Great Ocean Road Rotası- Avustralya

Büyük Okyanus Yolu Rotası devam ediyor. Artık sona yaklaşıyoruz. Melbourne dönüş yolundayız.

Ağaçların tepesinde bolca vakit harcamış olmalıyız. Geriye dönüp bakınca zamanı ve mekanları yerleştirmekte zorluk çekiyorum. Buradan gece konaklayacağımız Port Campbell’a gittik. Acıkmıştık. Bir yerlerde, -mümkünse deniz kenarı bir yerde-, yemek yemek, biraz keyif yapmak istiyorduk. Genellikle kalabalıklara alışmış bizler için Avustralya fazlasıyla sakin geldi. Şehirler için bile öyle düşünürken şehirden uzaklaşıp yazlık mekanlara doğru yol aldıkça sakinliğin daha da arttığını fark ettik. Port Campbell’da yemek yemek için sokak boyunca yürüdük.

Port Campbell-Avustralya

Port Campbell’da konaklama ve kahvaltı

Malum güzel bir yerde yemek istiyorduk. Hoşumuza giden ilk yerde bir müddet boş boş oturduk. Gelen giden olmayınca servisin daha açılmadığını, saat 17.00’den sonra yemek siparişi verebileceğimizi öğrendik. Bulduğumuz ikinci yerde ağzımıza layık bir yemek yoktu. Deniz kenarındaki restoranda da mutfak daha açılmamıştı. Türk alışkanlığı ile denizin karşısına kurulmuş bir mekan bulmak, postu oraya sermek, biraz yemek yemek, ardından da bir bira içmek istiyorduk. En sonunda önünde martıların mesken tuttuğu fish & chips’ciden içeri girdik. Fast food bir kızartmacıydı burası. Yağda kızarmış balık, karides, kalamar ve patates vardı. Avustralya’da balığın yanına devasa patates kızartmaları veriyorlar. Bizde siparişlerimizi verdik. Sıramız gelince balığımızı, patates kızartmamızı aldık, kağıdın üzerine rızkımızı serip yedik.

Port Campbell Kahvaltı Mekanımız- Forage on the Foreshore

Büyük Okyanus Yolu Rotası: Okyanusun sakin köşesi, Port Campbell

Port Campbell’da kaldığımız ev muhteşemdi. Önceki yazılarda kaldığımız evleri uzun uzun anlatmıştım. İşte LİNKİ burada. Evin içi o kadar zevkli döşenmiş ve her şey o kadar incelikle yapılmıştı ki evin bir AIRBNB evi olabileceğine inanamadık. Nihayetinde sohbetle, birayla geceyi geçirdik ve sabah bir önceki akşamdan gözümüze kestirdiğimiz deniz kenarındaki bir kafede kahvaltımızı ettik. Benim için en güzel kahvaltılardan biriydi. Bir de Tazmanya’da bir kahvaltı mekanımız var. Orası da bir daha gitsem, yine gideceğim yerlerin başında geliyor.

Sabah kahvaltısında yine yumurta ve çeşitlerini yedik. İki demlik çay içtik ve ardından dönüşte duracağımız durakları da düşünerek Melbourne’e doğru yola koyulduk. Dönüş yolumuzdaki her bir nokta doğal güzellikleri ziyaret ettiğimiz, okyanusa selam verdiğimiz, rüzgarın sesini dinlediğimiz yerler oldu.

Port Campbell’dan çıkınca önce biraz daha ileriye gezinin zirve gezi noktasına doğru hareket ettik: Twelve Apostles.

Twelve Apostles- Büyük Okyanus Yolu
Twelve Apostles- Büyük Okyanus Yolu

Tahta merdivenlerden (Gibson Stairs) aşağı inip nihayet kumsala ayak bastık. Okyanus artık alışkın olduğumuz üzere hırçındı. Dalgaların ve dalgalara karşılık veren rüzgârın sesini dinleyip yola devam etmek için merdivenlere yöneldik. Giden herkesin hakkını teslim ettiği gibi Twelve Apostles ve Gibson Stairs bu yola çıkanların mutlaka uğraması gereken bir durağı.

Twelve Apostles: Bunca yol senin için.

Buradan ayrıldıktan sonra tekrar geldiğimiz yöne Port Campbell’a yöneldik. Artık Melbourne’e dönüş yoluna çıkmıştık. Dönerken uğrayamadığımız diğer yerlere birer birer uğradık.

Bay of Island-Avustralya
London Arch- Büyük Okyanus Yolu
The Grotto
Twelve Apostles

 

🍀  “Avustralya’ya gitmeden önce ne yapalım?” diyenler BU YAZIYA,

🍀  Melbourne ile ilgili düşüncelerimi öğrenmek isteyenler BURAYA,

🍀  Kahveden bahsettiğim Melbourne yazısı için BURAYA,

🍀  Melbourne’ün sevdiğim EN, EN, En Şeylerini okumak için BURAYA,

🍀  Büyük Okyanus Yolu (Great Ocean Road) ile ilgili bu yazının başını okumak isteyenler de BURAYA tıklasın lütfen.

 

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Great Ocean Road Rotası- Avustralya” yazısında 6 düşünce

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      Evet, sanırım uzun yıllar konuşacağımız bir gezi oldu. Şimdi Peru hayalleriyle yanıp duruyorum. Yaşlanmadan gidelim diyorum bizimkilere. Yani hayalimi masaya yatırdım. Bakalım ne olacak?

  1. Yasemen (MyBlog42) diyor ki:

    Gozlerimden kalpler cikarak okuyorum gezi yazilarini, yine cok guzel 😍
    Bu arada blogunun yeni hali hayirli olsun Ozlemcim. ☺️
    Bir yerde tavsiye edeceginiz bir sey olursa yazin dedigini hatirliyorum. Kategoriler cok guzel, ozellikle mesela okumak istedigin seyahatlere ulasmak acisindan ya da kitap yazilarina. Ama olsaydi guzel olurdu diye dusundugum bir sey arsiv olayi. Bu blog formatinda olabiliyor mu bilmiyorum ama ben bazen o arsiv kisminda herhangi bir yilin, herhangi bir ayini tiklayip, basliklardan secip secip okumayi sevdigim icin arsiv kismini ariyorum.

    Bir de belki vardir ama ben goremedim, site icinde arama kismi. Bazen daha once yazdigin yazilardan birine donmek istiyorum, yazinin basligini tam olarak bilmeyince aklimda kalan anahtar kelimelerle o yaziyi bulmak arama cubugu ile cok pratik oluyor.

    Son olarak: Cagri’nin Instagram’indan seni takip ediyoruz, ekmek paylasimlarina agzimizin suyu aka aka bakiyoruz. Son paylasimdan sonra Cagri’nin sorusunu yazayim sana. “Normal bildigimiz firinda mi pisiyor bu ekmek, farkli bir firinlari mi var, nasil olabiliyor yani? ” Ben de Ozlem’e sorarim dedim, acikla bunu Ozlem !!! 😂😂

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      O dediğin şeyler yok canım 😀Arama kutucuğu konulabilir herhalde. İyi ki söyledin. Arşiv olayını da soracağım. Tasarımı özelleştirdiğim için ben konula pek ilgili değilim ama en azından blogger alt yapısında artık sıklıkla karşılaştığım dertlerle uğraşmıyorum. Yazı yazamaz olmuştum. Blog kafasına göre takılıyordu son zamanlarda. Şimdi de yazacak vakit bulamıyorum. Hem gezmek, hem yazmak, hem çalışmak, hem de her halta yetmek istiyorum. Olmuyor tabii ki 😀
      Seyahatinizi büyük bir keyifle izliyorum. Benim favori çiftimsiniz.
      Çağrının ig adı ne? Yaz da ben de sizi takip edeyim. Belki senden daha sık haberdar olurum böylelikle.
      Ekmek olayına gelecek olursak, Tenceresi özel. Markasını yazarım sana. Yoksa fırın bildiğin fırın. Siemens bizimki.
      Bak tencerenin linkini koyuyorum buraya, bir bakın.
      https://tr.pinterest.com/pin/697143217296031299/?lp=true

      Çok öpüyorum sizi. İyi tatiller

    • Özlem Öztürk diyor ki:

      O son fotoğraf gezinin highlight’ıydı. 😀
      Ama bana sorarsan kıtanın her yanı doğallıktan sebep zaten çok güzel. Artık bir seyahatte doğal güzellikler arıyorum. Öyle yorulmuş ki ruhum, biraz durmak ve dinlenmek istiyor.
      Çok öpüyorum seni ve sana da Talin’de güzel bir tatil diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir