Etiket Arşivleri: paris gezi rehberi

And Özlem goes to Paris

Tekrar bir Paris yolculuğu için kendi adıma geri sayımım başladı…Haftasonu itibariyle inşallah tekrar gökyüzüne Paris’ten bakabileceğim.Benim için Paris metro istasyonundan sokağa adım attığım anla beraber başlıyor.Sanırım bu seyahatimizde yanımızda arkadaşlarımızda olacak.Kafamda tabii ki gidilecek yerlerde ilgili bir liste var..Amma velakin Parisle ilk buluşmasını gerçekleştireceklerin olduğu aldığım duyumlar arasında…Bu durumda klasik yerler gezi listemizin başında olacak…

Paris’e güzelleme!

St.Germain Bulvarı’nda uzun bir yürüyüş aşkı çağrıştıran Paris güneşi altında, başdönmesi yaratan fransız kadınları, kahve kokusu içime işleyen cefe de flore’da oturmuş düşünürken kendimi les deux magots müşterilerinin hain bakışları sorar gibi hangimiz daha havalı? belki mutluluk sürmeyecek ömür boyu hiçbir hayatta paris bir anlık, bir nefeslik, büyüleyen bir hayal cafe de flore’da bir yudum…

Cafe de Flore

Anlaşıldığı üzere Cafe de Flore ‘dayız. Kalem bu sefer Mr.S’in elinde… ”Söz uçar, yazı kalır.” Ünlü düşünürlerin oturup felsefik tartışmalar yaptığı bu kafede etrafım birçok ülkeden gelen misafir tarafından sarılmışken düşünüyorum. Bu kafede oturan ve hemen hemen hiçbiri Fransız olmayan insanlar, artık burayı bir müzeye dünüştürmüş. Buraya gelip bir kahve içmek de turistler için vazgeçilmez…

Güneşsiz bir Paris sabahı :(

Bugün çoook soğuk… Noldu bu güneşe ? Nereye gittin yahu? Burada bu notları direkt bilgisayarıma yazmıyorum, küçük mavi gezi defterime notlar alıyorum fakat kalemi tutan elim kağıt üzerinde zor ilerlemekte. Yağmur yok ama rüzgarın dondurucu bir etkisi var. Sabah otelden ayrılırken niyetimiz Monet’nin bahçeleriyle ünlü Paris’e trenle 45 dakika uzaklıktaki Giverny’deki evine gitmekti fakat yüzüme…

Paris Bir Şenliktir: Shakespeare and Company

Paris ile ilgili yazmayı düşündüğüm yerler arasında Cafe de Flore ve Shakespeare and Co. isimli kitapçı var ama ben yazacaklarımı yazmadan önce Ernest Hemingway’in ”Paris Bir Şenliktir” (Paris is a Moveable Feast) adlı kitabında Shakespeare and Company ile ilgili yazdıklarını aktarıyorum. O günlerde kitap alacak paramız yoktu. Okuyacağım kitapları 12 rue de l’Odeon’daki, Sylvia Beach’in sahibi olduğu…

Porte de clignancourt-Paris bit pazarı

Porte de Clignancourt’a gitmeye hazır mısınız? Paris’e her gidişimizde yapmadığımız bir şeyi yapmaya çalışıyorum. Metroya atlıyor ve şehrin biraz daha dışına doğru yola düşüyoruz.   Paris’teki ikinci sabahımız. Kahvaltıyı otelde etmemeye karar verdik ve bugünkü hedefimiz Paris’in şu pek meşhur bitpazarına gitmek. Serin bir pazar sabahı. Kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum. Hayır, güneş ortalıklarda yok. Nankörlük etmeyeceğim…

Paris’te nerelere gitsek?

Paris ile ilgili anlatılabilecek şeyler bence Paris’in sizin için ne anlam taşıdığı ile doğru orantılıdır. İlk kez gidecekler için Paris’te gezilecek yerler, Paris’e daha önceden gidip oraya gönül verenlerle aynı değildir diye düşünüyorum. (Tabii bazı yerler var ki ne kadar giderseniz gidin her gittiğinizde yine görmek istersiniz.) Benim için Montmartre, ki çok sevdiğim kahramanım Amelie’nin…

Bonjour Paris, ben geldim yine.

Gökyüzü apaydınlık… Çok güzel bir gün… Orly’den trenle Pigalle’e geldik. Metro istasyonundan dışarı adımımı atar atmaz Paris karşımda işte! Otelimiz bu sefer Pigalle’de. Evet biraz tehlikeli gibi gözüküyor değil mi?  Moulin Rouge ile aynı sırada küçük, şirin bir otel. ”Le Chat Noir”. Otelin hemen yanıbaşında aynı adlı bir bistro var ki yemek yemeden dönülmemesi gerek diye…