Etiket Arşivleri: Günlük Hikâyeler

Küçük Mutluluklar

Corona Günleri 2

İşe gitmemek! İşe gitmediğim ilk hafta. İnternet üzerinden yapabileceğimiz işleri hallediyor, işin yürümesini sağlamaya çalışıyoruz. Ne yaparsak yapalım, işin hayal edeceğimiz şekilde yürümeyeceğini biliyorum. Öyle olsa, çok ütopik bir şey olurdu. Corona virüsü bahane edip ödeme yapmayacak, bu durumu bahane ederek birçok insanı dolandıracak insanlar var. Yirmi yaşından beri iş hayatındayım ve bu tekrar tekrar…

Düşler Ülkesinde Bir Gün

Yeni Yıl Pazarları Blogdan bu kadar kopmak istemediğim için yazıyorum. İrlanda notlarına başlamıştım ama bir türlü toparlayamıyorum. Yaşadıklarımı alıp bir masanın önüne oturmam lazım ama ne yazık ki bu günlerde blog yazısı yazmak için masanın başına oturma fırsatı yaratamıyorum. Gezi yazısı toparlamaya çalışmanın çok zaman ve çok çaba isteyen bir yanı var. Yazıyı yazmak yetmiyor,…

Çünkü insana hiç rahat yok kendinden!

Bazen de şöyle oluyormuş: Yeni yıl çok da motivasyonu yüksek gelmiyor ve sen dileğince bloguna yazı yazamıyormuşsun. Ocak ayının sonuna yaklaşmışız nerdeyse ama ben yazmak istediğim yazıların yanına bile yaklaşamamışım. Hayat, gerçekten biz planlar yaparken başımıza ördüğü ağlardan ibaret. Tek yapmamız gereken, -özellikle benim yapmam gereken-, hayatı olduğu gibi kabul etmek. Verdiğine şükredip, akıntının yönünü…

Aralık diyet ayı!

Strasbourg’dan döndüğümüzden beri ben hâlâ tatili yaşıyorum. İş yerinde oldukça büyük çaplı bir tadilata giriştiğimizi söylemiş miydim bilmiyorum. Seyahate çıkarken tadilat başlayalı bir hafta olmuştu ve ben döndüğümde işin büyük kısmı halledilmiş olacaktı. Daha önce tadilat işine girişenler bu işlerin söylenen tarihte bitmeyeceğini bilir. Ben de kendimce bu durumu öngörmüş ve bir hafta sürecek denilen…

Dikkat dikkat, yardıma ihtiyacım var!

Dün blogumun yorum yazma şeysinde sorunlar çıkınca anladım ki yorumsuz bir blog çok fena. Öncelikle yorum yazanlara geri cevap yazamadım ve kimse de bana yorum yazmayınca kendimi terk edilmiş hissettim. Akşam bu üzüntüyle benimkine biraz dert yandım. Adamcağız hastalıktan bitap düşmüş bir halde dinledi beni. Sonra da “Eee, zaten bir sürü şeyi beğenmiyorsun, o zaman blogunu…

Kahvenizi nasıl alırsınız

Kahvenizi nasıl alırsınız?

İçinde olduğum ruh halinden çıkmak istedim. Bir türlü olduğum anın içinde kalamıyordum zira. Normandiya seyahatinin içinden oturup düşünemeden, serinliğin keyfine varamadan hızla geçip Loire Vadisi Şatoları’nın olduğu sıcak bir mevsime dalmıştık. Havanın o serinleten, insanın içine nane ferahlığı veren hali gitmiş, denizin kokusunun yerini yıllanmış ağaçların çevrelediği, güneşin hiç acımadan yaktığı bir zaman dilimi almıştı….

Anneliğimin on iki yılı

Anneliğin de bir tarihi var elbet. Benimki dolu dolu on iki sene oldu.   Bebeklerin o süt kokusunu hiçbir şeyde bulamasam da Kuzey’in iki yaşını çok sevdim ben. Benim gözümde bembeyaz, güleç yüzlü bir çocuktu. Minik çenesinin içine dizilmiş sıra sıra dişlerle gülümser, iki yaşın o en çılgın hallerini alışveriş merkezlerinin orta yerinde sergilemekten çekinmezdi….

Liste 16- Temel Gereksinimlerinizin Listesini Yapın

52 Liste Projesi Liste 16- Temel Gereksinimlerinizin Listesini Yapın. Bugünlerde benim kafam da ülke gündemi gibi karışık. Biraz daha huzurlu bir ülkede yaşayıp sadece temel gereksinimlerimi düşünerek, üstüme düşen görevleri yaptıktan sonra keyfime bakmayı çok isterdim. Olmuyor elbette. Birazcık huzuru bizlere çok görüyorlar. Ne kadar pozitif olmaya çalışırsak çalışalım, enerjimizi emip bitiriyorlar. Uzun lafın kısası…