Paris..Pasajlar…

Bir kitap okudum! Paris Opera bölgesinde bir günüm geçti. Hadi yalan yok, ilk gün aradığım yeri de bulamadım. Yenilgiyi kabul etmek istememiştim ama ayaklarım isyandaydı ve aynı bölge içerisinde tur atmaktan başım dönmüştü. Hayır sevgili kocam diye demiyorum, yer aramak konusunda benden de hırslıdır.
Arıyoruz efendim… Durmuyor, yılmıyor. Arzu Çağlan’ın kitabında yazdığı, benim hemen okuyup not aldığım, aaaa mutlaka görmemiz lazım dediğim Opera Bölgesinde olduğu söylenen üstü camla kaplı, içinde romantik bir çay salonu bulunan Vivienne Pasajını aramaktayız. Vallahi pasajı ararken nereleri bulmadık ki? Bak dedim sevgili kocacım benim bu pasajı bulmam ve blogumda yayınlamam lazım… Eeee her koşulda arkamda olan bir kocam var, destekliyor beni bu blog işinde… Muhtemelen mutluluğumdan olsa gerek. Bir çeşit terapi oldu bu iş bana… Özlem’cim diyor bana, sokak adı nasıl olmaz? Canım diyorum baktım yok, sokak adı yazmıyor işte, Opera bölgesi diyor. Söyleniyor! Tamam diyorum ben yoruldum, benim gizli başka pasajlarım var ben onları yazarım blogumda…
Ama hayır, ölmek var, dönmek yok. Bir kere ”start” verdik, duramayız artık.
….ve ikinci gün bir de bakıyorum pasaj karşımda, buyrun efendim işte fotoğraflar…

Pasajımızın giriş kapısı görülmekte. Azmin zaferi:))

Şimdi gelelim adres kısmına; biraz Türk işi olacak adresimiz ama yine de bir sokak adı var. Opera meydanından Rue du Septembre’a doğru ilerlediğimizde karşımıza Bourse binası çıkıyor. Hemen sağımızda Rue de Vivienne görülüyor. İlerleyince usul usul, pasaj karşımızda:)
Şimdi yine aynı bölgede başka bir pasaj daha… Passage de Choiseul!

Bu pasajda sevimli birkaç küçük restaurant, eski kartpostallar satan dükkanlar ve birkaç sahaf bulunmakta…
Paris de benim en sevdiğim yerlerden biri Grands Boulevard metro durağında indiğinizde karşınıza çıkan bölgedir. Uzun bir yürüyüşle Boulevard Montmartre, Boulevard Poissonnıere ve Boulevard Bonne-Nouvelle’i geçip karşınıza çıkan çifte zafer anıtlarını göreceksiniz. İki anıtı ortadan kesen Boulevard Sebastopol’e dönmezseniz Boulevard Saint-Martin sizi Place de la Republique’e ulaştıracaktır. Bu dört caddenin başlangıcından sonuna kadar olan bölümüne aynı zamanda Grands Boulevard deniliyor. Benim çok sevdiğim Virgin müzik mağazasının bir diğer şubesi de burada bulunmaktadır. Aynı büyük cadde üzerinde iki tane de karşılıklı pasaj bulunmaktadır. Bu iki pasajın kapıları birbirini selamlar. İçlerinde büyüklü küçüklü çok sevimli bistroları barındırırlar. Gitmenizi ve havasını mutlaka koklamanızı öneririm.

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Paris..Pasajlar…” yazısında 8 düşünce

  1. papercut diyor ki:

    Merhaba,
    Walter Benjamin'in pasajlarını keşfetmek çok güzel olmalı. Ekim ayında biz de bir günümüzü pasajlara ayıracağız; sayeniz de çok aramak zorunda kalmayacağız. Teşekkürler:)

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Paris pasajlarının nedense farklı bir havası var. Ön kapısından girdiğin bir pasajın arka kapısının başka bir dünyaya açılıyor olması da cabası!
      Eylül sonu benim de yolum düşecek tekrar, nasıl özledim Paris'i bilsen:)
      Sevgiler ve keyifli gezmeler diliyorum.

  2. macerakitabim diyor ki:

    Zerencim,
    Çok haklısın bence de çok zarif bir şehir Paris..Genel kanının aksine ben Parislileri de çok kibar bulurum.Hayatın tadını çıkarmaktan hiç vazgeçmeyen bir halleri vardır..Yazılarını ve mutfak hallerini merakla bekliyorum.
    Sevgiler

  3. macerakitabim diyor ki:

    Birazcık geç oluyor sizlere cevabım ama bilgisayarın başına pek oturamadım şu birkaç gündür ne yazık ki..
    Leylak Dalı,
    Gezmek hep çok güzel,oturup bir kahve ile çeşit çeşit makaronlardan tatmak..Söz hep gezeceğim..Bu arada hep merak ederdim ''ekler''diye yediğimiz o tatlının (tatlı mı denir onu da bilmiyorum ama) isminin ekler olmasının anlamını..sonunda Parisde gördüm ve anladım:))))
    Eclairè diye yazılıp,ekler diye okunuyormuş:)
    Bir tane de yedim hemen..
    Sevgiler

  4. zero diyor ki:

    Şimdi biraz bencil bir cümle kuracağım: İyiki pes etmeden, tüm yorgunluğunuza rağmen Vivienne Pasajı'nı aramışsınız. Bayıldım atmosferine! Hele o kitapçılar yok mu, hiç çıkmadan orada yaşayasım geldi:) Zerafet perisinin üzerine dokunduğu bir şehir Paris…

  5. Leylak Dalı diyor ki:

    Güzelmiş gerçekten, hem Vivienne, hem diğer pasajlar. Hepsine girip çıkmak, gezmek, yiyip içmek, alışveriş etmek isteğiyle dolup taşti içimmm…
    Sağol Özlemcim, fotolar ve güzel anlatımın için. Sen hep gez, sonra yaz ki ben de gitmiş kadar olayım:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir