Kategori Arşivleri: Gezi Notları

Düşler Ülkesinde Bir Gün

Yeni Yıl Pazarları Blogdan bu kadar kopmak istemediğim için yazıyorum. İrlanda notlarına başlamıştım ama bir türlü toparlayamıyorum. Yaşadıklarımı alıp bir masanın önüne oturmam lazım ama ne yazık ki bu günlerde blog yazısı yazmak için masanın başına oturma fırsatı yaratamıyorum. Gezi yazısı toparlamaya çalışmanın çok zaman ve çok çaba isteyen bir yanı var. Yazıyı yazmak yetmiyor,…

CocodeMer

Çok gezen insanları hayatımızdan nasıl çıkarırız?

Bu günlerde gözümü seyahat bürüdü. ? Sanki etrafımdaki herkes bir yerlere gidiyor ve buna karşılık ben evde oturup gidenlerin geri dönmesini bekliyorum. En son şubat ayında Frankfurt’a, oradan da trenle Paris’e gittiğimden beri İstanbul’un bekçiliğini yapıyorum. Ben görevimi icra ederken Selçuk bir hafta sonunu Moskova’da, bir diğerini Ukrayna’da, bir başka haftasını Çin’de, en son geçen…

Nisan ayı hayallerine hoş geldiniz!

Bunca şeyin arasında insan yapmaktan keyif aldığı şeyleri unutuyor. ? Devamlı yapacak bir şeyler, yetişecek durumlar var. “Kuzey’in sınav zamanı, işler çok yoğun, havalar da pek iyi değil, biraz da evde dinlensek mi?” derken bir bakıyoruz ki günler geçmiş, aylar başka mevsimlere doğru yol almış. Ardından başka bir an geliyor; hastalıklar, gidip de dönmeyenler, saçımıza…

Biz adam olmayız

Atlas Global’le ilgili son durumu bildirir, yaşamıma devam ederim arkadaşlar. Bir sonraki yazımda söz güzel şeylerden bahsedeceğim. Karanlık bulutları dağıtmak istiyorum artık❗ Atlas Havayollarının bilet işi yeter miktarda canımı sıktı. Budget.air’dan bilet almakla hata yaptığımı söylemiştim. Başka yerlerde yayınladığım yazının altına yazdıkları yorumlarla bunun çokça altını çizenler oldu. “Sen de oradan bilet almayacaktın? Ucuz bilet için…

Hadi size biraz içimi dökeyim.

Sesim çıkmıyorsa hiçbir şey yapmıyor değilim elbet. Öncelikle bedenimi ve ruhumu bahara hazırlıyorum. Yok, spor falan yapmıyorum. Her yerim ağrıyor, yorgunum. Vitamin alacağım. Dün eve gelip yine yorgun ve biraz da stresli hissedince bir kadeh şarap koydum kendime. Sonra telefonum çaldı. Baktım Atlas Global. Atlas Hava yollarından bahsediyorum. Son on gün içinde sık sık kendileriyle…

İlk kez yolculuğa çıkmanın heyecanı

Blog yazmanın güzelliklerinden onlarca kez bahsetmiştim. Duymayan varsa yineleyeyim: Müthiş bir şey blog yazmak. Aynı zamanda da emek isteyen bir şey. Biraz düşünmek, bolca yazmak çizmek, doğru şeyleri ifade edebilmek için çaba sarf etmek gerekiyor. Blogda ilk yazımı yazdığım günden bugüne olan yolculuğumu düşününce ne çok yol aldığımı fark ediyorum. Bir kere artık daha derli…

Senin en mutlu olduğun şehir hangisi?

Senin en mutlu olduğun şehir hangisi? Gözlerini kapattığında rüyaya daldığın, tüm kırgınlıklarını, kızgınlıklarını bir an için olsa rafa kaldırdığın? Bir gülümsemeye sebep, hayat işte bu anlardan ibaret dedirten. Sevgili Okur, Hâlâ bu şehirde olmaya alışamadım. Aklım, kalbim on beş gün önce geldiğimiz Paris’te. Bu sabah Selçuk’a, “Sahi o kadar oldu mu Paris’ten döneli?” dedim. “Oldu.”…

Ah bu ben!

Frankfurt, hayat dönemecimde sıklıkla uğradığım şehir. Ben kestim zannetsem de göbek bağımın bir türlü kopamadığı şehir. Frankfurt’tan Paris’a giden bir trenin içindeyim. Hayatta çok güzel anlar da olduğunun bir kanıtı bu saatler. Kendime üzüldüğüm, kaderin tokatını yediğimi düşündüğüm zamanlarda bu durumu hatırlatmaya karar verdim. Üstelik iki saat geçtikten sonra trende wi-fi olabileceğini akıl ettim, peşinden…