Normandiya Kıyıları ve Loire Vadisi Hakkında Aklıma Takılan Sorular

Aklımda bir sürü soru ile birlikte yeni bir seyahate hazırlanıyoruz. Ne zamandır gidelim dediğimiz ama bir türlü uygun fırsatı yakalayamadığımız bir yere: Normandiya Kıyıları ve Loire Vadisi Şatoları.

Bunca kez Paris’e gidip bir türlü şehrin dışına çıkamayınca bu seyahat ertelenip durdu. “Bu yaz ne yapalım sorusu?” gündeme gelince Normandiya kıyıları fikri kafamızda şekillendi: zira gitmeye niyet ettiğimiz yerlerin uçak fiyatlarına, konaklama seçeneklerine bakınca dudaklarımız uçukladı. Hâlâ İzlanda hayalimizi koruyoruz. Uygun fiyata aktarma yapabilceğimiz uçak bileti bulursak elbette bir gün oraya da gideceğiz. Ama o gün ne yazık ki bugün değil! Şimdilik Mutlu Eller’in İzlanda gezisinin fotoğraflarına bakıp iç geçirmekle meşgulüz.

Bir de İrlanda meselesi var tabii. Orası için de malumunuz ekstradan vizeye ihtiyacımız var. Gitmeyi bu kadar istememe rağmen vize kuyruklarında bekleyip, üstüne fazladan bir masraf kapısı daha açmak istemiyorum. Hâl böyle olunca, İrlanda da gidilmeyi bekleyenler listemizdeki yerini koruyor. Adını koyamadığımız, koymak da istemediğimiz içimizdeki sıkıntılı düşünceler (Ne olacak bu memleketin, pek tabii bizim halimiz sorusu) oturduğumuz yerde oturmamıza sebep oluyor.

Normandiya Kıyıları ve Loire Vadisi Şatoları

Normandiya taraflarına gideceğiz gitmesine de nasıl gideceğiz?

Aklımıza gelen ilk soru bu oldu. Paris’ten gitmenin en kolay yol olduğunu birkaç tur şirketinin programına bakınca derhal anlıyorsunuz. Elbette ilkbahar yaz dönemi Paris uçaklarının en pahalı olduğu dönem. Ne yazık ki Normandiya kıyılarına ulaşım için harita üzerinde bakınıp, başka seçenekler arasak da bulamadık. Önce Paris’e uçacağız. Oradan da Normandiya kıyılarına ulaşmak için ilk varış noktamıza doğru yola çıkacağız. Rouen gezimizin başlangıç yeri olacak.

Paris’ten Rouen’e nasıl ulaşırım?

Paris’ten Rouen’e ulaşmak için iki seçenek görünüyor. En azından bizim seçeneklerimiz arasında iki tanesi önce çıktı. Ben trenle gitmek istedim. Trenle gitmek isteyenler şu internet sitesine bakıp biletlerini alabilirler. Sabahın erken saatlerinden başlayarak akşama kadar çok sayıda tren seferi var. Biletler 10 Euro’dan başlıyormuş. Muhtemelen biletinizi önceden almak ucuz fiyattan bilet almanıza fayda sağlayacaktır. Havaalanından direkt olarak Rouen’e gitmek mümkün değil ne yazık ki.

Rouen’e giden trenler nereden kalkıyor?

Rouen’e gidebilmek için metroyla önce St.Lazare Garı‘na gitmek, oradan da Rouen‘e kalkan trene binmek gerekiyor. Biz havaalanından araba kiralayarak Rouen’e gideceğiz. Üç kişiyiz. Önce Paris merkeze gitmek, bunun için bilet almak, üstüne üstlük bavullarla hareket etmek çok anlamlı gelmedi.

Hangi araç kiralama şirketini seçeceğimize daha karar vermedik. Bu kararı verdiğimizde, hatta aracı kiralayıp seyahatimizi gerçekleştirdikten sonra durumu buradan tekrar güncellerim.

Normandiya Kıyıları ve Loire Vadisi Şatoları

Loire Vadisi Gezisi : Normandiya Kıyılarından Loire Vadisi Şatolarına nasıl giderim?

İnsan Normandiya Kıyılarına kadar gidince bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Bana kalsa çıktığım seyahatleri olabildiğince uzun tutar, hayatı kendi bildik ritmine bırakır, canımın istediği yerde keyfimin dilediği kadar kalır ve öyle dönerim eve. Ne yazık ki hayatımız böyle akmıyor. Tatilleri planlamak, nereye kaç gün lazım diye uzun uzun düşünmek gerekiyor. Evdeki en büyük tartışma konumuz oluyor. Bu seyahati planlarken de Selçuk’la en çok bu konuda tartıştık. Önümüzdeki haritaya bakıp bana soruyor: Normandiya’ya kaç gün ayıralım? Rouen’de mi kalalım? Orada bir gece mi kalalım yoksa iki gece mi? Peki bu süre yeter mi? 

Bu soruların hepsine, “Ne bileyim”? diye cevap veriyorum. Neden bana soruyorsun? Tamam bir plan yapmaya çalışıyoruz ama daha önce gitmediğim yerlerde ne kadar kalacağımıza nasıl karar vereyim?

Yukarıda da açıkladığım gibi bana kalsa bu seyahate iki hafta ayırır, canımın istediği her kafede oturur, şarap tadımı yapabilceğim her kasabada durur, gözlerimi kamaştıran güneş ışığına karşı güneş gözlüklerimi tadar, defterimi çıkarır yazı yazarım. Ya da öylece bakarım hayatın önümden akışına.

Ama bana kalmıyor, değil mi? Bu yazıyı yazmamın en önemli sebeplerinden biri bu sorular sanırım. Biraz internette gezindim, başkalarının yazdığı yazıları okudum, durak yerlerimiz arasındaki mesafeleri kontrol ettim ve tatil olarak ayırdığımız gün sayısını elimden geldiğinde ayarlamaya çalıştım. Bir de herkesin tatil ritmi değişebiliyor. Ayırdığımız zamanların yeterli olup olmadığını geldikten sonra tekrar değerlendireceğim.

Gelelim yukarıdaki sorunun cevabına: Elbette Normandiya Kıyıları Seyahati ile Loire Vadisi Şatoları gezisini birleştirebilirsiniz. Biz bu seyahate yedi gün ayırdık. Bunun 3 gününü Normandiya Kıyıları’nda, 4 günün Şatolar Bölgesi’nde geçireceğiz.

Normandiya Kıyılarını gezmek için nerede konaklayalım?

Biz ilk gün Paris Orly Havaalanı’ndan araba kiralayacağız ve oradan direkt olarak Rouen’e geçeceğiz. Araba seçerken muhtemelen azıcık konforlu bir araba seçmeye ama seçtiğimiz arabanın küçük olmasına dikkat edeceğiz. Yıllar önce yaptığımız Provence seyahatinde küçük arabanın sokak aralarında ne kadar konforlu olduğunu deneyimlemiştik. Araba seçerken mutlaka dikkat edeceğimiz husussa navigasyon aletinin olması. İlk gecemizde Rouen’de konaklayacağız. Şehre varacağımız ilk akşam üstünün Rouen’i tanımamız için yeterli olacağını umuyorum. Rouen büyük bir yerleşim. Biz Eski Şehir denilen bölgeyi tanımayı hedefliyoruz.

Rouen, Jean D’arc’ın şehir meydanında yakılarak öldürüldüğü şehir.

Normandiya Kıyıları’nda gezilecek yerler

Gezmek isteyen insan için gezilecek yerler bitmez elbette. Biz Rouen’de akşam konaklayıp, sabah bavullarımızı arabaya atıp yola düşeceğiz. Benim illa ki görmek istediğim bir yer var: Etretat. O yüzden sabah kahvaltımızı eder etmez ilk iş Etretat’a gideceğiz. Saint- Malo’da iki gece konaklayarak bu bölgeyi gezmeyi hedefliyoruz. Etretat’tan sonra sırasıyla Le Havre, Honfleur, Trouville, Deauville gezeceğimiz yerler. Süre kısıtlı olduğu için bazı yerleri es geçiyoruz. Normandiya Çıkartması’nın yapıldığı kıyıları gezip, manzaranın, güzel yemeklerin, hayatın, lezzetli dondurmalarının tadını çıkarmak öncelikli amacımız. Bu yüzden Çıkartma ile ilgili müzeleri gezmek plan dahilinde değil. Tabii konuya ilgi duyanlar bu seçenekleri de düşünmeli.

Bir gece Rouen’de iki gece de Saint Malo’da konaklayarak Normandiya Kıyıları’nı gezmeyi hedefliyoruz. Bakalım nasıl olacak? Listeden çıkardığımız müze gezmeleri olmadan bile ayırdığımız zaman yetecek mi?

Normandiya Kıyılarından Loire Vadisi Şatoları’na…

Şatolar Bölgesi deyip geçmeyin. İşler burada çok karışıyor çünkü irili ufaklı sayamayacağım kadar çok şato var bu bölgede. Konaklama için merkez alınacak yer ve gezilecek şatolar en önemli sorun. Bu şatoların hepsini tek tek gezeyim desen hem zaman yetmez, hem de para. Üstelik durum da çok sıkıcı bir hal almaya başlar.


Loire Vadisi’nde hangi şatoları gezmeliyim?

Pek tabii gezeceğimiz şatolara karar vermek bana düştü. Ben yol rotamızdan saparak Nantes’a gitmek istediğimi söyledim bizimkilere. Nantes’da ne var dediler? Yolumuzdan bu kadar sapmamıza gerek var mı? Hâlâ kesinleştirmiş olmamamıza rağmen Jules Verne’in doğduğu ve penceresinden Loire Nehri‘ne baktığı bu liman şehrine gitmek ve Jules Verne Müzesi’ni gezmek istiyorum.  Onun dışında da hepimizin ilgi alanları doğrultusunda hazırladığım şato listemiz şöyle.

Şatolar Vadisinde İlk Gün :

Loire Vadisi’ndeki ilk günümüzde Chateau de Villandry, Chateau D’Usse ve Azay-le-Rideau şatolarını gezmeye karar verdik. Villandry Şatosu aynı zamanda labirent şeklindeki bahçesiyle de ünlü. Bu şatoların üçü de birbirine çok yakın.

Şatolar Vadisinde 2. Gün : 

Amboise: Amboise Kasabası içinde bulunan Amboise Şatosu ile ünlü olsa da gidenlerin güzelliği ve sevimliliği ile dilinden düşüremediği bir yer. Bu yüzden geri dönüş yolumuzdaki en yakın güzergah olarak ikinci gün buraya uğruyor ve meşhur pastanesi Patisserie Bigot‘da ya kahvaltı ederek ya da kahve içerek günümüze başlıyoruz. Patisserie Bigot’nun Loire Vadisi’nin en güzel pastanesi olduğu söyleniyor. 

Amboise Şatosu: Keyif molamızın ardından Amboise Şatosunu gezmeye niyetliyiz.
Clos Luce Şatosu: Amboise’ın içinden 400-500 metrelik bir yürüyüşle ulaşılabilcek bir şato Clos Luce Şatosu. Bizim bu şatoyu görmek istememizin sebeplerinin başında Leonardo da Vinci’nin yaşamının son günlerini bu şatoda geçirmiş olması. İnternette bir araştırma yaparsanız da bu şatonun Leonardo da Vinci’nin adıyla özdeşleştiğini görürsünüz.
Chenonceau Şatosu: Kadınlar Şatosu
Chateau de Chaumont


Yorucu bir gün olacağa benziyor değil mi? Yaşayarak buraya yazdığım rotanın gerçekçi olup olmadığını göreceğiz. Yazdıklarımda bir sıkıntı olursa burada güncelleme yapacağım.

Şatolar Vadisinde 3. Gün :

Geriye gidilecek iki şato bıraktım.
Biri Loire Vadisi’nin en görkemli, en ihtişamlı şatosu diye adlandırılan Chambord Şatosu diğeri ise Cheverny Şatosu. Sanırım Kuzey için en lezzetli şatoyu en sona bıraktık çünkü bu şato Tenten’in Şatosu olarak biliyor.

Loire Vadisi’nde görülecek başka ne var?

Seyahatin son ayağında Paris’e ve dönüş yoluna iyice yaklaşmışken Chartres Katedrali‘ni görmek istiyorum. Tabii seyahatin yönünü yolculuk esnasındaki durumumuz belirleyecek. Kabaca çizdiğim rota muhtemelen sevdiğimiz bir yerde daha fazla kalmak istememizle, öngöremediğimiz durumlarla değişebilir. Gitmemize daha uzun bir vakit olduğunu düşünürken, birden yola çıktığımıza tanık olacak ve zamanın nasıl böyle hızla ilerlediğine inanamayacağım. Biliyorum.?
Elbette seyahati merakla ve heyecanla bekliyorum.
Bu arada bu yolculuk benim için Paris’e bu kadar yakın olup da şehri görmeden ayrılacağım ilk seyahatim olacak. Bu bilgi de notlarımın arasında bir yerlerde dursun değil mi?

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Normandiya Kıyıları ve Loire Vadisi Hakkında Aklıma Takılan Sorular” yazısında 4 düşünce

  1. Semi M.Eller diyor ki:

    İzlanda`yı umarım başka zaman ayarlayabilirsiniz. Yalnız sizin gezi planı da ağzımı sulandırdı:) Hiç görmediğim yerler, merakla bekliyorum fotoğraflarını. Sevgiler…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Geçen seneden beri işler pek de umduğumuz gibi gitmiyor. Devamlı inişler ve çıkışlar yaşıyoruz. Şimdilerde her şey yolunda gibi görünse de ruh halimiz etkilendi. Üstümüzde yarınlara dair bir korku var. Özellikle de ben de. İzlanda tatilini planlamaki çin belli ki geç kalmışız; senin de belirttiğin gibi bir ada ülkesi ve yüksek sezonu çok kısa bir aralık sürüyor. Hal böyle olunca fiyatlar çok yüksek. Dört gece konaklama yedi bin lira gösteriyor. O yüzden şimdilik rafa kaldırdık. Bakalım hayat ne gösterecek?
      Sana da bolca sevgi benden.

  2. İzler ve Yansımalar diyor ki:

    Sevgili Özlem, en ince detayına kadar düşünülmüş seyahat planını okurken ben bile çok heyecanlandım :))inşallah her şey istediğiniz gibi olur.Bir an gözümde canlandı benim de -Jules Verne'in doğduğu ve penceresinden Loire Nehri'ne baktığı yerden- bakıyor olmak!.. Seyahatten sonraki paylaşımlarını da merakla bekliyor olacağım. Normandiya kıyılıarında keyifli, dingin gönlünüzce güzel bir tatil dilerim. Sevgiler, iyi haftasonları…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Esin,
      Ah birazcık daha vakit bulsam da biraz daha araştırıp, ayrıntılarda kaybolsam keşke. Ama hep aynı şikayet; zamanı yettiremiyorum bir türlü. Hem her yeri göreyim istiyorum hem de zamanı durdurup dolaştığım yerlerde tasasızca anı seyretmek. Bakalım nasıl olacak? Bu sene yapmayı başarabildiğim tek tatil planım bu; elbette gitmeyi hayal ettiğim yerler çok 🙂
      Bir masanın başına geçip durmaksızın yazmanın keyfine varmak istiyorum. Böyle düşlerin içindeyim. Tüm güzel dileklerin için teşekkür ederim. Dönüşte gördüklerimi yazmayı ben de çok istiyorum. Bakalım Normandiya kıyılarında hangi hırçın dalgalar bekliyor bizi :=)
      Sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir