Güzellik…

Bugün sabah kendime yine bir güzellik yaptım.
Zaten bu aralar bu güzellikleri ben sık sık kendime yapıyorum.Öte yandan kendime güzellik yapmayıp da kime yapacağım ki?

Gözümü açtım ve sonra miskin miskin yastığıma sarılıp yatak keyfime devam ettim.

Sanırım işe de yaradı.Bugün dünya gözüme daha güzel görünüyor.Hem de daha yataktan kalkmadan…
Bu arada bu blog yazma işine girişerek çok doğru bir karar vermişim.Artık bazı şeyleri çok düşünerek kendi kendime dert sahibi de olmuyorum…Paylaşmak güzelmiş…Zaten yazı yazmayı da oldum olası sevmişimdir.
Peki ben ne mi yaptım?

Üstümde çöreklenmiş bahar yorgunluğunu atmak için kendime ”ben neleri severim?” listesi yapmaya karar verdim…Neleri sevdiğimden bahsederken neleri sevmediğimden de bahsedebilirim zaman zaman haberiniz ola…

Başlangıç için fazla klişe olacak ama verdiği tüm mahmurluğa ve uyuşukluk hissiyatına rağmen baharı ne çok sevdiğimi düşündüm.Baharı düşünürken bundan yıllar önce kayak öğrenmek adına kendim ve kocacım için hazırladığım tatil macerası gözümün önüne geldi.Hayır canım,(bu iki kelimeyi söylerken sesimde ve yüzümde kesinlikle ukalaca bir şekil ve tonlama vardı) mutlaka kayak öğrenmeliyiz dediğim tatil,ikinci gün kocamın kaymaya başlaması benimse burası çok soğuk eve gitmek istiyorum ağlamalarımla son bulmaya çalışmıştı.Fakat daha önce çeşitli vesilelerle acı çektirdiğim insanlar (Şekil 1A-Mr.S)geri dönme çığlıklarıma yüz vermeyip acılar içinde kalan altı günlük tatile devam kararı aldı.Baharı sevme durumum bana bu çektiklerimin bir hediyesi midir bilinmez ama baharı kışa tercih ettiğim doğrudur.:)

Sonra pazar kahvaltıları,bayılırım kahvaltıya..Evliliğimin ilk yıllarında akşam işten eve döndükten sonra ne çok kahvaltı ederdik.Küçük salonumuzun yarısını kaplayan masayı hiç kullanmayıp,televizyonun karşısındaki orta sehpa da güzel kahvaltı sofraları kurardık.O zamanlar bu sevdam benim hatırı sayılır kilolar edinmemle sonuçlanmıştı….Keşke hergün hep beraber uzun kahvaltılar edebilsek…

Kitaplar…Vazgeçilmezlerim benim..Güzel bir kitabın sayfalarında kendinizi, tanıma şansınızın olmadığı hayatların içinde bulmak..Şu sıralar en büyük merakım gezi ,seyahat ve anı kitapları..

Seyahat etmek…keşke devamlı bir seyahat halinde bulunabilsek..sokak aralarında dolaşmak,yorgunluktan ayakta duramayacak hale gelmek..( bu kadar çok yürüdüğünüzde ne yediğinizi de düşünmenize gerek kalmıyor.)Bu madde benim için dünyadaki en güzel şeylerin başında geliyor.

Gezmeyi çok sevmemin yanında ,Paris’i bir başka severim..

Paris,Paris ve yine Paris diye kendime özerk bir madde koyabilirim hatta…

Sonra Ayşe Arman severim ben….hem de çok severim…Okurken nasıl mutlu olurum…Çünkü ben hayattan zevk alan insanları severim,maceralara atılmaktan korkmayanları,savaşma gücü olanları….

Romantik filmleri çok severim.Yüzümde eksilmeyen kocaman bir gülümseme olur.

Akşam elime bir bardak çay alıp dergi okumayı da çok severim.

Arsız çiçekleri severim ben..Naz yapmayanını,her daim yeşil olanını,beni yormayıp,üzmeyenini…

Biricik oğlumun her ama istisnasız her hareketini severim…Yaşına göre tahmini iki beden büyük ayaklarını,huysuzluğunu,omuzlarını düşürerek yürümesini,kendi koyduğu oyun kurallarına uyulmadığında sinirlenmesini,sinirlenip mızmızlanıp ağlamasını,düz kahverengi saçlarını,kulağında devamlı tekrarlayan yarasını,bendeki macera ruhuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan tıpkı babasının oğlu mantıklı küçük prensi…Herşey bir yana onun için güzel,uzun,sağlıklı,mutlu bir ömür tek isteğim…

Müzik dinlemeyi severim.

Tüm aile arabaya atlayıp yollarda duraklaya duraklaya tatillere çıkmayı severim.

Sevgili kocacığımı çoook severim.Herşeyden önce beni böyle kabul ettiği için…Biliyorum çok zor biriyim ama böyleyim.Kendimi kabullenmezsem benim için içinden hiç çıkılamaz bir hal alıyor durumum ,o yüzden kabullendim:)

Sonra Woody Allen filmlerini severim:)Sevmeyenler olabilir ama ben seviyorum…

Juliette Binoche ilahım ,ona bayılıyorum..

İşte böyle…Bu liste benim için uzayıp gider…Önemli olan herhalde öyle ya da böyle yaşamı sevmek..Mutlu olabilmek içinde,bulunduğumuz koşullar altında zor biliyorum ama yaşam enerjimizi yüksek tutmamız gerektiğini düşünüyorum…Öyle ya da böyle hayat güzel ve yaşanmaya değer….

Sahip olduğum herşey için ben şükrediyorum hayata…..

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir