Hoşgeldin 37!

Nasıl korkunç gelmişti başlarda. Pek çaktırmamaya çalıştım etrafımdakilere. Zaten beş senedir çocuklu evli kadın grubundan çocuk sahibi kadın grubuna bodozlama bir dalış yapıvermiştim. Uzun zamandır bu anı bekleyen aile eşrafı pek bir neşeyle karşılamıştı bu durumu; lakin sevgili oğluma kavuştuğum ilk zamanlarda ben bile alışamamıştım kendi durumuma… Ne oluyordu Allah aşkına? Birbirimize alışmamız ne kadar sürecekti acep? Muhtemelen minicik bebeğimde annesi olacak bu şaşkın kadının korkularını anlıyor, beni kendi sınavımla başbaşa bırakıyordu.

Nasıl bir anne olduğum sorusu oğluş büyürken zaman zaman aklıma geliyor, bazen kendimi acımasızca eleştirip, bazense olduğum anneden mutlu oluyordum. Eh kolay değildi otuzlu ilk yıllarımı oğlumla beraber karşılıyordum!

Üçle başlayan yaşlarımın ilk yarısını deliler gibi çalışarak ve anneliği öğrenmeye çalışarak geçirdim. Minik oğlanla beraber kimi zaman gülüyor, kimi zamanda ağlıyorduk.
Sonra Kuzey kendini beş yaşında bulurken, ben şu meşhur otuzbeşin kapısına dayanmış bulunuyordum. Benim minik oğlan büyürken ben de hızlı hızlı ilerliyordum. İşte ne olduysa Cahit Sıtkı’nın dediği o yaşta oldu. İtiraf ediyorum önceleri çok kahrettim Cahit Sıtkı’nın ömrün ortasını bu kadar erkene almasına… Sonra hızımı alamadım Dante’ye de iltifatlarda bulunmaya devam ettim. Gerçi laf ağızdan çıkmıştı bir kere ve yapacak bir şey yoktu. Meşhur dizeler hiç şiirle uzaktan yakından ilgisi olmayanların bile diline pelesenk olmuştu. İşte tam bu sıralarda bir yerlerde aydım ben! Aniden, apansız!

Hayatın bana sunduklarının ne kıymetli olduklarının farkına varıverdim. Önümdeki tüm yokuşlar yavaş yavaş düzleşmeye başladılar. Hayatımda benim dediğim ama aslında benim olmayanlarla yollarımı ayırmaya başladım. Üstelik bunu yaparken vicdanım hiç sızlamadı. Eh biraz utandım! Ne olmuştu benim vefa duyguma? Ağırlıklarımı sırtımdan attıkça hafifliyor, istediklerime ulaşmak için aldığım yol hızlanıyordu. Hayatımın kıvamını tutturabildiğimi farkettim. Mutfakla aram yemenin dışında pek iyi olmamasına rağmen, yaşamımın tadı tuzu tam da olması gerektiği gibiydi.

Her şey bir yana, sağlıklıydım:)
…ve huzur saklandığı yerden çıkıp başucuma konuverdi…Güle oynaya…
Şimdi geçenlerde bir gün otuzyedi oluverdim. Tüm hayatım boyunca yaşadığım en güzel iki seneyi yaşadım. Çalan telefonların hepsinde kocaman kahkahalar attığımı farkettim.
Hayatıma yeni, aydınlık bir dönem ve pırıl pırıl dostlarla devam ediyorum.

Kendime ve herkese gönüllerine göre bir yaşam diliyorum!

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Hoşgeldin 37!” yazısında 14 düşünce

  1. Adsız diyor ki:

    Bloğunuzu diğer blog sitelerinden ayıran özelliği , yaptığınız paylaşımlar ve düşünceleriniz. Uzun süredir bloğunuzu ziyaret ediyoruz bundan da çok keyif alıyoruz. Parça kontör olarak teşekkür ederiz ve başarılarınızın devamını dileriz.

  2. Hektor diyor ki:

    Şair öyle dese ve hatta haklı bile olsa, güzeldir yolun ikinci yarısı. Görmediklerini görür, yaşamadıklarını yaşar, tatmadığın duyguları tadarsın, çoğalarak yaşarsın. Ve, seni tanımak için gelmişim dünyaya, sana ad koymak için ey yaşam! dersin, yaşarken.

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Sevgili İkisatırdöktürmelik,
      Haklısın, sanırım bazı şeyler sen istediğin zaman değilde, hayat seni hazır bulduğunda başına geliyor. Yaşamın bize sunduğu değerli şeylerin kıymetin bilmek gerek.
      ….ve evet, nasıl bir rahatlama insanın sırtındaki yüklerden kurtulması:)
      Sevgiler

  3. Bugday Tanesi diyor ki:

    Yol almak var ama yol alırken bazı şeyler katmak arasındaki ayrım ne önemli aslında. Bir yol alırken sepetine bir şey eklemeyenler var bir de sepeti çiçek dolu kokulu bir hayatı karşılamak var.Sen ne güzel ki huzuru nerde yakalayacağını bulmuşsun. Hayatının bu şekilde devam etmesini dilerim. Sevgiler

  4. Özlem Öztürk diyor ki:

    Nur ablacım,
    Ben de size uzun, keyifli yaşlar diliyorum. İnce dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Bana da öyle geliyor ki, bundan sonraki yaşlarım daha bir lezzetli gelecek bana:)
    Sevgiler yolluyorum size…

  5. Özlem Öztürk diyor ki:

    Melange,
    Sanki yaşasın demeye başladım bile:) Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim. Bu arada tavsiyen üzerine Roma'da Cafe Greco'da fıstıklı pasta mideye indirilmiştir, yanında bir kahveyle beraber:) Tavsiyen için teşekkürler
    Sevgiler

  6. Melange diyor ki:

    Yeni yasin kutlu mutlu olsun Özlem, senden yas olraka daha ilerde olan biri olarak, söyliyebilirim ki bundan böyle ayagina takilanlari, sirtina yük hissettiklerini gereksiz yere hayatini bulandiranlari cok daha büyük bir hizla ayiklayacaksin ve ohh yasasin diyeceksin 🙂
    sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir