Paris’te etaminci buldum!

İlkokul öğretmenim erkekti.
Sertti.
O zamanlar belki de bütün öğretmenler öyleydi.
Uzun boyluydu.
Kara tahtanın hemen yanındaki masada oturur, tahtaya kaldırdığı öğrencilere sorular sorardı.
Hatırladığım kadarıyla sinirlendiği öğrencilere tebeşir fırlattığı olmuştu.
Çoğunlukla aynı öğrencileri döverdi.

…ama inanın sevgiyle anıyorum kendisini.
Olmadık yerlerde anısı çıkıyor karşıma. İlkokul hayatım boyunca beraber geçirdiğimiz beş yıldan çok, okula ilk başladığım günü hatırlıyorum.
Üstündeki takım elbisesini, kadife kumaşından ziyade bana rengiyle yumuşaklık hissi veren ceketini.
Her öğretmenler gününde bahçeden koparıp, götürdüğüm kimisi bitli gülleri anımsıyorum.

En çok, kitap okuma alışkanlığını bana kazandırdığı için seviyorum kendisini. Yuvarlayarak bir kurdele ile bağladığı ve hediye ettiği masal kitaplarını hâlâ saklıyorum. Zannediyorum kitap hediye almanın hazzını öğretmeninle yaşadım ben. Her evimize geldiğinde getirdiği küçük hediyeleri, her karne gününde karnemin yanına eklediği dolma kalemleri unutmam mümkün değil.

Kağıt, kalem, kitap…
Benim ruhumu büyüten şeyler oldu.

Bir tek!
Bir tek, hiç el işi yaptırmadığı için kızardım kendisine.
Pirinçleri ya da makarnaları boyamazdık biz hiç.
Ya da el işi kağıtlarını elimizdeki kalemlerle minik minik koparıp yapıştırmadık resim niyetine.
Sanırım çoğu zaman resim dersinde matematik yapardık.
Yan komşunun kızının hep elişi ödevi olurdu. Kıskanırdım.

 

 

 

 

 

Etamin de yapmadım ben!
Ama etamini çok sevdim. Bana hep çok naif geldi etamin yapmak…
Yapamasam da, Paris’te hep anlatıp durduğum pasajlarda etamin satan dükkanlar keşfettim.
Paylaşmasam olmazdı!
Adres: La Bonheur des Dames
          The Passage Verdeau: 8. Passage Verdeau- 75009 Paris
          Metro: Grands Boulevards

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Paris’te etaminci buldum!” yazısında 13 düşünce

  1. BAYKUŞ GÖZÜYLE... diyor ki:

    Ne güzel yazmışsın, anılar ne kadar işliyor insan beynine, hele böylesi…Çok da güzel anlatmışsın gerçekten unutulmaz bir öğretmenmiş:)
    Etamin dersen ben okul yıllarımda o ödevlerden yaptım ama öncelikle en büyük öğretmenim annem gösterdi bana hala bildiği herşeyi öğrettiği gibi;)

  2. Berfin Yalcin diyor ki:

    Etaminde işledim, kanaviçede, dantel, örgü, iğne oyası.. Hepsini bilirim. Dikiş hariç.. Ama el emeğinin hiç değeri yok. Hobi olarak, zaman geçirmek ve terapi için yapılabilir.. Ama inan sen çok daha güzel şeyler yapıyorsun.

  3. Yeraz diyor ki:

    Benim de ilkokul öğretmenim erkekti çok severdim ve sen diyene kadar hiç fark etmemişim biz de hiç el işi yapmazdık.Sonra orta okulda böyle bir ders vardı ve kabusum olmuştu her ay bir şey isterdi hoca bense her birini farklı birine yaptırmıştım:))) Derste malzemelerle oyalanıp asıl işi ehline bırakıyordum:))) Vitrayı ressam komşumuza,alçı işini dedeme,halı örmeyi yetenekli bir arkadaşıma yaptırmıştım:)) Etamini ben de çok seviyorum ve yaptığım tek etamin işi Paris temalı oldu sanırım ilk ve son:)) Bu dükkan da çok güzelmiş.Çok güzel bir post sevgiler:)

  4. TUĞBA'NIN DÜNYASI diyor ki:

    Etamin benim de çok sevdiğim bir iş, hatta eşim bile seviyor, ben yaparken elimden alıp devam ettiği olmuştur çok, stres atıyorum diyor:) Buraya yazdığımı duysa bilmem ne der, utanır herhalde:)
    Bu dükkan bir harikaymış. Paris'te görmek istediğim daha bir dolu yer varken üzerine bir de burası eklendi. Ben kesinlikle ömrümün bir kısmını orada yaşamalıyım, buna kanaat getirdim. Allahtan ailemizin yeni üyesi gelinimizin bir ayağı Paris'te, zaman zaman birlikte gideriz gezeriz deyip duruyoruz, hazır ev de var ohh, her yeri de buldururum ben size diyorum elinize liste veririm şuraya şuraya gitmek istiyorum diyerek:) Bakalım yapabilecek miyiz?
    Şahane bir yermış bu etaminci. Öğretmenini de bu anlatımından ötürü sevdim. Ne güzel anıların var. Benim ilkokul öğretmenim biraz tuhafta, upuzun tırnaklarıyla önüne serdiği gazeteden maydanoz yerdi, hatta olayı abartıp bir keresinde sınıfa lahmacun bile getirmişti. Beni hep çok sevdiğini anlatır durur, halen görüşüyoruz,o yaşlandıkça ben de büyüdükçe birbirimizi daha çok sevdik sanırım. Bir de hala anıları taze gibi hoşuma gitti tek tek hatırlaması, not defterlerinde verdiği notları da gösterdiğinde çok şaşırdım biraz da korkmadım değil hani..Kokusunu da hiç unutmuyorum,buram buram parfüm kokardı ve yumuşak yanakları vardı. Çok yaşasın, nevi şahsına münhasır bir kadıncağız..
    Sevgilerimle

    • özlem öztürk diyor ki:

      Eşin süpermiş Tuğba:) Bir kere benden yetenekli ve başarılı olduğu kesin:) Bu arada PAris'te evi olan akrabaya bayıldım. En tez zamanda kendime de bir tane böyle akraba diliyorum. Geçenlerde Şubat 2015 için (fuara gidiyoruz her sene) Paris'e uçak bileti aldık. Annemin deyimiyle, ölmez de sağ kalırsak, gideceğiz inşallah. Ben de bir sevinç, bir sevinç inanamazsın. Sanki ilk defa ve üstelik yarın gideceğim. Kendi kendime güldüm: '' Özlem dedim. Harikasın sahiden!'' Senden başka bir sene sonraki üç günlük seyahate sevinecek yoktur herhalde, bir de kış kıyamette!
      Böyle seviyorum Paris'i! Orada uyandığım sabahlarda nasıl mutluyum. İnsanın sevdiği şehrin sabahına uyanması lazım diyorum hep…
      İlkokul öğretmenin bombaymış ama:)))) Uzun ömür diliyorum ben de! Benim ilkokul öğretmenin çoktan başka bir diyara gitti, hem de çok genç bir yaşta. Her akşam dualarımda hatırlıyorum ve bana kattıkları için şükrediyorum.
      Sevgiler yolluyorum sana…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Başlamak, bitirmenin yarısı değil miydi? 🙂 Ben hiç başlamadım valla! Bu dükkanda Paris motifli ya da kitap motifli bir kitap ayracı tarzı ufak bir şey bulsaydım başlayacaktım ama hep çok büyük şeyler vardı. Cesaret edemedim…
      Sevgier

  5. hepsusluydum diyor ki:

    Sevgili Özlem merhaba:)
    Benim ilkokul öğretmenim de erkekti seninle benzer şeyleri yaşadım.Bu yüzdendir belkide el işi merakım..Ben de etamini çok severim ama senin gibi hiç denemedim 🙁 Teşekkürler paylaşım için ,bayıldım mağazaya.Sevgiler Zehra

  6. Ayşenur Arık diyor ki:

    Etamin yapabildiğim tek el işi olduğu için her gördüğüm yerde keyifle izlerim yapılanları. El işiyle o kadar iç içe olan bizlerden neden böyle naif dükkanlar çıkmaz ki, yaptığımız el işlerinin sergilendiği dükkanlar neden çeyizciden öteye geçmez? Kolları sıvamak mı gerek acaba:)

    • özlem öztürk diyor ki:

      Dediğiniz gibi hem çeyizciden öteye geçmez, hem de el işi göz nuru o işlerin hiçbiri değerini bulmaz. Ben dantel falan sevmem ama kendi yapabildiğim bir yastık kılıfım olsun isterdim mesela etaminden, olmadı! Kahpe kader diyorum:)))
      Girişimci birini görüyorum yalnız satır aralarında. Belki ben de ilk kez senin dükkandan aldığım bir şeyle başlarım etaminle:)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir