Etiket Arşivleri: paris gezi rehberi

Paris’te nerede kaldık?

Odadan da, otelden de, şehirden de ayrılıyorum ya size bugünlük kısa atıştırmalık yazımda kaldığımız otelden bahsedeyim. Olur mu? Her seferinde ayrı bir bölge! Koca kişisi ile aldığımız karar budur. Bazı seferler kaldığımız otelleri çok beğensek de, işledikleri cinayetten sonra olay mahalline geri dönen suçluların aksine aynı otele gitmiyoruz bir daha. Paris’e bize anlatacağı bilinmedik bir…

Paris’te yapacak ne çok şey var!

Bir hafta sonraki yolculuğa hazırlanmaya başladım elbet! Elizabeth Bard’ın Paris’inde gezilecek nereleri var? Tatil bittiği için üzülüyorum; ama yetti. Kendimize geldik, dinlendik. Şimdi bir hafta sonra içinde olacağım uçağın ve varacağım şehrin hayalini kuruyorum. Hava durumuna bakıyorum; pek iç açıcı değil. Paris soğuk! Kalın ama hafif bir mont alacağım bu durumda yanıma mecburen. Hayalini kurduğum…

Le Select, Paris

Vakti zamanında bir gün, şimdi geçmişte kaldı, Paris severlerin bildiği bir kafenin masalarından birinde seyre daldım. Yaptığım pek de hoş bir şey değildi, biliyorum! Yan masada kahvesini içmekte olan yaşlı bir adamın mahremiyetine girmek ne kadar doğru olabilirdi ki? … ama o yaşlı adam benim sevebileceğim bir yaşlı adamdı. Eskimiş çantasını yanındaki boş sandalyenin üstüne bırakmıştı….

Paris’e gitmek için 5 neden!

Bir kere canın çok sıkkınsa ve acele yoldan mutlu olmak istiyorsan Angelina‘ya gidebilir, şahane bir sıcak çikolatayı höpürdetebilirsin. 🙂 Adres: 226 Rue de Rivoli, 75001 Paris Paris’in en güzel kitapçılarından biri olan Abbey Bookshop‘a uğrayabilir, büyük bir ihtimalle kitabevinin sahibi Brian tarafından ikram edilecek kahveyi içip, kitap kokuları içinde huzur bulabilirsin. Adres: 29 Rue de…

Monet’nin evine nihayet vardık!

Monet’nin evine gittim. Ben zaten karşıma çıkan her eve tereddütsüz gidiyorum. Yolun içinde, paranteze saklanmış başka bir hikâye gibi oluyor o zaman yaşadıklarım. Uzun uzun anlattım St. Lazare Garı’nı, trenlere olan sevdamı ve yolda hissettiklerimi. Sanırım trenlerle ilgili söyleyeceklerim hiç bitmeyecek benim; çocukluğumda çok tren yolculukları yaptığımdan değil, evimizin önünden geçen rayların üstünde giden trenlere…

Trenler hayatımın orta yeri: Monet’ye yolculuk!

St. Lazare Garı’ndan kalkacak tren için bir gün önceden biletimizi alıyoruz. Gelmeden internet üzerinden almayı denesem de, başarılı olamıyorum. Paris’te şehrin bana sunacaklarını kaderin ellerine teslim ediyorum. St. Lazare istasyonundan kalkıp, Vernon’a gideceğiz, oradan da kısa sürecek bir yolculuk için yolcularını bekleyecek olan otobüse binerek, Giverny’ye… Giverny, Monet’nin köyü… Monet’nin kırk üç yılını geçirdiği, meşhur…

Koca gözlü bir şarap bardağının ardından aklıma düşenler…

Picasso Müzesi’nin karşısında bir duvarda bekleyen küçük oğlan! Yazma zamanım gelmiş demek; birkaç gündür bekliyordum yaz zilinin gelip kulağımın dibinde çalmasına. Geldiğimden beri bedenimle ruhum ayrı yerlerde geziniyor. Her yurt dışı dönüşümde kafamın çokça boşalmasından olsa gerek, İstanbul’a dönünce keyifle yapacağım şeyleri listelerdim. Mesela sporu genel olarak düzenli yapmama rağmen, parklarda koşan insanları görüp, ben…

Angelina ve Paris’in en güzel sıcak çikolatası!

Paris’te gizli bir sıcak çikolata hikayesi: Angelina. Tarihi bir mekan. Rue de Rivoli üzerinde önünde uzun kuyrukların oluştuğu güzel mi güzel, eski mi eski bir pastane. Aslında çoğu zaman alışık olduğum kitapçıların raflarının arasında gezinirim. Bu durumun birçok iyi yanı olduğu gibi, kötü yanları da var. Rutin gezinmeler sırasında ayaklarınız sizi bilmediğiniz rafların önüne taşımaz…