Kategori Arşivleri: Fransa

Paris, Ecekent

Paris, Ecekent… Paris’ten Frankfurt’a. Her sene hayatımın bir parçası haline gelen şubat yolculukları. Frankfurt’tan Paris’e tren yolculukları… Seyşeller’e bu kadar çamur attıktan sonra biraz vicdan azabı çekiyorum. Ama hissettiklerimi söyleme duygusu vicdan azabı hissetmemden daha ağır basıyor. Netice itibariyle benim tatilim, benim Seyşellerim diyor olayı kapatıyorum; yine de bir ara Seyşeller’de denk geldiğimiz Türkçe konuşan…

Aşka Davetiye Çıkaran Şehir: Colmar

İnsana şarkı söyleten durumlar var. Tatile çıkmak bunlardan bir tanesi. Colmar uzun zamandır gitmeyi düşündüğüm masal kentlerden biriydi benim için. Avrupa’da en iyi Noel Pazarları nerede? Birkaç gün önce dudaklarımda fısıltı halinde bir şarkıyla yola çıktığımı söylemiştim. Önce Basel’e, oradan da arabayla Colmar, Ribeauville, Obernai ve Strazburg. İlk gecemizi Basel’de geçirdik, iki gecemizi de Strazburg’da….

Moliere ve La Fontaine'in Mezarları

Büyüklere Masallar: Pere Lachaise Mezarlığı’ndaki en popüler on mezar!

Dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığı Pere Lachaise’e hoş geldiniz. Şehrin 20. Bölgesi’deki bu mezarlıktaki ünlü mezarları sadece on maddede listelerken çok zorlandım. Yazmak istediğim öyle çok ünlü konuğu var ki Pere Lachaise’in. 1- Oscar Wilde: Pere Lachaise Mezarlığı‘nın tereddütsüz en çok ziyaret edilen mezarı. 1854 yılında Dublin’de doğan yazar 1900 yılında Paris’te, Saint Germain-des-Pres bölgesindeki Hotel d’Alsace‘ın 16 numaralı…

Gün 15- Cuma, Hayaller Paris, Gerçekler Sancaktepe!

Blog yazmak mı? Dün blog yazmayı unuttum. Gece gözümü kapadığım an bu gerçekle yüz yüze geldim. Bir vicdan azabı içimi kapladı ama çok yorgundum. Kalkıp yazsam da sadece yazmış olmak için yazacaktım ve o da bana tat vermeyecekti. “İyisi mi,” dedim “Uyu Özlem!” Shakespeare and Company-Paris Kasım Yağmuru- İzlanda’dan bir Kitap Şimdi buradayım. Tilkinin dönüp…

Gün 9- Cumartesi, Yorgunum Paris…

Pariste geziyordum, yazamadım. Suçsuzum. Gün 8 diye bir başlık atmanın o gün yazamadıysan bir anlamı yok. Sonuçta 21 gün aksatmadan bloga yazı yazacağım diye meydan okumuştum; olmadı. Geçerli bir sebebim var, Paristeydim. Sabah 05.00’de kalkıp, gece 23.30 da otel odasına girdik. Bitmiştim. Yatağa kıvrıldığım gibi uyudum.  Gelelim bugüne. Kim bilir Pariste kaçıncı kez bulunuyorum. Yine…

Paris, Mon Amour

Paris, Mon Amour… Bu kadar sık Paris’e gidince Paris otel seçimlerimiz de artık klasikleşti. Salı gecesi Paris’ten döndük dönmesine de benim ruhum orada kaldı. Hava ne çok sıcaktı ne de çok soğuktu. Eylül aylarında Paris ara ara yazdan kalma günleri saklayıp benim gibi “Paris, Paris!” diye inleyen nevrotik şehir severlerin önüne atar ya, bu sefer…

Fransa: Loire Vadisi Şatoları 3

Ertesi sabah erkenden Villeny‘ye doğru yola çıkıyoruz. Artık dönüş yolculuğumuz için yavaş yavaş Paris’e yaklaşarak ilerlememiz gerekiyor. Uzun bir yolumuz olduğundan ve bir gün önce şato kapasitemizi doldurduğumuzdan daha sakin bir gün geçirmeye karar verdik. Sadece bir şato gezecek, yol üstünde durarak çay kahve içecek, Loire Vadisi‘nin keyfini yaşayacağız. Paris’in içinde bile sokak aralarında irili ufaklı…

Fransa: Loire Vadisi Şatoları 2

“Loire Vadisi biter, şatolar bitmez.” mottosuyla ilerliyoruz. Sabahleyin erkenden kalkıp şato otelimizdeki kahvaltımıza indik. Şatonun sahibesi Anne İrlandalı. Belli ki yıllar önce buraya gelmiş, kendilerine orta ölçekli bir şato almış, şimdilerde de hem emekliliklerini yaşıyor, hem de geçimlerini sağlıyorlar. Şatoda bir kişi çalışıyor. Bir önceki yazımda bahsettiğim Fransız hanım. Anne, çok sıcakkanlı, sizi rahat hissettirmek…