Etiket Arşivleri: paris gezi notları

Mina Urgan ve Bir Paris Masalı

Mina Urgan’ın Bir Dinazorun Gezileri isimli kitabını açtığımda tam da aradığım sayfaya denk geldim. Devamlı Paris’ten, bu şehre olan tutkumdan bahsedip duruyorum. Hal böyle olunca da takılmış bir plak gibi aynı şeyleri tekrarlamaktan korkuyorum. Yine de durduramıyorum kendimi. Kitapta karşılaştığım satırlarsa içimi biraz olsun içimi rahatlattı. Mina Urgan‘da kitabın orta yerinde şöyle diyor:  “Bu kadar…

Biten bir Paris seyahatinin ardından…

     Bir Paris seyahatinin daha sonuna geldik. Güzel günler hemen geçiyor, değil mi? Bir haftalık tatilin sonunda, ”Bu tatil bana yetmedi.” diyen bir Özlem, ”Bence tam tadındaydı, artık eve dönelim.” diyen bir Kuzey, ” Tamam, sıcak bir havada birkaç günlüğüne tekrar seni Paris’e götürürüm.” diyen bir Selçuk vardı. Hava buz gibiydi, güneş arada sırada…

Hayallerim, Aşkım ve Ben

Hani hiç bıktırmayacağımı bilsem size her gün Paris’ten bahsetmek isterim. İçime neden bu kadar dokunduğunu, canımın sıkıldığı her an neden orada olmak istediğimi, ruhumda yankılanan oraya aitmişim hissinin nereden geldiğini uzun uzun anlatmak.   Bu söylediklerimin bir anlamı var mı bilmiyorum ama hislerim bunlar. Evde hayaller kuruyoruz çoğu zaman.  Herkes kendine bir süper kahraman özelliği…

Paris’te sonbahar

Sanki üzülecek başka bir şeyim kalmamış gibi hâlâ kaçıp giden o sonbahara üzülüp duruyorum. Tüm gelip gitmelerime rağmen şimdiye dek karşıma çıkan en güzel sonbahardı ve ben kıymetini bilemedim. Ne zaman geleceğini bilemeyen bir hastalığa teslim ettim tüm seyahatimi, sarı sonbaharı. Şehir, rüya gibiydi. Daha önce hiç görmediğim naif bir örtü almıştı omuzlarına. Hafiften bir…

İçi Paris’le dolu bir kitap: Benim Paris’im.

Paris’le ilgili her şeyden nasıl keyif aldığım malum. Paris hakkında çıkan her kitabı da okumak için ayrı bir çaba harcıyorum. Keşke her gün bu şehirle ilgili yazılanlara bir yenisi eklense de ben de Paris’e olan özlemimi bu satırların arasında gidersem.   Neyse ki bugünlerde böyle bir güzellikle karşı karşıya geldim. Daha önce Paris’le ilgili yazmış…

Paris’te yaşadığım hayal kırıklığım: La Bague de Kenza

Paris’e her gidişimde ilk defa gidiyormuşum gibi hazırlık yapıyorum. Ne zaman Paris özlemim depreşse ve göğsüme hafif bir sızı gibi otursa kitaplığımın önünde buluyorum kendimi. Paris ile ilgili bir şeyler okumaya başlıyorum. Olmadı, Woody Allen’dan ”Paris’te Geceyarısı”. Bazen şehre gidişim yaklaşmış oluyor. O zaman da yeni bir yerler keşfedebilir miyim, bilmediğim bir yerin adını duyup…

Passage Jouffroy: Geçmişten bugüne Paris’ten alışveriş manzaraları

Passage Jouffroy, Paris’te en sevdiğim pasajlardan biri. Yıllar önce bu blogta bu pasajları bulmak için ne emekler sarf ettiğimi, ne yollar teptiğimi anlatmıştım. O gün mutlu sonla noktalanmıştı da, ben o zamandan beri her gittiğimde yolumu buralara düşürür olmuştum. Bu sefer otelimiz zaten Opera Bölgesi’nde, Grand Boulevard’a çok yakın. Hal böyle olunca pasajlar dibimde. Rutin…

Le Rostand

Paris ritüellerim! Seni sen olduğun için seviyorum Paris!

Paris Ritüellerim… Bu şehri benim yapan alışkanlıklarımdan bahsedeceğim birazcık. Ne de olsa aynı şeyleri yaşamak aidiyet hissi uyandırıyor insanda. Ben de Paris’e ait olmayı seviyorum zaten. Nedir benim Paris ritüellerim? Paris bende hep aynı hisleri bırakıyor. Uçaktan  inip, damga işini hallettikten sonra Paris rutinlerimi yaşamaya başlıyorum. Bavulları beklerken Orly’nin kokulu tuvaletine girmek mesela! Evet ya,…