Giden bir yılın ardından-2020

Gecikmiş bir merhaba… 2020 ‘nin ardından yeni bir yılla birlikte merhaba.

Yeni yılın ilk gününden beri bloga bir şeyler yazma arzusu. Ardından geride bıraktığımız yılın insana kendini hatırlatan umutsuzluğu. Gelgitler, masaya oturmalar, kalkmalar, elimde bir kitapla oyalanmalar, telefonun ardından yayılan ışığın etkisinde geçen boş saatler. 2020 benim için boş vermenin yılı oldu. Hayatla baş edemeyeceğime karar verdiğim, kürek çekmeyi bıraktığım ve olanı olduğu gibi kabul etmeye gönülsüzce razı geldiğim. Zor razı geldim diyorum ama kime ne anlatırsam anlatayım içimde kendi gerçeğimden eminim: Ben akıntıya karşı kürek çekmeyi severim.

2020'nin ardından...
2020’nin ardından…

İşte bu yıl, 2020, benim için kabul etmenin yılıydı. Güzel mi oldu bilmiyorum ama hayat buydu. Elimden hiçbir şey gelmedi. 1 Haziran itibariyle maskemi takıp işe gittim, ağır aksak ilerleyen, topallayan, düşen kalkan her şeyin elinden tutmaya çalıştım. Bu arada sıkıldım, depresyona girdim, sevdiğim şeylerden uzaklaştım, sessiz kaldım. Sustum! duymakta zorlandığım monologlarımın arasında nefes aldığım için şükrettim. 2020 koca bir boşluk hissiyle geldi ve geçti. Hazmetmeye çalıştığım tek duygu ara ara insanların bir şeyler yapmadan da durabileceklerini kabul etmek, kendime kızmaktan vazgeçmek oldu. Çok okumadan, çok dinlemeden, çok izlemeden hatta çok sevmeden geçen bir yıldı. Gelip geçen tüm senelerin aksine bu seneden beklediğim hiçbir şey yok. Listeler halinde buraya yazılacak yeni yıl kararları yok. Geleni kabul ediyorum ve iyilikle gelmesinden başka da bir dileğim yok.

2020 yılının ardından: Kahvaltı sohbetleri

Koca bir yıl bloga bir şey yazmadan geçti. Arada buraya bıraktığım birkaç yazının dışında kayda geçilmemiş bir yıl oldu 2020. Kelimeler anlamını hep okurken hem de yazarken yitirmişti benim için. Oysa bu sabah yeni yılın ilk pazar kahvaltısında Kuzey’le yaptığımız seyahatlerden bahsederken bir şeyi fark ettik: Ben unutulmaya yüz tutmuş çoğu seyahatimizi burada yazıya dökmüştüm. “Hani kahvaltı ettiğimiz bir yer vardı.” cümlesini takip eden anlarda bloga dönüp ismini unuttuğumuz yerlere baktık, anılarımızı tazeledik. Ne iyi yapmışım da zamanında her şeyi büyük bir keyifle buraya yazmışım. Bugün gerçekten şunu fark ettim: Ben bu blogu kendim için yazmışım ve çok da iyi yapmışım.

2020’nin en güzel hediyesi: Patti Smith ve Maymun Yılı

Patti’nin Maymun Yılı kitabını çıkar çıkmaz internetten sipariş etmiştim. Başucumda duruyordu. Ne zaman ihtiyacım olsa açıp birkaç sayfa okuyordum. Kitabın Türkçeye çevrilmesini de sabırsızlıkla bekliyordum ama çünkü benim kendime ait bir Patti kabilem var. Herkes okusun istiyorum. Etrafımdaki herkes Patti’yi ve bana dünyalar hediye eden dilini sevmese de benim gözlerimdeki Patti ışıltısından mutlu oluyorlar. Nihayet kitap Türkçeye çevrildi, vakit kaybetmeden aldım, tekrar bu sefer kendi dilimin tınısıyla okudum Patti’nin anlattıklarını. Yine dağınıktı Patti. Sokaklarda geziniyor, femli bir kahve için etrafta açık bir kafe arıyor, sokak üstündeki otel tabelalarıyla konuşuyordu. Benim bildiğim Pattiydi işte. Ben de onun gibiydim. Benim de kafam hep karışıktı ama mutluydum. Mutluluğa dair küçük işaretler arayıp duruyordum etrafta. Yalnızlığı seviyor, şarkılardan fal tutuyor, kitap sayfalarının arasına işaretler koyuyordum kendime belki bir gün bulurum diye. Maymun Yılı, Patti’nin kitapları arasında hayallere en yakın olanı. Gerçekle düş arasında bir kitap. 2020 gibi biraz. Yaşadık mı yaşamadık mı bilemediğimiz, sevdiklerimizden uzakta durduğumuz, acıtmasın diye kendi duygularımızdan bile vazgeçtiğimiz bir yıl olmadı mı 2020? Bu seneyi kayıpsız atlatanlar şanslı? Ya 2020’yi kayıplarla kapatanlar?

Ben belki de bu sebepten Patti’nin bana anlattıklarını seviyor ve her daim dinlemeye hazır bekliyorum onu. İşte sırf bu sebepten siz de Patti’yi okuyun istiyorum.

2020 bize yeni bir kitap hediye etti.

Ben haberi duyunca çok sevindim. Size de hemen bilgisini vereyim istiyorum. Annie Ernaux‘un “Years” isimli kitabını okumayı çok istiyordum. Ne yapsam alsam mı acaba diye düşünürken Twitter’da çok güzel bir habere denk geldim. Kitap Türkçeye çevriliyordu ve en kısa zamanda okurlarla buluşacaktı. Can Yayınları da nihayet 2021’e girmeden önce duyurusunu yaptı. Kitap, ocak ayının ortalarından sonra Seneler adıyla bizlerle buluşacak. Ben kitabın çıkacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. Sizler de bir bakın bakalım belki seversiniz bahsettiğim kitabı.

Bu yazı kelimelere tekrar itimat edeceğim yeni bir yılın ilk yazısı olsun. Ne dersiniz? Anlatacak çok şey olsa da evin içindeki eşyalar gibi kafamın içindeki düşünceler de dağınık. Olsun! Ne yapalım? İyisi mi efsane olamasak da gazoz da olmayalım. Olacaksak da şampanya olalım diyorum ben.

2021 bol bol şampanya kadehini ya da şişesini kafaya dikeceğimiz, dostlarımızla birlikte olacağımız, seyahatlere çıkacağımız güzel bir yıl ol, olur mu?

Her gelen yılla ilgili yazılmış bir sürü yazı varmış blogda. Birini bırakıyorum BURAYA.

 

Blog yazılarımdan e-posta ile haberdar ol

Yorum yazmak için tüm yorumların altındaki alanı kullanabilirsiniz.

Giden bir yılın ardından-2020” yazısında 6 düşünce

  1. Aylin Kurhan diyor ki:

    Özlemcim o kadar uzun süredir bloglara uğramıyorum ki . Yazını da bu kadar çok geç gördüğümden gecikmiş bir yeni yıl dileği olacak. İnşallah sağlıklı bir yıl olsun hepimiz için, hayatta kalalım gülebilelim söyleyebilelim okuyabilelim. O kadar karmakarışık bir ruh halindeyim ki, pandemi bir yandan Türkiye bir yandan sanki biri üzerime basıyormuş gibi yaşıyorum debelenip duruyorum kurtulmak yaşamak için. Çoğumuz benzer ruh halideyiz. Kitaplar birer yoldaş dayanma gücü veren dostlarımız olmaya devam ediyor. Sevgiyle kal..Aylin

  2. A.Sonat diyor ki:

    Özlem’cim öncelikle yeni yıl yüzünü güldüren, tekrar hayaller kurduran ve sağlık dolu bir yıl olsun.
    Hepimiz aynı durumdayız. Koca bir yılı, birbirine benzer keyifsizlikte günler yaşayarak, “aman hastalanmayayım, etrafımda kimseye zarar vermeyeyim” korkusuyla her şeyden sakınarak, çok mızmızlık çekerek, bazılarına karşı gereğinden fazla sabır ve hoşgörü göstererek, sevdiklerimizden uzak kalarak, geçmişe daha çok iç yolculuğu yaparak, kendimizle daha sık konuşarak geçirdik. İnsan anı biriktirmeyince, yaşanmış gibi gelmiyor günler. Tam da bu yüzden, 2020 kayıp bir yıl oldu sanki. Ajandalarımız, günlüklerimiz, bloglar boş kaldı… Yine de sağlıklıyız ve yolculuğumuz devam ediyor. Ve sabredince güzel şeyler de oluyor. Okumaya, izlemeye ve yazmaya devam bence.
    Sevgi ve dostlukla…

    • Gulsah diyor ki:

      Pandemi ne çok şey öğretti bize… En çok “ha deyince çıkmayı” özledim… Sarılmayı, rahst nefes almayi…
      Sayende tanışmıştım Patty ile, sevdim de… Yeni çıkacak kitabı da ekledim aklımın odalarına. Sağlıklı iyi seneler Canim 🌼😘🎈

  3. Sibel diyor ki:

    Hosgeldin canim Ozlem’cim.Ne zamandir mesaj atatim bu kiz niye bu kadar sessiz kaldi diye dusunuyorum ama dusundugumu bir turlu uygulamaya koyamadim.2020 kazindi da kazandi ruhumuza.Bende de ne plan ne program var,geleni geldigi karsilayip kabul etmekten baska.Iyi yillar Ozlem’cim:)

  4. Leylak Dalı diyor ki:

    Sağlıklı ve üzmeyen bir yıl diliyorum Özlemcim. Bu yılı hepimiz benzer duygularla geçirdik, yalnız olmadığını bilmek de bir yerde teselli, hele de kayıpsız atlatmak. Kimler ne canlarını yitirdi ki birini yakınen biliyoruz, hala kendine gelemedi. Umalım ki 2021 bizi çok üzmesin, tam anlamıyla eskiye henüz dönemesek de en azından biraz daha rahatlayalım, endişemiz azalsın. Sevgiyle kucaklıyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir