Blog Yazmak

Döndüm dolaştım, yine kendimi blogda buldum.

Blog Yazmak artık çok zevkli 😀

Hatırlarsanız ne zamandır blogun alt yapısından şikayetçi olduğumdan bahsedip duruyordum. Sanki çatısından, penceresinden su sızdıran, ne kadar temizlersen temizle bir türlü temiz gözükmeyen, güneş almayan loş bir evde yaşıyor gibiydim. Yazdığım yazılar kafalarına göre font değiştiriyor, canı hangi puntoda olmak isterse o puntoda takılıp kalıyordu. Bir hayli dik başlı bir hâl almıştı blogun hali. Açıkçası elimden bu durumu düzeltmek için de bir şey gelmiyordu.

Blogun orasını burasını karıştırırken olur da bir hata yapar da bugüne kadar yazdığım her şeyi de kaybederim korkusu yaşadığımdan bir şey de yapamıyordum. Neyse ki sonunda bana yardım edecek birini buldum. “Öyle mi yapsak, böyle mi?” derken tüm kaygılarımı bir yana bırakıp blogumu yenilenme süreci için bir süre yalnız bıraktım.

blog-yazmak macerakitabım (1)
Hayat…

Blog Yazmak kendime verdiğim en güzel hediyelerden biri.

Söz verdiğim Avustralya yazılarını mutlaka yazacağım. Büyük Okyanus Yolu üzerindeki iki gece üç günlük seyahatimiz bir türlü aklımdan çıkmıyor ve o yazıyı yazmak için sabırsızlanıyorum. Ama bloguma yeni haliyle merhaba dedikten hemen sonra buraya bir “Burdayım, yaşıyorum” yazısı yazmadan duramadım. Bahar geldi malum. Ben de bahar temizliği yapmış ve yeni bir başlangıça hazır gibiyim. Ah, bu yeni başlangıçlar olmasa hayat ne tatsız olur. 😍

Blogun ana giriş sayfasının öyle havalı olduğuna aldanmayın; daha yapacak bir dolu iş var. WordPress altyapısına geçtikten ve işin ehli biriyle sohbet ettikten sonra öğrendim ki blogumda birçok eksik varmış. Şimdi editlenmeyi bekleyen beş yüz yazı beni bekliyor. Gözüm yazılardan da yapılacak işlerden de korkmuş vaziyette ama öte yandan kendimle gurur duyuyorum. Nerdeyse on senelik süreçte birçok kez “İstediğim kadar blog yazısı yazamıyorum?” diye söylensem de şimdi görüyorum ki aslında çok güzel şeyler yapmışım. On yıl önceki heyecanımı o ilk günkü heyecanımla bir tutamasam da süreklilik sağlamışım, başladığımdan daha titiz ve özenli yazılar yazmak için çabamı hiç elden bırakmamışım. Ara ara da kendime haksızlık yapmışım. Bizim buralarda kendime karşı en acımasız davranan kişi ne yazık ki benim.😡

Aferin diyorum kendime. 

Geçmişi geçmişte bırakıyor ve kendime yazdığım yazılar için bir aferin veriyorum. Yazıları tekrar gözden geçirmem, bir blog yazının okunur halde olması için gerekenleri yapmak için de bir senelik bir süre tanıyorum bu blog sahibesine. Her şeyi bir anda yapamayacağımı ve başka şeyler yapmak için de zamana ihtiyacım olduğunu da biliyorum.

Kitap okuyorum mesela. Bu aralar… 😀

İçimdeki telaşımı dindirmeye çalışıyorum. Kuzey’le konuşuyorum. İstanbul’un yeni başkanını İnstagram’dan takip ediyorum. Yaz tatili planları kuruyorum; önce kafamda elbette. Kuzey’in bu yaz bizden ayrı geçireceği zamanı düşününce artık büyüdüğünü kabul etmeye çalışıyor, yokluğunu fazlasıyla hissedip bunalıma girmemek için de boşlukları doldurmaya çalışıyorum. Yaşamım, aslına bakarsanız yaşamımız evrim geçiriyor. Ne tuhafmış anne olmak diye düşünüyorum. Sık sık kendi genç kızlık dönemim ve o zamanlar kanatlanıp uçmak için ne kadar sabırsızlandığım geliyor aklıma. Kuzey’i anlamaya çalışıyorum. Olmuyor. Ben de tatil planları yapıyorum.

Blog Yazmak bir nevi kendime nasihat vermek…

Ben bir ileri, iki geri giderken kitap okuyorum elbette. Şu aralar elimde Michelle Obama’nın kitabı var. Bu kadar hoş bir kadın olmasının yanında, hayatını böyle güzel kaleme alabilmesini de birazcık kıskanıyorum sanırım. Kadınlar güzel şeyler yapınca onlarla gurur duyuyorum. Ne yazık ki gün geçtikçe daha da duygusal bir insan oluyor. Paris özlemim devam ediyor. Neyseki konuyu gerekli mercilere taşıdım, onlar da gereken ilgi ve özeni gösterdiler bu istediğime. Uzun lafın kısası, üç vakte kadar bir Paris seyahati var bize. Belki de Avustralya yazılarından önce bir Paris yazısı yerini alır blogda. Malum bu blogda en çok Paris yazısı var.

Aslında söyleyecek, anlatacak, yazacak çok şeyim var ama şimdilik çayımı koltuğumun köşesine almışken hızlıca bu yazı çıkıyor içimden. Yeni blogun yeni yazısı… Umarım devamı da gelir en yakın zamanda. ❤

 

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Blog Yazmak” yazısında 17 düşünce

  1. elif diyor ki:

    Merhaba!!! Ne çok zamandır okumamışım seni, utandım. Blogun yeni halini görünce şaşakaldım ama çok beğendim. Güle güle yaz 🙂 Çok tatlı olmuş.

    Bilgisayardan açtım ve sağ taraftaki çok okunan yazıların resimleri bana epeyce büyük geldi. Başka bir yazı okurken gözüm onlara takıldı. Benden minicik bir eleştiri 🙂

    Blog işini çok seviyorum ama ben de hoşnut değilim, Sevgili Günlük çok basit oldu, beni yansıtmıyor . Aslında ben Önüm Arkam Kitap için yenilemiştim sayfayı ama kitap yazıları 2. planda kaldı, daha çok günlük yazıyorum. Bilmem ki ne yapsam? Sen bu sayfaya yıllık ücret ödüyor musun? Host adı vb çeyler için ?

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Ne zamandır istiyordum böyle bir yenilenmeyi. Biraz ihtiyaçtan kaynaklandı. Ama şimdilerde editlenecek bu kadar çok yazıyı görünce gözüm korktu. Günde en fazla üç yazı editleyebiliyorum. Değecek mi bittiğinde? Evet ama ne bileyim. Umarım sıkılmadan, bıkmadan, çok da kendimi yormadan hallederim bu işi 🙂 Teşekkürler yorumun için.

  2. Esin diyor ki:

    Özlem’cim blogun yeni tasarımı hayırlı, uğurlu olsun. Ama ben de diğer arkadaşlarım gibi son yazını kumanda panelimde göremedim. Aslında bende de benzer bir sorun var. Eğer ki ig. de yeni yazılarınızın duyurusunu yapmazsanız, hiçbir şekilde haberdar olamıyorum. Teknik konularda ki bilgim benim de pek yeterli değil!Anımsarsan bir ara bloglar kapatılmıştı. O tarihlerde ben de, yedeklemek düşüncesiyle, wordpress’e taşımıştım blogumu. Halen orada yazılarımın bir kısmı mevcut. Ancak iki arada bir derede olmamak için, o sayfamın yalnızca ön yüzünü açık bıraktım ve oradan bloguma link verdim. Blogları daha efektif kullanmak istiyorum ben de, ama buna kafa yoracak hiç vaktim yok!. Sen bilir kişiye yönlendirmekle doğru karar vermişsin. Şunu bil ki -her zaman yorum yapamasam da- yazılarını hep keyifle okuyorum. Yeni blogun düzeni zamanı oturacaktır. Ne diyelim, tebdili mekânda ferahlık vardır…Sevgilerle…

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Esincim öncelikle yorumun için çok teşekkür ederim. Çok düşündüm, çok istedim ama bir türlü doğru kişiyi bulamıyordum. Benim tek başına altından kalkacağım bir iş değil blogu taşımak. Hem vaktim yok, hem enerjim, hem de yeterli bilgim. Blog yazmak çok iyi geliyor bana. Burası çok emek verdiğim bir yer. Kendimi bulduğum, sevdiğim. Ama ara ara da böyle yeni bir başlangıç yapmama rağmen zamanımı hayata, sokaklara, daha çok yaşama karışmaya mı versem diye düşünüyorum. Bu arada şu an sana cevap yazarken yorumum yorum kutusundan taştı ve ig’de ne demek istediğini daha iyi anladım. Hemen ekran fotoğrafını çekip gerekli merciye iletiyorum demek istediğin şeyi. Çok verimli oldu bu yorum. Ben sana ve yoruma tekrar döneceğim.

  3. Sibel diyor ki:

    Selam Ozlem’cim.Hosgeldinnnnn.Cok guzel olmus,ferah ferah.Darisi basima diyecegim ama gozum korktu sanki yapman gerekenleri dusundukce.o kadar sabir ben de ne arar:)

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Önce tüm yazıları editlerim gibi geliyordu. İşe başlayınca korkmaya başladı. Du’ bakalım. olduğu kadar modundayım. Sanırım kısım kısım ilerleyeceğim. Önce Paris yazıları gelecek. Sonra diğerleri 🙂 Teşekkürler güzel yorumun için. Çok ama çok öperim seni.

  4. Sezer diyor ki:

    Özlemcim öncelikle hayırlı, uğurlu olsun. Bence hoş ve sade bir tasarıma sahip. Ancak hep düşündüğüm gibi senin nasıl hissettiğin önemli. Sana güzel gelen en iyisidir. Yalnız blogspot’ta okuma listeme düşmemiş bu son yazı. Açıkçası buraya ulaşmak için birkaç işlem yapmak durumunda kaldım. Tekrar buradan takibe mi almam gerekiyor? Sayfada öyle bir kısım göremedim. Teknoloji konusunda ne yazık ki orta karar bir beceriye sahibim:) Nasıl yapsak? 🙂

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Ben de sizin yazdıklarınızı buradan izleyemiyorum. Blogger’a gidip bakıyorum. Oradan takip ediyorum. Keşke bir bilen olsa da nasıl yapacağımı söylese. Sanırım beni yayın akışında yakın zamanda göreceksiniz. Blogu kuran kişi öyle söyledi ama sanırım bir şeyler yapması lazım. Yine soracağım kendisine. Keşke şu teknolojik işler daha kolay olsa ya…
      Mutlaka haber vereceğim nasıl yapacağımızı.
      Öptüm çok.

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      O yayın akışı işinin çözülmesi lazım ama nasıl bilmiyorum. Bir bakmak gerekiyor. Beğenmene sevindim. Buraya alışmak kaldı sadece. 🙂

  5. SırasızKelimeler diyor ki:

    yeni görünüm, yeni bir nefes gibi duruyor. çok sevdim. sen yaz, keyfini sür, biz de zevkle okuyalım. (Nur)🤓🙏

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Ben de burada daha mutlu olacakmışım gibi hissediyorum. Daha düzenli, daha yeni… Başlangıçlar, temizlikler iyi geliyor bana.
      Du’ bakayım 🙂

  6. Leylak Dalı diyor ki:

    Şimdi olmuş, tekrar yazayım o zaman. Yeni hali çok güzel, güzel yazılara vesile olsun. Sık sık yaz, seni okumak bir zevk. Yalnız şunu da belirteyim, akışta hala göremiyorum seni. Okuma listemden bulup girdim…

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Akıştaki sıkıntılar düzelecek diye umuyorum. WordPress’e taşıdım blogu ama izlediğim blogları buradan nasıl izleyeceğim, ben de onu bilmiyorum. Biraz uğraşacak gibiyim hem izlemek, hem izlenmek için. Yeni bloga hemencecik yorum yazdığın için de teşekkür ederim. Çok ama çok öpüldün 🙂
      I Love You…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir