Pere Lachaise geliyor.

Rüzgarlı, soğuk ve açıkcası insanı yıldıran günlerden bir gündü.Yürürken apartman boşluklarına sığınarak ilerlemek gerekiyordu, iliklerine kadar üşümek bu olsa gerekti ama böyle evinden,ailenden ve canını sıkan bir dolu ıvır zıvırdan uzak olmanın da güzel bir yanı vardı elbet…Hava çok soğuktu ya hani sevgilinin elini tutmak ,göğsüne sıkı sıkıya sığınmak şart olmuştu..
Ahh evet biliyorum sevgiliye sarılmak için elbet soğuk hava gerekmiyor ama kabul etmek lazım ki böyle havalarda sarılmanın tadı da başka hiçbirşeyde yok….
Sokaklarda rüzgarda savrula savrula uzunca bir mesafeyi yürüdükten sonra,küçük ,şirin bir bistroya kendimizi attık.Burda heryer cafe,bistro zaten…Canının dilediği yerde ver molanı….Tatildesin zaten…Aceleye gerek yok…
Gezgin olmanın tanımı nedir bilmiyorum.Benim bu konuyla ilgili bildiğim şey,kendi adıma elime geçen başka yerler gezme fırsatlarını kaçırmamak…Ama başka şartlar altında,başka hayaller kurabilirdim elbet..

Hep üç-beş günlük küçük molalarla gidebildiğim Pariste bir altı ay yaşamak isterdim mesela…Öğrenci olabilmek,geçici Paris evimin minicik mutfağına elimde fırından aldığım bagetimle gitmek,sokağın köşesindeki manavla selamlaşabilecek kadar oralı olabilmek isterdim.

Demek istediğim,keşke sevdiğimiz bazı köşeleri sindire sindire yaşayabilsek,kendi doğal kültürlerinin içinde yer alabilsek…

Hayatımda ilk defa eşimle beraber çokça düşünerek gittiğimiz Tayland seyahatimizde,eski şehrin ücra bir köşesinde elinde bir harita,sırtında bir çanta ile gezen çok genç Yunanlı bir kızla karşılaşmıştıkta ben çok şaşırmıştım..Şaşırmam ,korkmamdandı aslında..Yunanistan bize çok yakındı,Taylandsa çok uzak..O zaman bu kızın burada tek başına ne işi vardı ?

Herhalde o kızcağız ,o günden bugüne çok yer eklemiştir kişiliğine,çok arkadaş edinmiştir ve hatta belki kendi evinde ağırladığı kendi gibi gezgin ruhları tanımıştır…

Ben ,gezen ,gezemese bile bunu düşleyen herkesi seviyorum.

İlk seyahat fikriyle Buket Uzuner sayesinde tanışmıştım.Kitabının arkasında kendini ifade eden cümleler içindeki ”uzun tren yolculukları yapar”cümlesi hatırlarımda beni benden almıştı…Ayrıca kendisi ”iflah olmaz bir kuzey sever ”di.Kasım’94 de Tüyap Kitap Fuarında masasının önünde kitaplarını imzalatabilmek için bekleyen hayli kalabalık bir topluluk içinde uzunca bir süre beklemiş,elimde sahip olduğum tüm Buket Uzuner kitaplarıyla bende kendisini çok meşgul edeceğimi bildiğimden,okurlarıyla yaptığı tüm uzun sohbetleri engin bir hoşgörüyle beklemiş (ee sıra banada gelecek elbet ),sonunda sıranın başına ulaştığımda yüzümde aydınlık kocaman bir gülümseme ile Güneş yiyen Çingene adlı kitabını uzatmıştım kendisine…O da elinde yeşil izler bırakan kalemi ile kitabımı ”bol serüvenli bir yaşam dileğiyle”imzalayıvermişti.Yazısı aynı hayalimde ki gibi çok bi havalıydı.:)
Ondandır ki gitmek isteyen herkesin yolu açık olsun derim ve bende çok serüvenli bir hayat dilerim gezme düşü kuranlara.
Ahh bir de şu vize derdi olmasa ne güzel olur di mi? Pasaportu açıp açıp bakmasak çok az günümüz kalmış diye hayıflanmasak.
Parasıda başka bir dert tabii…Arsa parası gibi valla:)
Bir de evraklar….
Gidilecek,görülecek ,keşfedilecek ne çok yer bizi bekliyor aslında..

Nerden nerelere geldim ben?Aslında bugün anlatmak istediğim,kafamda tasarladığım,uzunca zamandır beklettiğim bir yer vardı.Soğuk birgünden bahsetmem ondandı ama kaptırdım kendimi.Benim asıl o soğuk günden sonrası için planlarım vardı,ki bu planlar o gün de yapılmamıştı…Mazisi bir sene önceye dayanıyordu…

Bugün benim için soğuk olabilirdi,önemli değildi ama açıkcası yarın için havanın durumu ile ilgili herhangi bir özrü affedecek durumum yoktu…

Ertesi gün düne göre,çok ama çok iyi havaya gözlerimi açtım.Kaldığımız otel daha önce planladığımız gibi Paris’in gidilmedik farklı bir bölgesinde ama benim varış noktama yakın bir uzaklıktaydı..

Hedef ünlü Pere Lachaise mezarlığıydı.
Ehhh artık çok uzun oldu,arkasıda yarına kaldı.:)

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir