Bu sene ne okusam?

Bu sene elimdeki kitapları biraz azaltayım diye düşündüm; zira geçen seneden okuyacağım diye iştahım kabara kabara aldığım bir dolu kitap var. Öylece duruyorlar. Daha önce de söylediğim gibi alma hızıma okuma hızım erişemiyor. Yıllar içinde de sahaflardan, kitapçılardan, fuarlardan alınmış bir sürü kitabın raflarda yattığını düşünecek olursam, bizim evdeki okunmamış kitapların okunma ihtimali yok. En azından benim ömrüm buna yetmez.
Kitap almamaya karar verdim ama kitapçılarda beğendiğim kitapların fotoğrafını çekip, unutmamak için bir yere not etmeye devam ediyorum. Selçuk’un kitap almamak üzere alınmış bir kararı olmadığı için evimize hâlâ kitap girmeye devam ediyor. Sevgili kocamın ne kendini ne de insanlığı yormayan düşünce şekline bayıldığımı söylemem lazım.
”Kitap almayacaksın da ne olacak? Üzme kendini böyle şeyler için,” dedi geçenlerde. ”Almak istediğin kitaplar olursa bana söyle, ben sana alırım,” diye de ekledi.
Ben de şimdilik ne okuyacağımı azıcık sıraya soktum. Canım çok fena İskandinav polisiyesi okumak istiyor. Mümkünse yazar İsveç, Norveç gibi kuzey ülkelerinin birinden olsun.

 

 

Leylak Dalı, okudum, pek beğendim, ikinci kitabı da sipariş verdim deyince dayanamadım ben de aldım. İkinci kitabı okuyorum. Daha çok vaktim olsa, bir an önce bitireceğim. Yazım dilini çok sevdim, hikâyeye bayıldım. Cuma günü Radikal’in kitap ekinde üçüncü kitabın çevirisinin de yapıldığını gördüm. Kitap almayacağım dediysem de yeni kitabı Selçuk’a aldırtacağım. Minik bir hediyeden zarar gelmez.

 

Hınzır Kız, Leylak Dalı‘nın geleneksel yeni yıl hediyesi. Sıradaki kitabım büyük ihtimalle o olacak. Tokyo Uçuşu İptal isimli diğer kitaba gelecek olursak yine Leylak Dalı’nın önerdiği ve benim de gidip aldığım kitaplardan biri. Kendisinin okuyup da, ”Bu kitap senlik!” dediği her kitabı okumak alışkanlıklarımdan biri haline geldi.

 

Ah! Bir tavsiye daha. Sevgili Zeren, Karahindiba Şarabı‘nı yere göğe sığdıramadı. Peşinden Lale Abla okudu. Zeren’i doğruladı ve üstüne kitabı mutlaka yaz bitmeden okumam gerektiğini ekledi. Ben kitap elimde sağda solda gezinirken Selçuk kitabı benden önce okudu ve ”Çok güzel kitap, mutlaka okumalısın!” dedi. Mutlaka okuyacağım ama sanırım bir yaz mevsiminde olmayacak bu kitabı okumam. Nick Hornby‘ye gelince, daha önce hiç okumadığım bir yazar ama beni çağırıyor. Yalnız içini şöyle bir karıştırdım da yazıların puntoları gözümü korkuttu. Bu kadar da küçük basılmaz ki ama!

 

Dublinliler! Hâlâ okumadığım için utanç içindeyim. Bu durumdan kurtulmamın vakti geldi de geçiyor bile. O yüzden zaman kaybetmeden okunacak kitaplarım arasında James Joyce beni bekliyor. Kafka ve Gezgin Bebek kaçıncı kez yazıldı bilmiyorum ama ben bu konuyla ilgili çıkan her kitabı alıyorum. Bunu da aldım ve bu kitap sırada bekleyen diğer kitapları eleyerek öne geçti.
Shakespeare’s Secret, bu sene ikinci dönem Kuzey’in okulda okuyacağı kitaplardan biri. Ben de çok merak ettim. Yani bu kitap listeme Kuzey sayesinde girdi. Fena bir kitaba benzemiyor.

 

Tek Meyve Portakal Değildir, Füsun Çetinel’in okuma listesinden. O yüzden tereddütsüz alındı ve okunmak için sıraya girdi. Sevgili Ursula’yı konuşmaya gerek var mı? Yazmakla ilgili bir kitap…
Bu listenin içine daha neler girer, neler çıkar?
Mesela Paul Auster‘a ilgisiz kalabileceğime hiç inanmıyorum. Kendisi benim ”umut” yazarım. Kelimeleri her seferinde bana yaşama gücü veriyor. Nedenini bilmiyorum. Tüm kitaplarını bir çırpıda okumamamın tek sebebi Paul Auster’ı tüketmemek.
Onu öyle çok seviyorum.

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Bu sene ne okusam?” yazısında 14 düşünce

  1. Zeynep Özmen Ünlü diyor ki:

    ben de goodreads listeme ilave edeyim bu kitapları. ömrümüz yetmez bu kitapları okumaya. Nurşen ablanın tavsiyesiyle üye oldum. Kitapların tam olarak bütün yorumlarını okuyup, kitaplara öyle karar veriyorum. Yoksa hepsini imkan yok bitiremem. Uykuya yenik düşen bir yapım var maalesef.

  2. şule uzundere diyor ki:

    Napoli serisinin dördüncü kitabı da çıktı. Sanırım serinin bütün kitapları Türkçeye çevrilmiş oldu. Bende sadece ilk kitap var. Elimde okunmamış çok kitap olduğu için yeni kitap almamaya karar verdim 🙂 Bu yüzden şimdilik bekliyorum. Serinin her kitapta daha iyi olduğunu duymuştum. Umarım doğrudur.

  3. Judgest diyor ki:

    Ne çok ortak kitabımız olacak bu yıl…Ne güzel…Bakalım hangimiz nereden başlayacak :)Kitap yorumlarınızı daha bir ilgi ile takipteyim bu yıl.Bu arada ben de evdeki yığını azaltabilmek için kitap almamaya karar verdim ve okuma listesi yaptım.Listeye bakılırsa ve ev-iş-çocuklar üçgeni nedeniyle okuma hızım düşünülürse gerçekten bu yıl hiç kitap almamam gerekir 🙂 ama "ay çok güzel bu kitap, bu ay fazladan 2 kitap daha okursam 14 Şubat bahanesine eşime şunları aldırayım" da dedim mi dedim. Sanırım önerilen ve beğeneceğimi düşündüğüm kitapları o dönem almazsam bir daha okuyamayacakmışım gibi geliyor. Bazen eşiniz gibi düşündüğüm zamanlar ya da benim bakımımdan parlamalar da olmuyor değil. "Ne yani aldığım şey neticede kitap,saçmasapan şeylere bir sürü para veriyoruz,ben okuyamazsam eşim çocuklarım okur" diyorum.Neticede kitapla içiçe olmayı ve çocuklarıma bunu aşılamayı çok seviyorum.Keşke yakınlarımda kitap yorumlarımızı paylaşabileceğimiz bir okuma grubum ya da daha çok kitaplardan konuşabileceğim dostlarım da olsaydı… Ama sizi,Lale Ablayı,Leylak Dalı'nı ve instagramdan @ebruaykaç'ı takip etmek de çok keyifli… Keyifli ve bol okumalar…Sevgiler

    • özlem öztürk diyor ki:

      Kitaplardan bahsetmek ne güzel değil mi? İnsan aynı duyguyu paylaşabileceği, kitaplardan bahsedebileceği insanları istiyor yanında; haklısın 🙂 Kitaplardan bahseden insanlardan da hiç zarar gelmiyor insana. Napoli Romanları'nı sana da şiddetle tavsiye ediyorum. Nefisler.
      Kitap almama kararım tam anlamıyla bir karar değil aslında. Hiç kitap almadan durabileceğime inanmıyorum. Evin çalışma odası olarak kullandığımız odasının fotoğraflarını çeksem inanamazsın. İnanırsın yahu, niye inanmayasın? 🙂 İnsanı sahiden sıcak tutuyor kitaplar ama bu hızla almaya devam ettikçe bir sürü kitap da yığılıp duruyor. Hala okumadığım Marquez'ler, Isabel Allende'ler, Paul Auster'lar var. Umuyorum ki önümüzde uzun yıllar olur da oturup kitaplarımızı okuruz. Bazen başka bir ülkeye taşınsam, kitaplarımı yanımda götürebilir miyim diye düşünüyorum. Zor geliyor valla 🙂
      Keyifli ve bol okumalar diliyorum ben de, sevgiler 🙂

    • Judgest diyor ki:

      :)) 14 Şubat listemdeki kitaplar Napoli Romanları zaten. Kitap almama kararimdan önce kaç kez D&R da bulamadan döndüm.Sizlerin yorumlarını okuyunca almadan duramayacagimi anladım da hediye edilsin diye bahane üretiyorum. Bu arada ben de okumak istediğim kitapları okuyamazsam diye korkuyorum hep.İyi ki kitaplar var. İyi ki kitapları çok seven çok okuyan insanlar var.Sevgiler

  4. Leylak Dalı diyor ki:

    3. kitap basıldı, satışa sunuldu ve ben okudum bile, hemen sipariş et Selçuğa, şimdi sabırsızlıkla 4.yü bekliyorum. Hiç ummadığım kadar çok sevdim ben bu Napoli romanlarını. Arkadaşlarımla ilişkilerimi sorgulatmaya başladı bana, bilhassa Lila'nın o doğrudan tavrı. İşin aslı sevmiyorum onu, saf kötülük gibi geliyor ama o kafasına buyruk, sorgulamaz hallerine de şapka çıkarmadan duramıyorum. Ben hayatım boyunca ne kadar kızsam, ne kadar üzülsem de idare ettim arkadaşlarımı. 4. kitap bitince birkaç eleme yapabilirim aralarından sanki, en azından idare etmekten vazgeçerim 🙂 Karahindiba Şarabı'nı ben de okudum yazın ve ben de sevdim, eminim sen de seversin, çok naif bir çocukluk öyküsü. Ve ayrıca kitap almama konusunda kendine verilen sözlerin tutulabileceğine hiç inanmıyorum, sal gitsin. Okumasan da sıcak tutar 🙂

    • özlem öztürk diyor ki:

      Kitap almama konusunda kendime verdiğim sözü işin aslı biliyorum. Birkaç ay elimdeki birkaç kitabı okuyacak kadar inat etsem de yeter galiba. Severek aldığım ve okumak için heves ettiğim kitapları yığınların içinde unutuyorum ya ona sinir oluyorum. Sanki modası geçmiş gibi heyecanını yitiriyorlar. Ocak ayı itibariyle pek fena gitmedim. Bir kitap aldım. Selçuk bu arada üç kitapla kapıdan içeri girdi. Birimizin bıraktığı boşluğu diğeri dolduruyor. Napoli Romanları'na bayıldım. Sinirleniyorum, hüzünleniyorum ve 60'lı yılları süren İtalya'da kadınların o zamanki Türk kadınlarından daha çok dayak yediğini okuyup şaşırıyorum. Vallahi ağızları, yüzleri dümdüz oldu kızların. 🙂 Lila nasıl bir şey ya??? Ben de kızın o kimseye hesap vermez, başına buyruk haline şapka çıkartıyorum. Hayat nasıl bir şey diye de soruyorum kendime. Bunca sıkıntıya değer mi? Üçüncü kitap hemen alınacak ve okunacak.
      Bu arada Brooklyn'i ve Tom Hanks'in filmini seyrettim. İkisini de çok sevdim ben.
      İşte böyle…

    • Leylak Dalı diyor ki:

      Ben de bugün Spotlight'i izledim ve feci sıkıldım. Kilise tacizi öyküsü, o bakımdan ilginç ama sarmadı beni, bitirene kadar yamuldum :)Mad Max'ı zaten Oscar'ı bana verseler izleyemem. Bu yılki filmler pek cazip değil sanki ya da benim tarzım değil. Şimdi sırada The Big Short var, bakalım o ne menem bir şeymiş. Esasen Marslı da beni düşündürüyor, bilim kurgu sevmeyen bir insan evladıyım 🙂

  5. Naz Pek diyor ki:

    ah özlem ben bu yıla pek bir umutlu girsemde yine istediğim performansı yakalayamadım.Elimde bülbülü öldürmek romanı bitmek üzere ve sonrasında ben de hırçın kız a başlıycam.Bu arada Selçuk Bey'i bir kez daha en centilmen blog yazarı eşi seçiyorum.

    • özlem öztürk diyor ki:

      Sonunda Napoli Romanları'nın ikincisini bitirdim. Selçuk'un alacağı kitap belli oldu yani 🙂 Serinin 3. kitabı. Şiddetle tavsiye ediyorum. Çok keyifle okuyorum. İyi ki Leylak Dalı, ''Hımm, beğendim,'' dedi de kitabı atlamadım. Kış günlerine de pek yakıştı. Üçüncü kitap elimde olmadığı için ben de Hırçın Kız'a başlayabilirim. Selçuk çok gururlanacak bu söylediğine. Belki gaza gelip bir kitap daha alır bana 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir