Paris’te gizli bir sıcak çikolata hikayesi: Angelina. Tarihi bir mekan. Rue de Rivoli üzerinde önünde uzun kuyrukların oluştuğu güzel mi güzel, eski mi eski bir pastane.
Aslında çoğu zaman alışık olduğum kitapçıların raflarının arasında gezinirim. Bu durumun birçok iyi yanı olduğu gibi, kötü yanları da var. Rutin gezinmeler sırasında ayaklarınız sizi bilmediğiniz rafların önüne taşımaz mesela. Ayaklar, ait olduğu bedenin bildik rotasını izlerler. Mesela ben önce yeni çıkanlar, çok satanlar önünde dolaşır, sonra yavaş yavaş Paul Auster kitaplarının yanına geçer, Can Yayınları’nın tanıdık beyazının önünde dolanır, son zamanlarda sıkça bakmayı alışkanlık haline Kırmızı Kedi Yayınlarının logosunun basılmış olduğu kitaplara özel bir ilgi gösteririm.
Geçenlerde Nokta’da gezinirken farklı bir durum oldu. Tanıdık olmadığım kitap raflarının arasında dolaşırken, yine ilk defa karşılaştığım bir yayınevinin bir kitabına denk geldim: On8 Kitap Yayınevi ve ”Mavi Kirazlar” adı verilmiş bir dörtleme.
Kitabın ilgimi çeken kısmı, kitabın bölümlerinin dört ayrı yazar tarafından kaleme alınmış olması ve Paris’te geçiyor olmasıydı. Sevinçle kitabı alırken kaçırdığım tek nokta, kitabın yayınevinden de anlaşılacağı üzere daha genç bir yaşa hitaben yayınlanmış olmasıydı. Ne gam! Bayıldım ben kitaplara. Lise yıllarıma dönmüş ve o zamanki günlerimi tekrar yaşıyormuş gibi oldum. O kadar erken bir yaşa dönmek istemeyenler aradıklarını bulamayacaklardır, haberiniz olsun. Hikâyenin ardında kocaman harflerle kendine yer bulan Paris silüeti benim kitabı sevmemdeki en önemli etkenlerden biri tabii ki 😀
Paris’te en güzel sıcak çikolata nerede? Angelina.
Paris’in en güzel sıcak çikolatasının nerede içilebileceğini öğrendim bu sayede: Angelina! Rue de Rivoli’de hakkında yapılan tüm övgüleri hak eden bir kafe- restoran burası. Havalı mı havalı, şık mı şık…
Kitapta kahramanların anlattığı gibi pek pahalı da gelmedi bana. Pek tabii, kitap kahramanları gibi ailelerinden aldıkları harçlıklarla geçinmeyen lise öğrencisi olmamam da böyle düşünmemi tetiklemiş olabilir.
Sevgili Özlem,
Paris’te sıcak çikolata içmedim zaten normalde canımın çektiği bir şey değildir. Fakat Madrid’in sıcak çikolatasını övdüklerinden orda denememezlik edemedim. Hakikaten şahane birşeydi. Madrid’de Chocolata San Güines diye bir pastane var. 1894 yılında kurulmuş orada sıcak çikolata içtik yanında churrosto dedikleri bir tatlı veriyorlar. Sıcak çikolataya banarak yediğin mayalı bir hamur amannnlezzet öldürücüydü. Bir de Mercada San Miguel dşiye bir tapas pasajında içtik orad da leziszidi ama tarihi patanede içmenin ambiyansı başka.. Balk şimdi canım nasıl çekti)) sevgiler Aylin…
Seyahatlerin en kötü yanı bu bence: Her şeyi denemek istemek. Normalde ben de pek tatlıcı değilimdir. Yani İstanbul’da yaşarken, “Ay bi tatlı olsa da yesem!” demem. Benim tersime Selçuk çok sever tatlıyı. Akşamları çayının yanına falan mutlaka bir tatlı arar. Benim aramamam da tuhafına gider. Angelina çok güzel bir mekan. Arkadaşlarımızla gidince bayılıyorlar. Tatlı severler için bir mabed. Bir de atmosferi çok güzel. Churros da nefis. Çikolatanın içine hamur batırma olayı nefis bence. Barselona’da bir ara sokakta küçüçük bir yerde yemiştik biz de ama neresi dersen, blogda bir yerde ismi saklı olmasına rağmen anımsayamıyorum. Çok eski bir mekandı ve churros nefisti. Allahtan seyahatlerde bolca yürüyoruz da kilo almadan dönüyoruz. Yoksa halimiz fena. 😀
Konu hakkında araştırma yapmak için sitenize giriş yaptım ve gerçekten de blog siteleri yazarları titiz çalışmayla bilgileri bizlere sunmaktadırlar. Diğer web sitelerinde bilgiyi elekten geçirmeden direkt sunuyorlar fakat konuya özgü yazılar veren blog siteleri yazarları bizlerin hassasiyetini anlayıp buna uygun davranmaktadırlar. Emekleriniz için teşekkür ederiz.
Verilen bilgiler için çok teşekkürler. Emeğinize sağlık.
Bir gün tekrar Paris'e gidip bu defa orada bir yerel gibi birkaç gün geçirmeyi planlıyorum. Acele etmeden kahvaltıyı yapıp, yürüyerek şehrin sokaklarında dolaşıp, sonra bir cafede uzun uzun kahvemi içmek istiyorum. Sokaktan geçenleri seyretmek ve kitap okumak…
Angelina'ya gidip bir de sıcak çikolata içerim artık 🙂
Yapılan uzun yollar ve nefesi sıcak iklimlerden sonra, böyle yakın bir coğrafyada gerçekten de uzun uzun kahve içilir gibi geliyor. :)))) Sırf kahve için bir şehre gitmek güzel şeydir sahiden… Telaşla akıp giden hayata inat, zamanı durdurmak…
Afiyet olsun ve iyi seyirler…
Mavi Kirazlara takıldım, bir de paris fotoğraflarına, geziyorum sayende canım, Paris'e gidersem hiç yabancılık çekmeyeceğim sayende 🙂
Kocaman sevgiler :))
Paris'e gitmelisin Özlem ve kitapçılarında dolanmalısın. Nasıl seveceğini biliyorum o şehri, haberin olsun. Çok erteleme yani:)))
Sana da kocaman sevgiler
Yine gezdirdin bizi Paris diyarlarında gerçi ben pek memnunum bu yazılarından Özlemcim:)
Kitap da bence tüm ayrıntılarıyla tam senlikmiş;)boşuna çıkmamıştır karşına…
Kitap sahiden benlikti Natali! Şimdi sen söyleyince güzel geldi kulağıma üstelik… Sırada bekleyenler var ama, bana ilham verid kitap, yazacaklarım vardı bazı konularda, belki sana anlatmışımdır aklımdakini bilmiyorum, birkaç sayfa döküldü kitap sayesinde…
O yüzden benim için misyonunu tamamladı Mavi Kirazlar….
Sevgiler, çok öpüyorum seni..
çok merak ettim şimdi bu dörtlemeyi, ayrıca kitapların insana yeni yerler keşfetmesini sağlaması da çok hoş 🙂
Mavi Kirazlar, bir gençlik dörtlemesi diye söyleyeyim:))) Uyarı niteliğinde:))) Yazım dili harika, ben okuduğum her satırından ayrı keyif alarak okudum. Paris kitabın satır aralarında gezinip duruyor, metro duraklarının birinden inip, birine geçiyorsun… Belki tanıdık hikayeler diye sevdim. D'orsay Müzesi'nde kısa bir tur atıyorsun falan….
Yine de unutulmamalı ki, dört genç de 16 yaşlarında.))))) ve bu harika…
Sevgiler
Hala Paris'te misiniz? Her açtığımda Paris yazılarıyla karşılaşınca pek seviniyorum doğrusu 🙂
Keşkeeee:))) Hayır, dört günlük bir rüyaydı. Şimdilik evimize geri döndük ama ufak ufak anlatacak çok şey var:)))) Okumanıza ve keyif almanıza çok sevindim.
Sevgiler
En kısa zamanda Paris' te sıcak çikolata içmek dileğiyle…
Hep beraber olsa ne güzel olur değil mi Selma Abla? İkinizi de kocaman öpüyorum:)