Etiket Arşivleri: marsilya gezi yazıları

paul cezanne

Cezanne ve Aix!

Hâlâ Aix en Provence’da Cezanne’ın peşinde gezmeye devam ediyoruz di mi? Ben bu şehre aşık oldum, itiraf ediyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda şehrin bana kesif bir huzuru anımsattığını daha yakından fark ediyorum. An itibariyle pencerenin hemen dışında usul usul yağan yağmuru, bir de orada bir kafenin terasında, elimde sıcacık bir kahveyle seyretmeyi ne çok isterdim….

Aix en Provence, Cezanne’ın Şehri…

Aix en Provence’a gittiğimizde aylardan Temmuz’du. Hava sıcak mı sıcak… Çantamda buraya gelmeden aylar önce doldurmaya başladığım defterim; şimdi tam da buraya gelmişken açılıp okunmayı, hatta içine bir de yaşanmışlıkla yazılmayı bekliyor. Bu kadar sıcak bir havada gezmekten hoşlanmamamıza rağmen yapacak bir şey yok: Mevsim lavanta mevsimi! Aix en Provence ise Cezanne’ın şehri. Arabamızı park…

Cebimdeki Yolculuk: Marsilya 3

Nerde kalmıştık? Hımm, sevdiklerimiz ve sevmediklerimizle Marsilya, değil mi? Yol ve yolculuk bambaşka bir olgudur, bunu hepimiz biliyoruz zaten! …ve en önemlisi kendi yol tecrübelerimizi kendimizin yaratmasıdır. Yolculuğu farklı kılan ne çok şey vardır: Sevdiklerinle yolda olmak en güzelidir, dilediğin yerde dilediğin kadar kalmak ve yol halini aceleye getirmemek. Yol halini aceleye getirmemek! Sırf bu…

Aix en Provence, seni unutmam ne mümkün!

Akdeniz’in kıyısına eni konu yerleşmiş bir şehre belki de haksızlık ederek ayrılıyorum Marsilya’dan. Bana sunduğu birçok kıyağa rağmen hem de! Oturup düşündüğümde konakladığımız Mercure Oteli’nin bize sunduğu konforu es geçemeyeceğimi anlıyorum. Bir kere sonuna kadar kullanabildiğiniz ve her gün yeniden doldurulan minibar  üstüne kolayca çizgi çekilmeyecek kadar güzel bir hizmet. Bunun için beş kuruş para talep etmiyorlar…

Cebimdeki Yolculuk: Marsilya 2

MARSİLYA’DA BİR KÖŞE BAŞI: Au Vieux Clocher Kimi güzel anlar vardır; ister bir yere not edin, ister etmeyin siz yaşadığınız sürece var olmaya devam ederler. Marsilya’da aradığımı bulamasam da, gölgesi büyük bir ağacın hayali hiç çıkmıyor aklımdan. Üstelik defterimin köşelerinden birine, gölgesi paylaştığım güne dair birkaç satır düşmüşüm: Yeryüzünün hangi köşesi olursa olsun, sevdiklerin yanındaysa…

Cebimdeki Yolculuk: Marsilya 1

Marsilya’ya gideceğiz diye çıktık yola. Tabii artık çok geziyoruz ya, yolculuklara çıkarken daha rahatız. Nerde o bilmediği bir yere gitmeden önce ıncık cıncık şehrin her şeyini internetten, kitaplardan araştıran, okuyan, öğrenen Özlem? Elbette yine araştırıyorum internetten! Daha çok mutlaka görülmesi gereken yerler, yenmeden dönülmemesi gereken yemekler, ardında iz bırakmış yazar ya da sanatçılar araştırma alanımın…

Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim.

Şöyle diyorum kendime: ”Kışın soğuğunda kendine verdiğin sözleri unutma! Yazı özlemle beklemiştin. Şimdi baharın yorgunluğu, yazın sıcağı derken sızlanmaya başladın yine!” Özlediğim bahar çoktan geldi geçti, yazı yaşıyoruz. Kızgınlığım özlenen günleri beklerken zamanın bu kadar ağır ilerleyip, tatil denen o tadından yenilmez meredin hemen maziye karışmasından! Tatil çoktan bitti. Üstümde hâlâ yorgun bir tembellik! Tembellik…