Merhaba…

Şöyle bir bakınıyorum da etrafıma hepimizin hiç eksiksiz yeni yıldan beklediklerimizin arasında huzur en başka geliyor.. Sahiden huzur, o iç huzuru yok mu varsa sahiden dünyalar senin. Benim yeni yıl kararlarımın başında huzurun yanında, bol bol meyve yemek o da yeterli gelmiyorsa vitaminle bünyemi desteklemek var çünkü nerdeyse kronik hale gelen yorgunluğumdan bıktım usandım.Sabahları yataktan kalkmak ne mümkün, sürünüyorum nerdeyse. Ne kadar yeni güne sevinçli bir merhaba desem de, pencerenin arkasındaki güneşe ulaşacağım diye canım çıkıyor. Yorgun hissetmek için bahane de hazır, kış geldi, bahar geldi, o da olmazsa mevsim değişikliği…

Kendime hiç yakıştırmıyorum bir de yorgunum lafını. Ben enerjik bir insanımdır oysa ki!
Geçen sene (ne çabuk geçen sene oldu di mi) sakin bir insan olacağım dedim kendi kendime, müdaheleci olmamayı kendime ilke edindim. Kendime dönmeyi başardım, hayatımda ilk defa ”ben” dedim. Her şeyi oluruna bırakmayı tercih ettim; kaderci oldum ben…
Olursa olur, olmazsa bir ”hayır” vardır dedim. O yüzdendir bu blog diyarının içine dalmam da… Kendim okudum, kendim yazdım, mutluysam da burdaydım, mutsuzsam da! Mutluysam paylaştım, keyiflendim. Mutsuzsam suya anlattım, aktı gitti. Bu sene içinde bulunduğum yaş bana, istemediğimde ”hayır” demesini öğretti. Haaa, bir de kendime büyük şirketlerde olan ”hata portföyü”nden açtım. Hata mı yaptım, açtım portföyü attım içine. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışsam da, bu ülkede yapılacakların güzelliğinin sadece sana bağlı olmadığını kabul edip, her şeye rağmen yapabildiklerim için kendimi kutlayıp, şükrettim.

Evimde üç haftadır internet ve telefon bağlantısı yapılmadı .Edindiğimiz Vınn ile yarım yamalak internete bağlanmaya çalışıyoruz. Geçen sene yukarıda yazdığım şeyleri öğrenmeye çalıştım, kısmen de başarılı oldum. Bu sene bedeli karşılığında hizmet satın aldığım ürünler ve firmaların (örnek bir türlü hızlı bağlantı sağlamayan internet, bağlanamayan Vınn vb.gibi) beni terbiye etmelerine izin vereceğim. Neden ödediğim paranın karşılığını alamıyorum diye söylenmeyeceğim ve sormayacağım. Bu ülkenin kurallarını kabul edeceğim, bu ülkede mutlu birey olmanın koşullarının sorgulamamak olduğunu kabul edip sessizce olana şükredeceğim. Hadi ben bunları kabul ettim de, oğluma hangi yürekle bunları anlatacağım bilmiyorum. Belki bu da bir sonraki senenin deneme yılı olur.
Uzun lafın kısası Cahit Sıtkı Tarancı’nın tam da dediği gibi yolun yarısında olan ben, sinirlenerek artık kendime zarar vermeyeceğim. Kendim konuşup, kendim işiteceksem kendi kendine konuşmak niye?

Yeni yılın ilk yazısı için keyifsiz bir yazı olsa da, kendi adıma sinirlenmemek için denenmesi gereken bir çıkış kapısıdır benimkisi…Yeni yıl herkese hayırlı gele…

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Merhaba…” yazısında 2 düşünce

  1. macerakitabim diyor ki:

    Nihancım,
    Yorgunluk durumuyla ilgili acele birşeyler yapmak gerekiyor.Şeytanın bacağını kırıp bir sabah gözümü aralayıp yürüyüş yapsam sanki arkası çorap söküğü gibi gelecek gibi geliyor:)))Üstümdeki o yorgunluk silinip gidecek ama o sabah gelmedi daha..Uykulu uykulu bekliyorum işte.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir