Kategori Arşivleri: Gezi Notları

Her gidişin bir dönüşü var.

Eve döndük. Bir seyahat daha bitti. Aslına bakılacak olursa bu benim bir şehirde yer değiştirmeden en uzun kalışım oldu ve her dakikasından çok keyif aldım. Şaşırtıcı bir şekilde devamlı fotoğraf çekip durmadım. Kendimi şehrin akışına teslim ettim. Saatlerce yürüdüm, bir yanıma gökdelenleri alıp şehri keşfettim. Central Park‘ta ağaç gövdelerine sırtımı yasladım, çimlere yattım, uzun uzun…

Ekonomi sınıfı yolcusu bir gün business class’ta yolculuk ederse ne olur?

Şu temkinli tiplerdeniz; karı-koca, ikimiz de. Çarşamba gecesi saat 21.00’de evden çıktık. Sanırım bir saat içinde Atatürk Havalimanındaydık. Tam da biletin üzerinde yazdığı gibi en az iki saat öncesinden alanda olmaya dikkat ederiz. Hatta Atatürk Havalimanını kullanacaksak üç saat önce. Dünyanın bir ucu gibi geliyor bu havaalanı bana. Buranın kalabalığı beni büyülüyor. Etrafta yürüyen, yerlerde…

Patti Smith: M Treni

Çok sevdiğim bir kadından ve belki de en sevdiğim kitapların birinden bahsedeceğim size. Patti Smith ve müthiş anı kitabı M Treni. Bu kitap benim başucu kitaplarımdan biri. ”Siyah çayın kokusu Oz’daki gelincik tarlaları gibi bir etki yaratıyor, insanı sersemletiyordu sanki.”                               …

Yine Julia Child’ın kollarına bıraktım kendimi!

Bahçedeki zeytin ağacı çiçeklendi. Elbet, bir zeytin ağacını ilk görüşüm değil; ama bahçedeki yerini aldığı günden beri her gün yanına gidiyorum. İnce dallarına ve solgun yapraklarına dokunmaktan çok, gövdesine sürüyorum elimi. Hemen hemen aynı yaşta olduğumuzu düşünüyorum. Bir zeytin ağacına göre çok genç, insanoğluna göre orta yaşı devirmek üzere. ” Sen benden daha gençsin!” diyorum….

Sisler altında beni bekleyen köprü, Golden Gate!

Golde Gate Köprüsü… San Francisco kentiyle eşleşmiş köprü ve ardında nefis mi nefis bir orman, Muir Woods… Sabahın tahmin edilebileceği gibi çok erken bir saatinde yollardayız yine. Şimdilik hiç göremediğimiz Melekler Şehri’nden San Francisco’ya doğru gidiyoruz. Arabada bir sessizlik hakim; muhtemelen ilk kahvaltı molasından sonra herkes yavaş yavaş ayılmaya başlayacaktır. Bir müddet sonra GPS bize…

Frankfurt cicileri!

Frankfurt’tan çantama düşenler:) Pazar akşamına geldiğimize inanamıyorum. Daha haftanın yorgunluğunu atamamıştım oysa. Üst üste soğuk şehirlere yapılan yolculuklar hepimizi hastalıktan ayrı köşelere düşürdü. Bir yorgunluk hali var ki üstümde, battaniyeyi alıp üstüme kıvrılasım var. Pazar gününün keyfini, yarının Pazartesi olmasının sıkıntısı sarmış durumda. Şu dünyada hep gülüp oynasak, hiç çalışmasak olmaz mı kuzum? Bu kadar…