Hayatımızda her şeyin sıradanlaştığı bugünlerde evde tadilat yapma kararı verdik. Uzun zamandır ertelediğimiz, “Ah, şu ödeme de bitsin, sonra hallederiz. Şimdi tadilat işiyle mi uğraşılır?” diye diye öteledikçe ötelediğimiz onca şeyi yapmamız için Covid sebebiyle bunalmamız, Covid’li 2020 yılının yaz aylarının sonuna gelmemiz gerekiyormuş. Tadilatın hepimizce bilinen zor birçok yanı var. Usta problemi, derdini anlatma…
Kategori Arşivleri: Hayat Akıp Giderken
2019 Yılında Macera Kitabım ❤️ Bu sene hayatımızda neler oldu? 2019 senesinde nerelere gittik, neler yaşadık. Bir senenin ardından işte hayatımız… Oturup bu senenin defterini dürmek istiyorum ama korkuyorum. Geçen gün bir arkadaşımla konuşurken şöyle dedim: “2019 kendimi sevmeye hiç fırsatımın olmadığı bir yıl oldu. Ne bu seneden ne de kendimden memnunum.” Allah, daha beterini…
2019 yazı bitti bile. Hayatımın en hızlı yazlarından biriydi. Şimdi arkasından bakıyorum öylece. Yaz mevsimi bitmek üzere. Sonbahara bir şey kalmadı. Bizim yaz da tatillerin ardından sona yaklaştı. Birkaç gün sonra okullar açılıyor. Bu seneye dair anlatacak çok şey var aslında. Şubat ayındaki Avustralya tatilini anlatamadım bile sizlere. Vakti yettiremedim. Oysa Avustralya’yı anlatmayı çok istiyorum….
#2 Hayat akıp gidiyor hızlıca. Yarın gideceğimi önceden hiç düşünmediğim bir yere doğru yola çıkıyoruz. Şaka değil, dünyanın bir diğer ucuna Avustralya’ya gidiyoruz. Şu bizim meşhur yan komşu fark ettirmeden kanımıza girdi. Bir baktık ki Avustralya hayalleri kurmaya başlamışız. Biletler alınmış, mayolar, güneş gözlükleri bavula atılmış ve gitme zamanı gelmiş. ? Hayat insana ne güzel de…
52 Liste Projesi Liste 52- Yılın en unutulmaz anlarının listesini yapın. Bu senenin ocak ayına da bildiğim şekilde girmişim: Hemingway’in “Paris Bir Şenliktir” kitabını okuyarak. Sanırım bu benim için bir tür totem. En sevdiğim şehirden uzak kalmamak için kendimce minik heyecanlar yaratıyorum. Yeni yılın ilk sabahında ya da o yorgun sabaha girmeden birkaç gün önce bu…
Ankara’ya gideceğimiz kesinleştiğinde İstanbul’a kış çoktan gelmişti. Bu yolculuğun benim için tek anlamı vardı: Pencerenin kenarından yüzlerce kez seyrettiğim trende ben de artık bir yolcu olacaktım. Ne çok kez provasını yapmıştım bu anın. Gerçek anlamda olmasa bile hayallerimde öyle çok kez yola düşmüştüm ki. Gecenin karanlığında istasyonun bir ucundan görünen tren, uzak memleketlere doğru…
- 1
- 2