden uzak olunca zor iş bu.
    Öperim

    • özlem öztürk diyor ki:

      Diyetisyen bu sabah bana, "Her yaptığınız işte bu kadar kararlı mısınız?" dedi. Kadın söylediğinden bir gram aşmayan birini ender görüyor sanırım. Sahiden azıcık rahatlamam lazım bu tip konularda ama nerde? İşin içinde bir yemek falan varsa önceden haber veriyorum ama mutlaka şarap içeceğim diye 🙂 O da ok. diyor her seferinde. Ama dediğin gibi çok sıkıntılı iş diyet işi. Biraz daha hafifleyip tatile çıkmayı düşünüyorum. 🙂
      Kitabını bu hafta yollayacağım. Bana ulaşmasını bekliyorum öncelikle. Öperim çok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir