Yakalayacağım çelınç seni- Gün 5-6-7

Koleksiyonunu yaptığınız herhangi bir şey var mı?

Fotonun çelıçla hiç ilgisi yok. Kendisi sanırım nisan ayı okuduğum tek kitap olarak kayıtlara geçecek.
Var, vallahi! Kitap….
Durmadan kitap alıyorum. Ara ara aldığım kitaplar öyle çoğalıyor ki bu sene kitap almayacağım diye bir laf atıyorum ortaya. Elbette dayanamıyorum, yine alıyorum. Kitaptan başka her şeyi almamaya direnç gösterebilirim. Pahalı bir çantaya dönüp bakmayabilirim, pırlanta bir yüzüğüm olmasa da olur diyebilirim. Kalbime giden yol, kesinlikle kitaptan geçer.
Mesela Selçuk beni ne zaman kızdırsa hemen kitapçıya gidip bir kitap alır bana. Ama öyle yeni çıkanlardan alınmayacak o kitap. Seveceğim bir şey olacak. O kitap, eğer beni seviyorsa aranacak ve bulunacak.

Evcil hayvan olarak ne beslemek isterdiniz?

Şimdi hayvanseverler kızacak bana biliyorum ama gerçek şu: Evde hayvan beslemek istemezdim. Evet ya, istemezdim. Çok büyük bir sorumluluk. Vallahi bir çocukla zor uğraşıyorum. Yetişemiyorum arkadaş. Her şeyden sonra arda kalan azıcık vaktimi de kendime ayırmak istiyorum. Köpek olsa, sabah akşam onu gezdirme işi bana düşecek. Yok, p.okunu al yerden, poşete koy falan… Bunlar beni aşan işler. Hayvanları seven insanları çok seviyorum, hayvanları da seviyorum ama onlara bakacak göz bende yok. Sık sık bir yerlere gidiyoruz, napcam ben evde bir hayvanı? Bir sürü işimin içinde bir de bu iş eklenecek. Bizimkiler hemen sıyrılacaklar mevzudan, bana kalacak o iş.
Bu konuda o kadar kararlıyım ki oğlan ne zaman, ”Anne bir hayvan alalım eve, ne olur?” dediğinde, iğrenç bir şekilde ”Yaz geldi oğlum, sinek besleriz evde!” gibi iğrenç cümleler kuruyorum. Kurduğum bu cümlelerden nefret ediyorum, ama çaresizlik beni buraya kadar getiriyor. Bahçedeki tahtaların altında yaşayan kertenkelelere isim taktım. Alfred diyorum hepsine. Sırf oğlan hayvanı sahiplensin de köpek falan istemesin diye.
Bu arada evinde on yıl boyunca bir köpekle yaşamış biri anlatıyor size bunları. Kabul ediyorum ki, evde bir köpekle yaşamak harikaydı. Ama Selçuk her seferinde birine bizim köpeği anlatırken, ”Evleri köpek kokuyordu.” diye anlatıyor ya, gıcık oluyorum.
Bu arada, haklı.
Benim kardeşim hala köpek kokar abi, ne var bunda?
Sokaktaki her köpeğe sarılır, her bulduğu kediyi alır, veterinere götürüp kısırlaştırır, hepsine yemek verir seversen köpek  gibi kokarsın elbet.
İşte benim hayvanlarla olan ilişkim bu.
Sadece gerçeği anlattım.

Yatarken ne giyersiniz? 

Bu ne biçim bir soru yahu?
Pijama diyelim geçelim 🙂

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Yakalayacağım çelınç seni- Gün 5-6-7” yazısında 2 düşünce

  1. Gamze Esra Ersöz diyor ki:

    Ah Özlemcim ben baylırım bişilerin koleksiyonunu yapmaya.Ancak sonrasında onları sığdıracak yer bulamam.Dolayısıyla şu an sadece postakartı koleksiyonu yapıyorum. (postcrossing vasıtası ile).Bu arada Alfred olayına çok güldüm :)) Öpüyorum seni çok…

  2. Storm Angel diyor ki:

    Özlemcm kitap alma dünyanın en güzel zevki bence. Ama bir aydır bizim ilçe
    kütüphanesine takılıyorum. Ve harika kitaplar buluyorum, böylece bütçemizde rahatladı. Kızıma da oradan alıyoruz ama kızım benim gibi değil. Aldıklarımı beğenmiyor, okumak istemiyor. Köpekte beni kandırıp aldırmak istediği bir hayvan. Alsak dolu sorumluluk, tüm dediklerine katılıyorum. Hem alsak bile çocukların heveslerinin kısa sürüp tüm işin bize kalacağını adım gibi biliyorum.
    Bu arada Özlem sana birşeyler yazacaktım ama face kapalı. Numaran yok, bana ulaşsan biryerlerden. ya da ben sana.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir