Biraz sihir diliyorum!

İlerleyen zamanla birlikte bu blogu yazmaya niye başladığımı unuttum. Zaman böyle bir şey işte, insana çoğu şeyi unutturuyor. İlk başlarda ne yazdığımın pek önemi yoktu; aklıma gelen şeyleri yazıyor, okuduğum bir kitabı anlatıyor, sevdiğim bir filmden bahsediyordum.
Seyahat hayatta en sevdiğim şey olduğundan blogun içinde hak ettiği yeri buldu. Paris en sevdiğim yerdi ve sanırım en çok bu şehirden bahsettim. Gittiğim yerlerin bir çoğunu burada yazmadım, yazamadım. İşe giderken, Kuzey’le ilgilenirken, zamanımı seyahatlerle doldururken bir türlü uygun zamanı yaratamıyordum. Vakit bulduğum zamanlarda da yolculukların üzerinden çok zaman geçmiş oluyordu. Yazacaklarım tazeliklerini yitirmiş gibi geliyordu.
Bloga yazı yazmak suya yazmak gibiydi. Sanal dünyanın içinde bir yerlere iz bırakıyordunuz. Bazen tanımadığınız insanlar gelip sizi buluyor, kalbinize iyi gelecek cümleler yazıyordu yazdığınız yazının altına. Blog dünyasında başıma beni üzecek hiçbir şey gelmedi. Hep güzel insanlarla tanıştım, kimileriyle oturup kahve içip, güzel anılar ekledim hayatıma. Eminim ki aramızda kurduğumuz bağ kopmayacak bu güzel insanlarla.
Peki ben bir gezi blogu muydum?
Öyle bir misyonum olmamakla birlikte bence öyleyim. Gezdiğim yerleri anlatmaktan büyük keyif alıyorum; lakin gezerken ”Ben gezdiğim yerleri anlatacağım, güzel yerlere gideyim, iyi yerlerde yiyeyim, popüler mekanlarda dolanayım” diye bir derdim yok.
Yemek yemek ve yediğim yemeği tahlil etmek de hayatta en anladığım konuların başında gelmiyor zaten.
Gittiğim şehirlerde çoğu zaman taksi, otobüs ya da metro kullanmadığım bile oluyor. Çoğu zaman sırtımda bir çanta yürü babam yürüyor, karnımın acıktığı ilk yerde de etrafımda gördüğüm bir bistronun ya da kafenin içine giriyor ve dinleniyorum.
Kendi mucizelerimin, kendi özel anlarımın, kendi hikâyelerimin peşindeyim. Kendi hikâyemin kahramanı da benim.
Bu blogu yazmamın sebeplerinden en önemlisi de bu galiba. Küçük ailemin yaşadıklarından biz iz bırakmak. Avucumun içine sığan ayakların ben fark etmeden nasıl büyüdüğüne tanıklık etmek…
Şimdi yine bir yolculuk arifesinde daha yola düşmeden yolda olma haline büründüm.
Yollar, insanın kendine en iyi tanıyabileceği yerler.
Ben bu sene biraz daha kendim olabilmeyi, biraz daha kendimi ortaya koyabilmeyi deneyeceğim.
Bu sene belki biraz daha kalıplarımı kırabilir, ruhumu biraz daha açabilir, canımın istediği her şeyi buraya dökebilirim.
Görüldüğü üzere ocak ayı neredeyse bitmekte ama ben hâlâ dilekler tutmaya, yapacaklarımı sıralamaya devam ediyorum.
Biraz sihir istiyorum.
Çok mu şey diliyorum?

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Biraz sihir diliyorum!” yazısında 5 düşünce

  1. Naz Pek diyor ki:

    Hiç de çok değil Özlem umarım dilediğin sihir her daim seninle olur.
    Yazdıklarını okurken müthiş keyif alıyorum.Ama biraz da içerleniyorum sana neden dersen "ya tamda bunları hissediyorum ama ""bende bunu yazacaktım şimdi" diyen cümleler kurarak okuyorum yazdıklarını.Senin kaleminden dökülenlerin bıraktığı tatla kendi yazdıklarımı beğenmiyorum sonrada yazma hevesim kaçıyor 🙂
    Moskovada yanlış anlamayı okudum.İnce kitaplara hep bir korkuyla başlarım ama bu kitabı pek bir lezzet alarak okudum.Geçen yılın en güzel kitaplarından biri oldu benim için.
    Yolculuk için sana ve ekibine bol şans bol sihir diliyorum.Güle güle gidin bol macera ve keyifle dönün:)
    Sevgiler…

    • özlem öztürk diyor ki:

      Benim de böyle hissettiğim insanlar var. ''Aaaa!!! Ben yazacaktım bunu. Benden önce davranmışlar.'' diyorum. Çoluk çocuk derken vakit bulmak zor oluyor Reyhancım. Bazen kendimize kızıyorum yetişemiyoruz, daha çok okuyamıyoruz, daha çok yazamıyoruz diye. Sonra da haksızlık ettiğimizi düşünüyorum. Sahiden yetişmek zor. Ben bir çocukla başa çıkamazken, sen yetişkin olma yolunda ilerleyen iki kızla uğraşıyorsun ki cidden zor iş. Kolay gelsin diyorum. Aynı kitapları sevmemiz, aynı duyguların peşinden koşmamızdan. Biraz da yaşımızdan mı acaba? Maddi değerlerin hiçbir anlam ifade etmediğini anlayacak yaşa erdik ya, birkaç anının peşindeyiz ve kesinlikle doğru yoldayız. Şüphe duymadan söyleyeceğim ender şeylerin başında geliyor bu! Simone ne güzel anlatmış kitapta hislerini. Bu sene bir zaman içinde bir Simone okuması daha yapacağım. Sen de katıl bana.
      Sevgiler

  2. laleninbahcesi diyor ki:

    burası senin macera kitabının yazıldığı yer ve sen bu maceranın baş kahramanısın…
    Blogunun ilk halini de şimdiki halini de seviyorum. Yazım tarzının nasıl geliştiğini görmek de ayrı bir keyif…

    İyi yolculuklar

    • özlem öztürk diyor ki:

      Lale Abla,
      Her zamanki gibi çok haklısın; buraya yazmak gerçekten insanın yazımını güçlendiriyor. Kendi geliştirmek, bir şeyler katmak için güzel bir yerdeyim. Seninle sohbetlerimizden birinde konuşmuştuk bu konuyu hatırlarsın. Denk geldiğim bazı paylaşımlar beni çok şaşırtıyor ve tuhaf bir şekilde kendi paylaşımlarıma daha çok dikkat eder hale geliyorum. Bu durum da beni iyice kasılmama, tıpkı bir editör gibi her yazdığımı denetlememe yol açıyor. O zamanda duygularımla değil de beynimle yazar hale geliyorum. Yazdığım şeyin içinde olmak isterken, yazdığın yazının dışında kalıyorum. İşte, böyle olsun istemiyorum. Birkaç sene önce şöyle bir karar almıştım. Yine bir yeni yıl öncesiydi ve aldığım en güzel kararlardan biriydi: Artık ''hayır!'' demesini öğrenecektim. İnsanlık için küçük bir adım olsa da benim için büyük bir adımdı 🙂 Bu seneki dileğim başkalarının ne düşündüğünü önemsemeden kendimi ifade edebilmeyi öğrenebilmek. Ne uzun bir yol varmış kendimizi tanıyabilmemiz için. Tuhaf ama sana yazarken bloga yazdığımdan daha kolay yazıyorum. İyisi mi bundan sonraki blog yazılarını böyle yazalım ne dersin? Sen bana bir soru sor ve ben de ablamla konuşuyormuşum gibi anlatayım sana. İyi ki varsın yafu 🙂

    • Lale diyor ki:

      Senin yazılarının en büyük özelliği okuyana kendisini orada olduğu hissini geçirmen…o yüzden senden beklediğim seyahat kitabı bir ksynak kitap değil tam bir yol kitabı olacak… Soru 1 : ) kitap ne zaman geliyor ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir