İSKANDİNAVYA GÜNCESİ -7 VİGELAND HEYKEL PARKI

VİGELAND SCULPTURE PARK- VİGELAND HEYKEL PARKI
Oslo’da mutlaka görülmesi gereken bir yer var: Vigeland Heykel Parkı.
Oslo’nun şehir merkezinin 3 km kuzeyinde bulunan Vigeland Heykel Parkı, Oslo’da benim için listenin başında bulunan görülmesi gereken yerleren biri. Keşke bunu otelden çıkıp yürüyerek yapmaya kalkmasaydım. Geçen sene Paris’te ayağımı morartan şeyin sebebini bulamamış ve metroda ayağıma bavulumun çarptığını düşünmüştüm. Oysa yanılmışım, aynı etkenle yolculuk yapmaktayım şu an. En rahat olduğunu ve beni olası yağmur sularından koruyacağını düşündüğüm ayakkabı, parmaklarım üzerinde inanılmaz bir baskı yapmakta. Yeni bir ayakkabı almaktan başka çare düşünemiyorum. Parka kadar olan yolculuğumun sonunda ayakkabılarımı çıkarıyor, elimdeki suyla ayağımı yıkayarak, biraz dinleniyorum. 
Biraz daha iyiyim, parkı gezebilirim.
Demir, iki kanatlı kapıdan girdiğimiz park, bize kollarını açan kocaman yeşillikleriyle tüm ziyaretçilerini içeriye davet ediyor. Kapıdan içeri girdiğinizde, sağda Gustav Vigeland’ın heykelini görüyorsunuz. Kendisi, bana ve durumuma şöyle bir baktıktan sonra,
       -hadii, dedi, bana. Biraz dinlendikten sonra yola devam edebilirsin.
Ne yapayım? Vigeland Usta’da böyle dedikten sonra bana yola düşmek düşer.
Gustav Vigeland, Norveçli marangoz bir babanın oğludur. Bir yılbaşı gecesi işinden kovulur ve tası tarağı topladığı gibi Paris’te alır soluğu.
Bilin bakalım, kimin yanına gider?
-Rodin!
Bir sene kaldığı Rodin’in yanında eğitimini tamamlar ve tekrar Oslo’ya geri döner. Döner dönmez, yaptığı çalışmalarla, hem Norveç halkının hem de Hükümet Yetkililerinin dikkatini çeker. Bunun üzerine yetkililer kendisine Oslo’da büyük bir park teshis ederler.
İşte, bu park, o parktır. Ölümünden bir yıl öncesine kadar burada tam 212 tane heykel yaratır Vigeland.
Hayatın tüm evrelerini Vigeland’ın heykellerinde görmek mümkün: Doğum, ilk gençlik, yetişkinlik, yaşlılık.
Heykellerin her birinde farklı bir duyguya tanıklık ediyordunuz; kimi gözlerde neşe, kimi gözlerde hüzün var, kimisinde ise öfkeyle havaya kalkan bir el.
Park, altı bölümden oluşuyor: Ana kapı, köprü, çocuk oyun alanı, fıskiye, monolith ve yaşam döngüsü.
Oslo’nun maskotu durumunda olan ve İsveç’ce ismi ‘’Sinnataggen’’ olan ‘’Kızgın Çocuk’’ heykeli burada bulunmaktadır.
Vigeland Parkı, Frogner Bölgesindedir. Parkın özelliği, sadece tek sanatçıya ait 212 tane esere sahip dünyadaki tek park olmasıdır. Yaiamın döngüsünü anlatan park, aslında aynı zamanda Gustav Vigeland’ın da yaşam döngüsünü anlatmaktadır.
Bronzdan ve granitten oluşan 212 tane eseri sergileyen park, her zaman açık ve giriş ücretsiz.
Parkta, en çok ziyaretçi çeken yerlerin başında, yekpare tek taştan oyularak yapılan Monolith geliyor. 17 m. yüksekliğindeki bu abidenin üzerinde 121 tane figür var.
Bu yemyeşil keyifli mekanı anlatmak için ne söylesem eksik kalacağı için bolca fotoğraf ekliyorum.:)

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir