Viyana Günlüğü 3- Aynı günün akşamındayız hâlâ!

Demel’den çıktığımızda hava iyiden iyiye soğumuştu. Caddeler gecenin son kalabalık saatlerini yaşıyordu; sokak müzisyenlerinin etrafı müzik dinlemek isteyen insanlarla sarmalanmışlardı. Daha önceki deneyimlerimden de biliyorum, çocuklar sokakta performans gösteren sokak sanatçılarına bayılıyorlar. Geçen seneki Toskana gezimizde Kuzey, Firavun gibi giyinmiş birini her gördüğünde önünde dikilip kalıyordu. Çok şaşırmıştık çünkü bizim firavunun yaptığı hiçbir şey yoktu. İfadesiz bir şekilde öylece sokağın ortasında dikilmekten ibaretti tüm yaptığı. Kuzey her seferinde koşarak yanımıza geliyor ve bizden Firavun’un tasına atmak için para istiyordu. Gezimizin sonlarına doğru Firavun görünce çaktırmadan uzaklaşmaya çalışır olmuştu. Hâlâ çocuğa bu denli yakın gelen durumun ne olduğunu çözemedik.
Bu sefer Viyana sokaklarında da grubun en küçüğü Alp, ne zaman şarkı söyleyen bir grup görse yaptığı tüm yaramazlıkları bir kenara bırakıp, gözlerini dört açıp seyre dalıyordu.
Eh, otele döndük tabii ki. Çocukların donan ellerini ısıtmamız gerekiyordu nihayetinde!
Gece nerede yemek yesek sorunsalımıza Cafe Melange yetişti telefonuma attığı mesajla. İstikamet çok güzel bir restoran olan Landmartk’tı.
Önündeki kocaman çam ağacıyla çok güzel gözüken bir restorandı. İnsan böyle güzel bir yer görünce, yanındaki çocuklara bakıp, içeri girmek için tereddüt etmiyor değil hani! Demel’de yedi kişi oturabilmek için ne kadar sıra beklediğimiz ve gördüğümüz muamelenin izleri çok tazeydi bir de! Yine de tüm cesaretimizi topladık ve içeri adımımızı attık. Restoranda oturabileceğimiz bir masa olduğunu öğrendikten sonra vestiyere paltolarımızı bıraktık. Biz beklerken oğlanlar da, hemen beklediğimiz yerin karşısında ışıl ışıl duran pasta tezgahının camlarına küçük el izlerini bırakmakla meşguldüler.

 

Etraflarına karşı son derece ilgili olan çocuklarımız 🙂

Sonunda bizi bir masaya aldıklarında çok mutluyduk; üstelik oturduğumuz alan çocukların rahatça konuşabilecekleri kuytu bir köşede bulunmaktaydı. 

Aklımızda şinitzellerimizi Figlmüller’de yeme düşüncesi olmasına rağmen merakımıza yenik düştük ve şinitzelleri sipariş ettik. Hepimiz değil gerçi ama tadına bakmayı unutmadık.
Vallaki ben nefis bir çorba içtim. Gulashsuppe! Et yemeği kıvamında olan bu çorbaya bayılıyorum. Üstelik Demel’de yediğim tatlılarda yüksek kalori olarak vücudumda hâlâ yapışacak bir yer aramakta.
Şimdi karşınızda Landmarkt efenim!

 

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Viyana Günlüğü 3- Aynı günün akşamındayız hâlâ!” yazısında 2 düşünce

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir