Etiket Arşivleri: new york gezi notları

three-lives-bookshop_Fotor

Bazı yerler ev gibi: New York Kitapçıları

İşte New York Kitapçıları : Kitap ve kitapçı severler için çok güzel bir yazı bu. Hem gezerken hem de yazarken çok keyif aldım. New York’ta karşıma çıkan her kitapçının kapısından içeri girdim. Renkli renkli kapılar vardı önümde. Utanmaz bir kırmızıya bürünmüş olanında kalbimin bir kenarını bıraktım; üstünde çocukluk kokusuna benzer bir koku taşıyordu. Bir tanesi…

Meg Ryan ve Tom Hanks ile Cafe Lalo

Nora Ephron filmlerini severim. Üstlerinde içimi ısıtan bir naiflik, yüzümü güldüren espriler, film boyunca hakkında konuşulan bir kitap, vefayla bahsedilen bir film, dozunda romantizm ve bolca yaşama sevinci taşırlar. Ailem gibi hissettiğim oyuncular başrollerde oynar ve bana şunu hissettirirler: Her şeye rağmen yaşamda tutunulacak bir dal mutlaka vardır. Film Mekanları- New York Kafeleri Harry Sally…

Her gidişin bir dönüşü var.

Eve döndük. Bir seyahat daha bitti. Aslına bakılacak olursa bu benim bir şehirde yer değiştirmeden en uzun kalışım oldu ve her dakikasından çok keyif aldım. Şaşırtıcı bir şekilde devamlı fotoğraf çekip durmadım. Kendimi şehrin akışına teslim ettim. Saatlerce yürüdüm, bir yanıma gökdelenleri alıp şehri keşfettim. Central Park‘ta ağaç gövdelerine sırtımı yasladım, çimlere yattım, uzun uzun…

Elmadan bir ısırık: New York

New York Konaklama Yazısı: Bu yazı en büyük hayallerimden ve mutluluklarımdan birinin yazısı. New York’ta on beş günlüğüne bir ev kiralamak ve ucundan da olsa kendini bir New Yorker gibi hissetmek. Manhattan’da küçücük bir ev kiraladık. 72.Caddede, Central Park’ın hemen yanı başında. Bir arka sokağımızda Doğal Tarih Müzesi var. Selçuk günlerce internet üzerinde bir ev…

New York Günlüğü: Barnes & Noble

New York Günlüğü İtiraf etmem gerekirse uzun zamandır böyle bir anı hayal ediyordum. New York’a gelecek, Barnes and Noble’da bir masaya oturacak, kahvemi alacak ve duvarlarda resimleri olan edebi kahramanların karşısında yazı yazacaktım. Öyle deftere falan yazmayı da hayal etmiyordum açıkçası. Bütün yazarlar nasıl bir kafede oturup, bilgisayarlarının karşısında yazıyorlarsa öyle yazacaktım. Her şehrin bir…

Her kitabın okunacağı kendi özel zamanı var!

Her kitabın okunacağı özel bir zaman var. IKEA’dan alınma kitaplıklarımızın içinde, çalışma masasının üstünde, salondaki köşe sehpada okunmayı bekleyen onlarca, yüzlerce kitap var. Evde bunca okunmamış kitap varken kitap almaya devam ediyorum. Bazı kitaplar sıcak yaz günlerini, bazıları ılık bir eylül sabahını, kimisi de lapa lapa kar yağan bir kış gününü bekliyor. Kimi kitapların ilk…

Peki ama ya Gezi Parkı?

New York’ta karşıma çıkan ilk park Bryant Park’dı. Gertrude Stein’ın büyük bedenine emanet edilmişti. Halkın nefes alması için gökdelenlerin ortasında bir vaha gibiydi. Eh, takdir etmek gerekirdi ki, öğle yemeklerini yemek için insanlar AVM’ler yerine bir ağacın gölgesini tercih ediyordu.   San Francisco- Muir Woods Ahşap çitlerle çevrili patikanın dışına çıkıp, ağaçlara dokunmak yasak. Özenle…

New York’ta alışveriş

     Jetlag olma durumuna hep güler geçerdim. Daha önce okyanus aşırı birkaç seyahatim olmuşsa da hiçbirinde saatlerim birbirine karışmamıştı. Gidişimde de bir sıkıntı yaşamadım ama dönüş yok mu o dünüş, geldiğimden beri yorgunluktan bitmiş durumdayım. Dün geceyi sabaha karşı altı sularında yatağı görerek sonlandırabildim, tabii şimdi de uyumak istiyorum…    New York iyi geldi…