Lan oğlum, üzülme diyorum kendime: Evet, tatil bitti.
Her tatil biter ve yenisinin hayalini kurmaya başlarsın. Sağlık olduktan sonra her şey güzel olur sonunda. Ağızların tadı bozulmasın yeter ki, değil mi?
İş başladı. İşteyken daha verimliyim.
Bu sene çok uzun zamandan beri tatilimin iki haftasını evimde geçirerek kendi rekorumu kırmış bulunuyorum. Tuhaf bir şekilde iyi geldi bu durum.
İlk hafta kitap bile okumayarak kendimi şaşırttım.
Demek ki bünyemin buna ihtiyacı varmış.
Tatil süresince bol bol çay, filtre kahve ve Türk kahvesi tükettim.
Evet! Kahveye Türk kahvesi diyenlerdenim. Hatta bu durum hoşuma gidiyor.
Edinburgh anılarımda serin bir yer olarak kaldı. Orada bulunduğumuz günlerde bulutu fazla bir gökyüzüne sık sık bakarak gezindik. Bir daha gitmeyi düşünüyorum. Bu sefer sırtımda fazla ağır olmayan bir çanta ile; dağlara, yükseklere doğru.
Bunun için ayaklarımın ağrımadığı daha güzel günler diliyorum. Sağlık demiştim paragrafın başında 🙂
Liverpool çok güzeldi. Beatles’ı Kuzey’e anlatarak gezdik.
Manchester’ı unutmam kolay olacak. Katedralin karşısındaki kafeyi ise hayatım boyunca anılarımda saklayacağım. Öyle güzeldi.
Londra, hatırladığım gibiydi. Hep gidilesi bir şehir!
Dün oradaydık, şimdi burada!
Küçük bir merhaba yollamak istedim oturduğum yerden.
Merhaba!
Kürkçü dükkanı misali özlem hepimiz tırıs tırıs dönüyoruz.Gezmek görmek pek bir şahane ama evde özlenmiyor değil 🙂
Hoş geldiniz 🙂
Merhaba Özlemcim, ara sıra sesini duydum hiç olmazssa… Nurşenimiko geliyo, kahvaltı programımıza katılırsın diye düşünüyorum. Hatta bir de gece programımız var he ne dersin he:))