52 Liste Projesi
#Liste 7- Gününüzü aydınlatan kişilerin listesini yapın.
Devamlı çoluğundan çocuğundan bahseden ve ne süper anne olduğunu sık sık dile getiren tiplerden pek haz etmiyorum. Gözüne soka soka annelik, süper kadınlık, her şeyi ben bilirimcilik beni gıcık ediyor. Olan var, olmayan var neticede ? Bir de her şeyin en mükemmeli olmaya çalışmak ve bunun için takdir beklemek niye?
Bu sinir girişi niye yaptım peki ben?
Şu sebepten: Günümü en aydınlatan kişi Kuzey çünkü. Vallahi öyle. Eve sinir harbi bir şekilde gelsem bile onu görünce tüm derdim tasam bitiyor. Aman sağlığı yerinde yaa, gerisinden bana ne diyorum. Öyle hızlı etki ediyor bünyeme. İyileştirme etkisi süper hızlı ve hemen kana karışıyor.
Ekibin diğer üyesine gelecek olursak yuvarlanıp gidiyoruz işte ?
Sonra kardeşim geliyor. Her türlü salaklığı yapma kapasitesi mevcut onda. Bize geliyor, ortalığı birbirine katıyor ve sonra çekip gidiyor. Geldiğinde mutlaka eksik bir şeyleri oluyor. Benden lazım olan şeyi alıyor ve asla geri getirmiyor. Mesela evde bir şeyim eksikse ve bulamıyorsam Selçuk, Yağmur’dadır diyor. Zavallının adı çıkmış bir kere. Umarım tüm hayatımız boyunca yaptığı saçmalıklar çoğalarak bizi güldürmeye devam eder.
Gelelim blog dostlarına. Yazdıklarını merak ettiklerim ve bilgisayar başında gevrek gevrek güldüğüm nice blogger var. Bayılıyorum onlara. Bazılarının yazılarını bekletip, bir koşu gidip kahve yapıp öyle oturuyorum masa başına. Yüreklendirici, sevgi dolu mesajlarını eksik etmeyen takipçilere ne demeli? İnsan güzel yorumlar okuyunca ve yüzünde kocaman bir gülümseme oluşunca iyiliğin gücüne inanıyor. Sırası gelmişken beni okuyan herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Tanımadığım nice dost edindim burada. Hayatımı güzelleştiren en güzel şeylerden biri de blog. İyi ki varsınız.
….ve arkadaşlarım!
Çok komikler. Çok içtenler. Çok iyi kalpliler. Artık kalben bağ kuramadığım insanları hayatımın içine almıyorum. Yoruluyorum çünkü. Hemen hemen haftada bir kez birer kadeh şarapla aynı masaya oturduğum dostlarımı, Yazı Evi’nin odalarını dolduran kalemdaşlarımı ve canım Duygu’yu çok seviyorum.
Daha ne isterim hayattan diye düşünüyorum çoğu zaman?
Sağlığımız olsun da gerisi halledilir, değil mi arkadaşlar?
Yüzünü aydınlatan insanlar çevrenden hiç eksilmesin Özlemcim.
Canım benim. Senin de hiç eksik olmasın. Hep gül olur mu sen? Bir de İtalyanca işini çöz 🙂 Çünkü sen İtalyanca kursuna gittikçe ben çok mutlu oluyorum.
Aa bize de pay düşmüş aydınlıktan? Hep aydınlıklarda ol Özlem, macera kitabında olmak çok güzel vir duygu.
Düşmez mi? Burada olmaktan çok mutluyum çünkü. Bilgisayarın başına oturup da bloga bir şeyler yazmak, sonra sizlerin yazdıklarımı okuması, bana yaz, yaz diye uzaktan bağırması… Hepsi çok iyi geliyor bana. O yüzden günüm sizlerle apaydınlık.
Gerçek ve pozitif insanlar hayatımızdan eksilmesin…Günün hep aydınlık olsun arkadaşım. Öptüm
Canım arkadaşım, güzel dileklerin için çok teşekkür ederim. Çok haklısın. İnsanın etrafında aydınlık insanlar olunca kendi de ışıl ışıl oluyor. Ben de seni çok öpüyorum.
Hoşgeldin:) Ne kadar benzer olmuş günümüzü aydınlatan insanlar:) Hani Paris yazısı, dört gözle bekliyorum. O sinirli girişi niye yaptın ben anlamadım hala.
Hoşbulduk. Geldim de üstünden aylar, yıllar geçti sanki. Yazacağım ya bir Paris yazısı. Heme yazayım hatta. Ay Elif, bak şimdi tekrar özledim ben Paris'i. Sana en sevdiğim kafeyi anlatayım ben.
Benim de günümü anında aydınlatan evdeki veletler:) İtişip kakışmalarına (özellikle sabahın körü okul öncesi) zaman zaman sinir olsam da çok tatlılar yahu:)
Çocuklar iyi ki var yahu. Keşke bir tane daha çocuk yapsaymışım diyorum çoğu zaman 🙂 Bugünlerde birazcık uzak dursa da varlıklarının verdiği mutluluk tartışılmaz. Keyifli, uzun ömürleri olsun inşallah 🙂
Hayatın getirdiği tüm yoğunluk ve stresin içinde birlikte kıkırdayabildiğimiz kişilere daha fazla zaman ayırmalıyız. Bir de gerçekten dedikleri gibi…. çok da takmamak lazım…. sevgiler, neşeniz bol bolsun…
"Çok da takmamak lazım" kısmı üzerinde ciddi ciddi çalışıyorum. Çok zor bir konu. Eskiye göre daha iyiyim tabii. Daha da iyi olacağım. Yazmak iyi geliyor işte. Bir de herkes beni anlamak zorunda değil nihayetinde. İpek ve annesi, her ikinize de çok çok mutlu günler dilerim. Sizin de neşeniz bol olsun.
Yazsada okusam dediğim blogdaşımsım?
Canım, teşekkür ederim. Ben de seni öyle keyifle okuyorum. Okurken sesini duyar gibi oluyorum.
Çok ama çok öperim.
Sen de iyi ki varsın, yazılarını okuyunca kendimi daha iyi hissediyorum..
Ay ben bu yazının altına yazılan yorumlara cevap yazmayı atlamışım. Sonra da kimse yorum yapmayınca üzülüyorum. Kendimi görmüyorum ama. Neyse, özürlerimi sunarım. Sizler de iyi ki varsınız. Birileri bana yorum yazınca inanın çok ama çok mutlu oluyorum. Boşluğa değil de beni dinleyen birilerine anlatıyormuşum hissi yanıbaşıma gelip oturuyor o zaman. Keşke daha çok vaktim olsa, hep yazıyla haşır neşir olsam ne güzel olur.
Sevgiler