Kategori Arşivleri: Yurtdışı

Komşuda balık: Atina’dan bildiriyorum

Son zamanlarda seyahatlerimin seyri değişti: Daha sakin, daha dingin seyahatleri tercih ediyorum.  Yine bir seyahate çıkarken çok heyecanlanıyor, yine gitmeden aklım bir karış havada dolaşıyorum.  Fakat gittiğim yerde telaşa kapılmıyorum. Zevk alacağım şekilde düzenliyorum seyahatlerimi. Yola düşmek kadar beni mutlu eden pek az şey var. Yoldayken kendimle olma halimi seviyorum. Yolumu şaşırmamı, yanlış yöne giden trene…

Seyahat Notları: Dublin ve gizli bir hikâye

Dün gece yine uyuyamadım.  Sabah şiş gözlerle kalkıp bilgisayarı açtım. Bir bardak çayı bile çekmedi canım. İçimden Meltem Gürle okumak geldi. Eskiden nefis bir blogu vardı. Ne zaman içim çekilse oraya kaçtığımı hatırlıyorum. Sonra sanırım kitap çıkardığından ve oradaki yazılarını da kitapta derlediğinden olsa gerek, benim gibi okuyucularına blogunun kapılarını kapattı. Şimdilerde güncel yazılarını okumak istersek BirGün‘de yazdığı…

LeBonGeorges Paris

Paris Bistroları- Le Bon Georges

Paris Bistroları… Nerede yesek? Hangisi daha güzel? Son Paris seyahatine çıkmadan üç yerde yemek yeme planı yapmıştım. Bunlardan bir tanesi Montparnasse’da bulunan La Closerie des Lilas‘ydı. Burası vakti zamanında Hemingway, Picasso, Cezanne, Apollinaire, Henry Miller, Rimbau, Modigliani ve Sartre’ın sıkça gittiği bir restoranmış. Bahsettiğim zamanlarda Paris’in çok ucuz olduğunu, hatta sırf bu yüzden daha rahat…

coffeetime paris

Yolda olmak ve Paris’ten haberler 🇫🇷

Bir trenin insanı taşıdığı bir garda onu neler bekler? Yolda olmak ve bu duygunun dayanılmaz hafifliği. Ne güzel bir soru değil mi? Sorunun cevabını düşünürken bile gülümsemeye başlıyorum. Aklıma devasa bir gara yanaşmış onlarca tren, bavullarını sürükleyerek uzaklaşan insanlar, kokularıyla insanı cezbeden irili ufaklı küçük yemek kabinleri, elinde bir sosisliyle geçen biri, alt katı işaret…

Paris, Ecekent

Paris, Ecekent… Paris’ten Frankfurt’a. Her sene hayatımın bir parçası haline gelen şubat yolculukları. Frankfurt’tan Paris’e tren yolculukları… Seyşeller’e bu kadar çamur attıktan sonra biraz vicdan azabı çekiyorum. Ama hissettiklerimi söyleme duygusu vicdan azabı hissetmemden daha ağır basıyor. Netice itibariyle benim tatilim, benim Seyşellerim diyor olayı kapatıyorum; yine de bir ara Seyşeller’de denk geldiğimiz Türkçe konuşan…

Seyşeller mi dediniz?

Ben böyle hayalin alnından öperim! Bazen şöyle oluyor: Sen ne kadar yazmak istersen iste, yazacak kelimeler gelmiyor bir türlü aklına. Yazmak için gereken yalnızlığı, kafanın sakin olma halini bulamıyorsun ne yapsan da! Öğle arasında, kendine ayırdığın hızla ilerleyen bir yarım saatte dökülmüyor kelimeler birbiri ardına. İşin en can alıcı kısmı ise yazamamanın insanın içine dert olması,…

Aşka Davetiye Çıkaran Şehir: Colmar

İnsana şarkı söyleten durumlar var. Tatile çıkmak bunlardan bir tanesi. Colmar uzun zamandır gitmeyi düşündüğüm masal kentlerden biriydi benim için. Avrupa’da en iyi Noel Pazarları nerede? Birkaç gün önce dudaklarımda fısıltı halinde bir şarkıyla yola çıktığımı söylemiştim. Önce Basel’e, oradan da arabayla Colmar, Ribeauville, Obernai ve Strazburg. İlk gecemizi Basel’de geçirdik, iki gecemizi de Strazburg’da….

Moliere ve La Fontaine'in Mezarları

Büyüklere Masallar: Pere Lachaise Mezarlığı’ndaki en popüler on mezar!

Dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığı Pere Lachaise’e hoş geldiniz. Şehrin 20. Bölgesi’deki bu mezarlıktaki ünlü mezarları sadece on maddede listelerken çok zorlandım. Yazmak istediğim öyle çok ünlü konuğu var ki Pere Lachaise’in. 1- Oscar Wilde: Pere Lachaise Mezarlığı‘nın tereddütsüz en çok ziyaret edilen mezarı. 1854 yılında Dublin’de doğan yazar 1900 yılında Paris’te, Saint Germain-des-Pres bölgesindeki Hotel d’Alsace‘ın 16 numaralı…